Sezonun ikinci yarısına gayet olumlu bir tabloyla başlamıştık. Alınan seri galibiyetler ve önlenemez yükselişimiz bir anda inişe geçti. Keşke biraz duraklama dönemi yaşasaydık.

Son haftalarda performansımız gibi puanımız da paraşütsüz düşüyor resmen. Haftalardır hem köşelerimizde hem haberlerimizde hem de sosyal medya hesaplarımızdan birçok konuya dikkat çektik. Maalesef hiçbir soruna da çözüm bulamadık.

Geçtiğimiz hafta Taner Taşkın’ın ne kadar formsuz olduğu hakkında bir köşe kaleme almıştım. Yazdıklarımın da sonuna kadar hala arkasındayım.

Ama takımımızda tek formsuz olan sadece Taner taşkın değil. Maalesef oyuncularımızda da büyük düşüşler var.

Genç oyuncular var. Onları da anlıyorum. Günümüz şartlarından sosyal medyadan uzak kalmak kolay değil. Kendileri hakkında yapılan eleştirileri görüyor, yazıları okuyorlar. Bu yazılanlar onları bu kadar etkilememeli. Bir oyuncu sosyal medyadan okudukları yüzünden, ya da tribünden gelen tepkiler yüzünden oyundan düşmemeli.

Profesyonelliğe dikkat çekiyoruz, doğru. Zaman zaman biz bile bize yapılan eleştirilere cevap veriyoruz. Oyuncular vermemeye çalışıyor, bunun da farkındayız. Ama bu mental olarak onları bu kadar etkilememeli.

Zaten bu ayrımı yapabildiklerinde başarılı olacaklarını kendileri de görecekler.

Olmuşla ölmüşe çare yok demişler. Son 3 haftada kazanamadık ve ilk iki iddiamızı bana göre yitirdik çoktan. Şimdi ligi iyi bir yerden bitirip play off için iyi bir konum elde etme zamanı.

Sezon sonunda zaten konuşacak çok şey var. Şimdiden söylüyorum, sert yazılar gelecek. Süper Lig’e çıksak da çıkmasak da yazacağım. Çok fazla hata ve yanlış yapıldı. Ama şimdi zamanı değil.

Şimdi önümüze odaklanma zamanı. Buraya kadar getirdikten sonra play off’ta, alışık olduğumuz yerde başarı yakalama zamanı. Bunu yapacağımıza da inanıyorum. Sadece odaklanmamız gerekiyor.

Sadece taraftar olarak değil, yönetim, teknik heyet ve sporcular olarak.

Sadece odaklanalım. Gerisi gelecek inşallah.