Gazze’nin Sessiz Çığlığı ve Katar Saldırısının Anlamı
Katar’a Saldırı: İsrail’in Pervasızlığının Son Perdesi
Tarihin Yanlış Tarafında Kalanlar Sadece Batı Değil
Ortadoğu bugün, tarihin en KARANLIK sayfalarından birini yaşıyor.
İsrail’in Katar’a yönelik saldırısı yalnızca bir füze ya da bomba değildir; DİPLOMATİK İLİŞKİLERİN, ULUSLARASI HUKUKUN ve İNSANİ DEĞERLERİN tam ortasına düşen bir MEYDAN OKUMADIR.
Katar, bugüne kadar Hamas ile İsrail arasında arabuluculuk yapan, müzakerelere ev sahipliği yapan bir ülke olarak hem bölgesel hem de küresel dengeler açısından kritik bir rol oynuyordu.
Bu ülkeye saldırmak, yalnızca KATAR’A DEĞİL, DİPLOMASİNİN KENDİSİNE yapılan bir SALDIRIDIR.
Bu, İsrail’in askeri gücünden ziyade, ABD’nin sınırsız ve sorgusuz DESTEĞİNİN ulaştığı tehlikeli boyutun göstergesidir.
Gazze’de 65 bine yaklaşan can kaybı, her gün açlıktan ölen çocuklar ve çaresizlik içinde yaşayan bir halk…
Bu manzara, uluslararası toplumun seyirci kaldığı bir trajediye dönüştü.
İsrail’in bu kadar pervasız davranabilmesinin tek nedeni, ABD’nin koşulsuz desteğidir.
ABD olmasa, İsrail değil Katar’ı vurmayı, işgal ettiği Filistin topraklarında bile varlığını sürdürecek bir kapasiteye sahip olamazdı.
Fakat bu destek, İsrail’i güvenli ya da itibarlı kılmıyor; aksine, onu dünya kamuoyunun gözünde modern çağın en çok NEFRET edilen rejimine dönüştürüyor.
Artık Batı kamuoyu da İsrail’i meşru bir aktör olarak görmüyor, protestolar ve tepkiler giderek büyüyor.
Ne var ki bu nefret GAZZE’Yİ KURTARMIYOR. İnsanlar öfkeleniyor, tweet atıyor, kınama mesajları paylaşıyor ama Gazze’de çocuklar hâlâ ölüyor.
Gerçek politika, diplomasi ve baskı gerektirir; sadece üzüntü veya lanet okumak yetmez.
Körfez ülkeleri, MISIR, TÜRKİYE, ÜRDÜN, hatta MALEZYA ve ENDONEZYA; hiçbiri birleşip ABD’ye gerçek bir diplomatik baskı yapmadı.
Ortak bir GAZZE DAYANIŞMA GURUBU kurulmadı.
Trump’la ya da ABD yönetimiyle oturup “BU KATLİAM DURMALI” diyebilecek cesur bir girişim yapılmadı.
TİCARET DEVAM ETTİ, ilişkiler eskisi gibi sürdü.
SİVİL TOPLUM ise birkaç CILIZ PIROTESTO dışında SESSİZ kaldı.
Avrupa’da bile Filistin’i tanıyan devletler artarken, İslam dünyasında yaprak kıpırdamadı.
Bu sessizlik İsrail’in cesaretini artırdı.
Katar’a saldırı bir ilk değil, bir sonucun işaretidir.
İRAN, LÜBNAN, SURİYE ve YEMEN’den sonra KATAR’a da saldırabilen bir ülke, artık hiçbir KIRMIZI ÇİZGİ TANIMIYOR demektir.
Bu saldırılar sadece Filistin’i değil, BÜTÜN BÖLGEYİ TEHDİT eder hale geldi.
Güvenlik riski, müttefik ya da değil, herkes için eşitlendi.
Şimdi Gazze’yi topyekûn sürgüne zorlayacak bir operasyonun eli kulağında.
Ve ne yazık ki kimin ne yapmayacağını, kimin sessiz kalacağını şimdiden biliyoruz.
Gazze için gerçek bir politika üretmeyen, ortak diplomasi yürütmeyen HER ÜLKE BU TABLONUN SORUMLULUĞUNU TAŞIR.
Bugün Filistin’e yapılan zulmü izleyenler, yarın kendi topraklarına yönelen tehdit karşısında da YALNIZ KALACAKLARINI unutmamalı.
Tarih, İsrail’i ve ABD’yi yanlış tarafa yazarken, SESSİZ KALAN BU ÜLKELERİ DE aynı sayfaya kaydedecek.
Çünkü Gazze’yi sadece üzülerek değil, eylemle, baskıyla, diplomasiyle savunmak gerekir.
Aksi halde bu felaket yalnızca Filistin’in değil, bütün bölgenin kaderi haline gelir.
(G. Dihkan paylaşımıdır)
GAZZE NOTU: Ziyonist lanetli canilerin, insanlığın en barbar, en vahşi GAZZE, YEMEN, G. LÜBNAN, İRAN ve tüm DİRENİŞ CEPHESİNE yönelik mezalim ve soykırımlarının 711.günü. Ve yerkürede bütün ilahi ve beşeri kanunların ayak altına alındığı, insana ait ne değer varsa yerle yeksan edildiği, akıl ve vicdanın yok sayıldığı kapkara günler! Lanetlemek yetmez, aynı muameleye tabi tutulmalarını diliyor, yerin diplerine batmalarını bekliyor, niyaz ediyoruz.
21. Asırda, Milenyum’da, ABD, İzrail, AMEZRAİL ejderhası insanlığı yok ediyor!!!
Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ