Berâ" diyor ki, “Hz. Peygamber"i (sav) hutbe verirken dinledim, şöyle buyurdu: "Bugün ilk işimiz, (bayram) namazı kılmak, sonra dönüp kurban kesmektir. Kim böyle yaparsa sünnetimize uymuş olur."

Şeddâd b. Evs diyor ki, “Ben iki şeyi Resûlullah"tan (sav) belledim. O şöyle buyurdu: “Allah her işi güzel yapmayı istemiştir. Şu hâlde siz (meşru bir sebeple) öldürürken de, (işkence etmeden) güzelce öldürün. Bir hayvanı kestiğinizde de kesimini güzel yapın. (Biriniz hayvan keseceği zaman) bıçağını bilesin ve kestiği hayvanı rahatlatsın!”

Câbir b. Abdullah anlatıyor: Resûlullah (sav) bir bayram günü kurban olarak iki koç kesti ve onları kıbleye doğru yatırdığı zaman şöyle dedi: “Ben hanîf (hakka yönelmiş) olarak, yüzümü gökleri ve yeri yaratan (Allah)"a çevirdim ve ben müşriklerden değilim. Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O"nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim. Allah"ım (bu kurban) sendendir ve Muhammed ile ümmeti tarafından senin (rızan) için sunulmuştur.”

Kur"an"da tarih boyunca hemen hemen her toplumda kurban ibadetinin var olduğu anlatılmaktadır. Nitekim Kur"ân-ı Kerîm bu gerçeği, “Her ümmet için, Allah"ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini anarak kurban kesmeyi meşru kıldık.” Hac, 34 âyetiyle dile getirmektedir.

Yüce Rabbimiz hac kurbanlarından söz ederken kurbanların, aslında Allah"ı yüceltme ve O"na şükretme vesilesi olduğunu belirttikten sonra şöyle buyurur:

Rabbimiz buyur ki: “(O kurbanların) ne etleri, ne de kanları Allah"a ulaşacaktır. Fakat O"na sizin takvanız ulaşacaktır.”

İbadet bedeni, mali ve hem bedeni hem de mali olmak üzere üç kısımdır. Bunlar içinde mali olanlar fitre, fidye, zekât, öşür, keffaret, kurban, hac gibi olanlar akla gelir. Benim gençliğimde cenazelerden sonra iskat/devir denen uygulama vardı, şimdi yok denecek kadar azaldı. Burada deveran eden ve sonra bölüşülen bir meblağ vardı. Şimdi o uygulama neredeyse yok hükmündedir.

Vekalet konusu en çok zekat ve kurbanda icra edilmektedir. Mesele para olunca şeriat düşmanları, kökten laikler, Kemalistler, çağdaşlar, sahte unvan sahipleri kim varsa hepsi kurban vekalet parasına talip oldular hatta domuz, içki vs satan kapitalist yerli ve yabancı şirketlerde kiloyla kurban satışına yelken açtılar.

Eskiden Türk Hava Kurumu deri toplama konusunda ülke siyasetini dahi sarsacak uygulamalar yapardı, şimdi deriden, kelleden geçtik bütününe talip olunmaktadır. Sanırım son çıkacak kanunla Diyanet sivil olan kesimleri de kontrol altına alacak. Diyanet fetöden sora yaklaşık bir milyon kurban vekaleti parası olmuştur.

Paranın ve insanın olduğu yerde suiistimallerin olması kaçınılmazdır. Kesmeden kestim diyenler, kasaptan alıp et dağıtanlar, parasını çarçur edenler gibi mahkemeye ve basına düşen olayları okumaktayız. Kurbanlığın fiyatları da ayrı bir tartışma konusudur. Son yıllarda revaçta olan konu ise yurt dışında vekaleten kurban kesimidir. Yerli ve yabancı birçok kuruluş bu konuya el atmış ve büyük meblağlara ulaşan bütçeler kontrolsüz olarak dolanıma girmiştir.

Özellikle yırt dışı kurbanların ucuz olması sosyolojik, fıkhi ve iktisadi olarak tartışma konusu olmuştur. Ben de bir defa Uganda da bu tecrübeyi yaşadım. Bal tutan parmağını yalar fehvasınca para önemli bir fitne sebebidir. Kısa bir araştırmama göre dini hassasiyeti zayıf olanlar dahi vekaletle ucuz kurbana talip olmaktadırlar. Kendileri sosyal hayatlarında farzı ikame etmezken sünnet veya vacip olan kurbanı ihmal etmemektedirler. Türkiye’de ki kurban aşkı ve uygulaması belki sahabe döneminden daha ileri bir safhadadır. Hac ibadetinde dahi ifrad haccına niyet edenlere kurban gerekmemektedir.

Kurban kitap, sünnet ve icma ile sabit bir ibadettir. Ancak dinin paralı ibadetlerinin talipleri ve uygulayıcıları çoktur. Beş vakit cami cemaatinden daha çok insan kurban kesmektedir veya kestirmektedir. Çarpık şehirleşme ve modernleşme sonucu kurban kesecek yerler azalmış hatta bahçe de dahi kurban kesmek yasal izne dahil olmuştur. Kurban düşmanları ve vejetaryenler hayvan hakkı savunuculuğu yaparken insanların vahşetle öldürülmelerini özellikle Gazze’de sessiz kalmışlardır.

Mümkün ve doğru olan kurban kesiminde bulunup etini eve getirip yemeli ve yedirmelidir. Yiyiniz ve yediriniz emri ilahisi maalesef vekalet yoluyla engellenmektedir. “Artık onlardan hem kendiniz yiyin hem sıkıntı içindeki yoksulları doyurun.” Hac, 28. “Onlardan hem kendiniz yiyin hem de ihtiyacını gizleyen ve gizlemeyen yoksulları doyurun. İşte onları şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.” Hac, 36. Modern şehircilik anlayışı bazı şeyleri zorlaştırdığının gerçeği malumdur fakat asıl olan o anı yaşamak ve yaşatmaktır.

İbadette asıl olan iman, takva ve ihlas ölçülerine riayet ederek eda edilmesidir. Doğrusunu Allah bilir. Yarınımız mübarek olsun.