Terör şebekesinin, Bahçeli ve ardından İmralı çağrısıyla, sözde kongresini toplayıp, aldığı kararlara bakıldığında, yığınla şüphe taşıdığı, hatta, açıkça yeni şart ve talepler içerdiği, anlatıldığı, ambalajlandığı, kamuoyuna sunulduğu gibi olmadığı görülmektedir.
Şüpheler, sadece şebekenin sözde fesih ile ilgili aldığı kararlarla da sınırlı değil elbet.
TBMM’ de, İmralı görüşmelerinde bulunan bir bayan vekilin, fesih kararı ve alınan kararları, şebeke siyasetinin “zaferi” gibi sunması, emperyalist ve ziyonist Küresel eşkıyanın söylemleri, Körfez ülkelerine yaptığı haraç alma ziyaretleri, aldığı yüklü haraçlar, bölge ülkelerinin eşkiyayı olağanüstü gayret ve şatafatla karşılamaları, aşağılık ve çukurun çukuruna düşmeleri, atanmış bölge idarecilerine adeta köle gibi muamelesi, Colani’nin yalvar yakar Trumpyahu ile orada görüşmesi, O’na önerilen ziyonist istek paketi, bölge idarecilerine övgü ve sıcak mesajlar, henüz haraç ziyareti yapmadığı ülke idarecilerinin de Trumpyahu’ya sıcak dostluk mesajları, davetleri, tüm bölge atanmış idarecilerinin “Aferin, ne iyi ettin de soykırım yaptın” tarzında söylem ve eylemleri, ödüllendirmeleri ve diğer yandan İzrail’in Gazze ve Filistin’i tümüyle bombalar ve açlıkla katletmeye devam etmesi, bunun kanıksanması, gündemde dahi yer almaması, sadece pkk’nin feshi, farklı isimlerde var olan şebekelerin varlığına dokunulmaması, Suriye’de oluşturulan ve henüz ilan edilmeyen, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminden sonra, “Kuzey Suriye Bölgesel Yönetimi”nin oluşması, bu şüpheleri artırmakta, gizlenen ama gerçek olanı ortaya çıkarmaktadır.
Konu ile ilgili sosyal basında paylaşılan iki yazıyı, konuya açıklık getirmesi ve belli ölçüde katıldığımız muhtevası nedeniyle, iktibas ederek makalemize devam edelim.
“Pkk sonuç bildirgesinden bir kaç cümle:
"Pkk, Lozan ve 1924 Anayasası'na karşı kurulmuştur, Duruma göre yeni perspektiflerle yeni adımlar atılır ve yeni öz örgütler kurulur. Bu halk kendi zemininde kendi örgütlülüğünü geliştirecek. Pkk feshedilecek diye Kürtler örgütsüz mü kalacak sanılıyor. Pkk misyonunu tamamlamıştır. Eşit yurttaşlık temelinde bu sorun çözülecektir"
Anlamayana açalım,:
1) İstediklerimiz kabul edilmezse daha etkili, öldürme gücü daha kuvvetli yeni örgüt kurulacak diyor yani.
2) Bizim istediğimiz, seni ve ülkeni ve de devletini var eden Lozan'ın iptalidir, yerine Sevr'in kabulüdür diyor yani.
3) Peki Kurtuluş savaşını neye karşı verip, Lozan'ı imzalatıp, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduk biz? Sevr'e karşı!! Kime karşı verdin o savaşı, Sevr'i yırtıp hür, özgür ve tam bağımsız bir millet ve devlet olabilmek için?
1.Dünya savaşını kazanmış dönemin dünyadaki en güçlü devletlerine ve Afrika, Hindistan, Yeni Zelanda, Avustralya ve yedi düvelden getirdikleri askerlerine karşı.
4) Şimdi, bu ''terörsüz Türkiye" yalanı o yedi düveli dize getirip, yırtıp attığın o Sevr'i 40 defa yenip bitirip en son bin tane kalmış dağ sıçanının isteği üzerine kabul etmiş olmuyor musun?
5)Yeni durumlara göre, yeni ve daha güçlü örgütler kuracağız dediklerine göre, "istediklerimizi yani Lozan'ı ve Anayasa'da yazılı üniter - mili devleti iptal etmezseniz daha güçlü olarak gelip daha çok öldüreceğiz" demek değil mi?
Ee hani bunlar şartsız olarak silahı bırakıyordu? Len bu savaşı kim kazandı? PKK mı, yoksa 40 defa Türk ordusu mu? Adamlar neredeyse ''silahı teslim et ve isteklerimizi kabul et '' diyor. Bunların isteklerinin binde birini vermek parmağı, ardından eli, ardından kolu ve tüm bedeni vermektir. Bu, Türkiye'yi Balkanlar'a çevirip, işin sonunda Türk milletini Balkanlar'daki gibi soykırımdan geçirmektir.
6) Pkk misyonunu tamamladı deniliyor.
Demek ki, görevini tamamladığı ve yeni görevi Ypg devraldığı için, asıl sahipleri İsrail ve ABD tarafından tasfiye ediliyor. Bu da Bahçeli ve Erdoğan’ın zaferi gibi kakalanıp, Türkiye tasfiye ediliyor
6) Gelelim zurnanın zırt dediği yere :
Zaten PKK'nın, yani ardındaki İsrail, ABD, İngiltere, AB ve hatta Rusya'nı ne istediği ilk baştan beri belli idi.
Bu isteği bildiğin için 40 yıldır savaşıp, 40 bin evladını kurban verdin. Sevr'i kabul etmiyorum dediğin için, üç kuşak Pkk ile doğdu, yaşadı ve bedel ödedi.
Şimdi ''eşit vatandaşlık” derken neyi kastediyorlar?
Anayasa'ya kurucu olarak Kürtlerin eklenmesini. Resmi dilin yanına Kürtçenin eklenmesini. Kaldı ki sadece 5-6 bin kelimden oluşan Kürtçe diye özgün ve doğal bir dil yok. Van'daki Urfa'dakini, Diyarbakır'daki Hakkari'dekini anlamıyor. Türkiye'deki Suriye ve Irak'taki hiç anlamıyor. Hepsinin konuştuğu dilin aynı dil olup olmadığı dahi belli değil.
Tekrar edelim: Türkiye'de herkes birbiri ile eşitken, hatta Kürtler nüfuslarına oranla siyaset ve ekonomiden üç kat fazla hak almışken, ne demek oluyor o halde eşit vatandaşlık dayatması? Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu Lozan'ın iptali!! Yani senin milli varlığının ve devletinin iptali. 1071'den beri Haçlıların ve Batı'nın nerdeyse 500 bin kişilik ordularla gelip iptal ve yok edemediğini, bin tane pkk'lı ve senden görünen, siyasetine çöreklenmiş o Haçlı ve Yahudi çocuklarının iptal ettiğine şu an şahit olmaktasın.
Bere kim diyor bu "eşit vatandaşlık" kelamlarını sabah akşam?
Millet bu ihanete başkaldırıp, meydanlara çıkmasın diye milleti boş işler için sabah akşam meydanlara toplayan, algıları başka yöne çevirip oyalayan, Sevr'i yırtıp atıp Lozan'la bu devletin tapusunu alan adamın koltuğunda oturan Özgür Özel. Eski genel başkanı Kılıçdaroğlu. Cumhurbaşkanı adayları İmamoğlu.
Tam on yıldır Türkiye tasfiye ediliyor, CHP de bunlarla iş tutuyor, uyanın ve bizlere destek olun diye çığrınmaktayız...
Tasife edilen Pkk falan değil, tasfiye edilen üniter Türk devleti. ( Efe Korkut)
DİĞER PAYLAŞIM DA ŞÖYLE:
“ Önemli olan Pkk’nın silah bırakması değil. Devlet zaten terörle mücadelede onları ezme kabiliyetine sahipti ve ezmişti de.!
Önemli olan bundan sonraki süreçte, Pkk’nın meclis ayağı olan partinin demokrasi ve barış söylemleri altında neler isteyeceği ve nelerin verileceğidir!
Bundan sonraki süreç asıl dikkat edilmesi gerekendir. Hdp’ de, Pkk’da, yıllardır istediği ve ülkeyi bölmek anlamına gelen şeylerden vaz geçmiş değildir. "Federal arzular,ayrı devlet, bağımsız bir sistem vs." Acaba Pkk bu isteklerinden vaz geçti mi? Hdp vaz geçtik dedi mi? Yoksa bunları mı talep edecekler!
Tek devlet, tek millet olarak yaşamayı kabul mü edecekler, yoksa bölünme manasına gelen bazı sistemleri mi kurmak isteyecekler, ya da kurulacak. Bunu hep beraber göreceğiz.
Türkiye, baş kenti Ankara ve tüm halkı ile tek millet olan, tek bir devlettir. Kimse bunu bozamaz. Aksi asla kabul edilemez. Bu, vatana millete ihanet olur.
Eğer bu işin altından demokrasi ve barış adı altında amacı bölücü ve şer niyetler olan ABD- BOP planları çıkarsa, Türk milleti buna asla müsaade etmeyecektir... İNŞALLAH.
Şimdi hep beraber bekleyip görelim. Bakalım Hdp ve Akp bundan sonra hangi adımları atacak, neler yapacaklar. Bakalım ABD ve BOP bu işin içinde var mı, yok mu.
Öyle hemen gaza gelip oldu bitti diyecek değiliz. Umarız ki hayır gösterilen şey den şer çıkmaz. Umarız ki bal diye gösterip zehir içirmezler.
Umarız ki bu işin sonunda sahada yendiğimiz Pkk’ya, masada kaybetmeyiz.
Sonu hayırsa ve niyetler halis ise Allah başarı versin. Ama yok eğer sonu şer ise ve niyetler şeytani ise, Allah oyun ve tuzakları bozup yok etsin.
O yüzden diyoruz ki, Millet olarak bundan sonraki süreci çok dikkatli bir şekilde takip etmeliyiz ve hiçbir yanlışa izin vermemeliyiz. Bu iş asla gaflet kaldırmaz!
Allah Ülkemizi, Milletimizi ve birliğimizi ve ülke ve toprak bütünlüğümüzü muhafaza eylesin. Amin.”