“Bayramda borç ödeyene ramazan kısa gelir“ derler.

Ekonomik zorluklar nakit sıkıntısı arttıkça, çek ve senet trafiği de çığ gibi büyüyor. İnsanlar, nakit ihtiyacını karşılayamayınca ya da bankalardan kredi bulamayınca, borç ilişkilerini “çek” veya “senet” ile yürütmeye çalışıyor. Ama çoğu zaman bu “çözüm”, hukuki bir çıkmaza dönüşüyor.

Senet mi? Çek mi? Yoksa Tuzak mı?

Senet, borçlunun tek taraflı olarak borcunu kabul ettiği, vadeli bir ödeme aracı. Çek ise banka aracılığıyla tahsil edilmek üzere düzenlenen bir ödeme taahhüdü. Ancak pratikte bu ikisi de artık banka gişelerinde değil, mahkeme salonlarında karşılık buluyor. Bugün birçok kişi, imza ettiğini bile hatırlamadığı bir senetten dolayı icra takibiyle, hatta hapis tehdidiyle karşı karşıya. En tehlikelisi ise “boş senet” meselesi. Birçok vatandaş, bir güven ilişkisi içinde imzaladığı boş senedin, sonradan kötü niyetli kişilerce doldurularak nasıl bir borç canavarına dönüştüğünü şaşkınlıkla izliyor.

Hapis Cezası Geri mi Döndü?

“Karşılıksız çek yazan hapis yatıyor mu?” sorusu hala toplumda yaygın. Eski uygulamalarda olduğu gibi doğrudan hapis cezası verilmiyor. Ancak 5941 sayılı Çek Kanunu’na göre, karşılıksız çek düzenleyen kişi hakkında "çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı" getirilirken, ödeme yapılmazsa “tazyik hapsi” gibi uygulamalar hâlâ mevcut. Yani dolaylı olarak özgürlükler hâlâ tehdit altında.

Adalet, Salt Bir İmza Üzerine Kurulamaz

Bir toplumda adalet, sadece “kâğıt üzerindeki imza”ya değil, o imzanın hangi koşullarda atıldığına da bakarak sağlanabilir. Ama bizim hukuk sistemimizde hâlâ “senette imzan varsa, borcun da vardır” ezberi geçerli.

Peki ya tehdit? Peki ya zorla imza? Peki ya güven suiistimali?

Bu tür davalarda hâkimler çoğu zaman "soyut itirazlar" gerekçesiyle borçlunun savunmasını dikkate almıyor. Vatandaşın kendi lehine ispat yapması, adeta imkânsız hale geliyor.

Ne Yapmalı?

– Hiçbir borç ilişkisi sözleşmesiz bırakılmamalı.

– “Boş senet” asla imzalanmamalı.

– Tanıklarla ve yazılı delillerle borcun mahiyeti mutlaka netleştirilmeli.

– Çek ve senetlerde vadeler, ödeme şekli ve borcun sebebi açıkça belirtilmeli.

– Mağduriyet halinde, mutlaka icra hukukuna ve ceza hukukuna hâkim bir avukattan destek

alınmalı. “Borçlunun duacısı alacaklısıdır” sözü anlayana çok şey ifade eder. Tıpkı “Borç ödemekle, yol yürümekle tükenir” sözü gibi. Allah her borçluya ödeme kabiliyeti, alacaklıya alacağına kavuşma saadeti versin. Kalın sağlıcakla…