Aklıma şairin yazdığı o güzel, muhteşem tespit dizesi bir anda geliverdi, mutlu oldum. ’’Bizler; Yarış Bittikten Sonrada Koşan Atlarız’’/ Elhamdülillah

Malumun ilamı üzere saflar netleşti. Bir tarafta ülkenin bölünmez bütünlüğü ve millete hizmet sevdasıyla bir araya gelenler.

Diğer tarafta masanın altındakilerle kapalı kapılar ardında yapılan meçhul pazarlıklarla bir araya gelenler.

Elbette karar ve tercih milletimizindir.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde “Türkiye İktidarına karşı “batıcı taşeron bir iktidar” hayalini kuranların heveslerini kursaklarında koymak gibi bir tarihi misyonumuz var.”

Diğer taraftan, yıllardır savunuculuğunu yaptığımız organizasyonun bizleri yeterli anlamayışı..!

Evet, maalesef açıklanan listeler ülke genelinde AK Parti tabanını tam olarak tatmin etmiş görünmüyor.

Cumhurbaşkanından; zorlu tüm süreçlerde sahada olmuş, saldırıların tamamına göğsünü siper etmiş, büyük fotoğrafın hatırına, davayı zayıflatmama duyarlılığıyla bütün olumsuzluklara susup, yutkunmuş vefakâr AK Parti tabanının kimi rahatsızlıklarını göz ardı etmemesi bekleniyordu.

Asıl itibarıyla özellikle 3 dönem kuralının istisnasız uygulanması, zaman içinde oluşmuş parti aristokrasisiyle vedalaşılması bu rahatsızlığı önemli ölçüde de giderdi.

Yine de tabanda bir huzursuzluğu hissediyoruz.

Ülkenin sert siyasi koşulları içinde gözden kaçan parti içi çeşitli dinamiklerin oluşmasının listelere bir yansıması olabilir evet.

Fakat bu aşılır, biliyoruz atlatılır.

Ak Parti teşkilatları sorumluluk bilinciyle işine bakar, gereğini yapar.

Muhalefet partileri listelerinde durumun çok daha vahim olması bu rahatsızlığın atlatılmasında bir faktör olabilir ama daha da önemlisi Cumhurbaşkanımızın liderlik kabiliyeti ve karizması,

Toplum nezdinde hala kredisinin yüksekliği, her şeyin ve herkesin dışında ve üzerinde duran kapsayıcı bir liderlik aklının hala dinamik ve canlı olduğu biliniyor.

Sonuç itibarıyla as olan AK Parti hükümetinin rotasıdır ki o noktada belirleyici siyasi irade olarak Erdoğan orada duruyor. AK Parti bir `Lider` hareketidir ve o `Lider` orada duruyor.

Günün sonunda umarız yeni kadrolar da kendinin ve zümresinin değil toplumun tamamının derdine düşer.

Misyonun ve vizyonun gereğine uygun olarak rol alırlar.

Türkiye Yüzyılının eşiğindeyiz ve bu fırsatın harcanmaması için herkesin samimiyetle omuz vermesi gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde “Türkiye İktidarına karşı “batıcı taşeron bir iktidar” hayalini kuranların heveslerini kursaklarında koymak gibi bir tarihi misyonumuz var.

Pazar günü Sakarya’ya gelen Sayın Cumhurbaşkanı,

Akyazı ilçesinde isminin verildiği spor kompleksinin açılışına katıldı.

Boyalı basın marifetiyle icra edilen o kadar olumsuz algılara rağmen miting alanı iğne atsan yere düşmez kalabalıktaydı.

Her zaman dediğimiz gibi, vatandaşın feraseti sandıkları çatlatır nitelikteydi.

Vatandaş, ’’yaparsa reis yapar’’ sözüne o kadar aşina ki..!

Dolayısıyla kimse, isimlere gereğinden fazla ya da olduğundan farklı anlamlar yüklemesin. Etrafa doluşmuş gamlı baykuşlar sizi aldatmasın.

Herkes işine baksın. Biz de işimize bakalım.

Kişilerden, listelerden şikâyet ve bahanelerin arkasına saklanma zamanı değil.

Hiç bir şey asıl fotoğrafı örtmesin.

Uluslararası düzlemde büyük altüst oluşlar yaşanırken Erdoğan, Türkiye`yi “kendi olarak” dünya güçleri arasında yer aldırabilmek adına her şeyi yaptı ve başardı.

Simdi sıra yine bizde.

Üstümüze düşeni yapalım.

14 Mayıs, `Türkiye Yüzyılı` finali öncesi son dönemeç.

Kabul edelim ki;

Biz Türklerin, bu coğrafyadan başka ne gidebileceğimiz bir kara parçası, nede bizleri kabul edecek ülke var.

Türkiye sadece, Türkiye’den ibaret değildir, bizlere gözünü dikmiş ümit bekleyen Müslüman Halkların durumunu layıkıyla anlamalı, sorumluluğumuzu bilmeli.

Tercih ve seçimlerimizi ona göre yapmak durumundayız.

Burada doğduk bu topraklarda öleceğiz.

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

’’hep dediğimiz, dava taşını gediğine koymak üzere mücadele ettiğimiz