Erciyes Portreleri

Fahri Tuna


1978 yılında merkezi Ankara olmak üzere D. Mehmet Doğan ve on üç arkadaşı tarafından kurulan, kırk yedi yıllık süreçte bugün başta İstanbul, İzmir, Bursa, Konya, Kayseri olmak üzere on sekiz ilde şubesi, on iki ilde temsilciliği bulunan, ülke sathında 2600’ü aşkın yazarın üyesi olduğu Türkiye Yazarlar Birliği, 12-13 Temmuz 2025 tarihlerinde Kayseri’de iki süreyle 16. Şubeler Toplantısı’nı gerçekleştirdi.

Ev sahibi Kayseri Şubesi başta olmak üzere, Genel Başkan ve genel merkez üyeleriyle on dört misafir şube başkanı veya yardımcısının, yaklaşık otuz kişinin katıldığı oturumları gözlemleyen, TYB Sakarya Şubesi kurucu, 1., 5. ve 6. Dönem şube başkanı Yazar Fahri Tuna, katılımcıların kısa portrelerini kaleme aldı.

Gazetemiz yazarı Fahri Tuna’nın Kayseri’deki TYB 16. Şubeler Toplantısına katılan yazarların hakkında yazdığı portreleri yayımlıyoruz.

Genel Başkan: Musa Arıcan

Vakar, samimiyet ve kucaklayış adamı. Bir o kadar da tevazu. D. Mehmet Doğan’sız ilk buluşmayı yaşamanın hüznü yüzünden okundu, iki gün boyunca. Hepimiz, herkes şahitti hastalığı süresince Mehmet Abi’mizle öz babası / öz ağabeyiyle ilgilenir gibi ilgilendiğine. Bu bağlılığı ve vefasını, ilk gün iki oturumda tam 28 kez Mehmet Abi diyerek bir kez daha sergiledi Musa Hoca’mız. Dört Siyahşör’ümüzün beşincisiydi bu arada. Ve başları. Yol arkadaşlarım, mümtaz şube başkanlarımız hitabıyla başladığı açılış konuşmasına Mehmet Abi’siz bu ilk toplantıda konuşmada zorlanıyorum. Mehmet Abi TYB’yi bir sadakayı cariye olarak görüyordu. Benim için Mehmet Abi ile yol yürümek büyük bir şereftir, sözleriyle devam etti. Bizim en büyük motivasyonumuz, samimiyet ve istikametimizdir sözüyle, Kayseri Buluşması’na damga vurdu. Gerçekten / Asla / Çekinmeyelim / Sağ olsun / Şu an mesela, kullanmayı sevdiği kelimler. Bu emanet hepimizin diyen Genel Başkanımız, iki gün boyunca oturumlar kadar kahvaltılar, yemekler, geziler, yürüyüşler ve dinlenmeler boyunca Kayseri Buluşması’na katılan herkesi samimane kucaklayışı, onore edişi ve tavır duruş ve edası kadar gösterdiği hedeflerle takdir topladı. Orkestra şefliğini başarıyla yürüttü.

Genel Merkez Katılımcıları:

Ali Kılcı Mahmut Erdemir Mehmet Kurtoğlu Mustafa Orçan

Ali Kılcı: Derin adam. Ağır adam. Âli adam. Lugattaki karşılığı vezin / ölçü / denge kavramları olmalı onun. Susarak konuşuyor. Gerektiğinde üç cümle ile izah edip konuyu aydınlatıyor, yine susuyor. Deniz feneri adeta. Kaybolduğunuzda (bir şeyi bilemediğinizde) ona sorun; o en doğruyu gösterir (söyler), merak etmeyin. Mihenk taşı. Her toplulukta olması gereken ihtiyaç insan. Gözleriyle konuşuyor, gözleriyle kaydediyor, gözleriyle çekiyor. Hazinesi adeta onunla özdeş fotoğraf makinesi. Bir eşya değil ondan bir uzuv. Ak saçlı, ak bıyıklı, ak bilgili büyüğümüz. Akadam.

Mahmut Erdemir: Her toplulukta işi günlerce hazırlayan, başladığında ise etkinler boyunca susan adamlar vardır. Her eve lâzım, denilen adamlardan. TYB’nin görünmeyen kahramanı Mahmut Erdemir’dir. Kayseri Buluşması’nın da. Yüzünde görevini yapmış adam huzuru vardır onun. Ali Kılcı büyüğümüz gibi Mahmut Erdemir büyüğümüz de susarak konuşandır daima. Fedakâr ve çalışkan adam. Tek kullandığı sözcük, Abi’dir. Yaşına bakmaksızın sevdiklerine Abi diye hitap eder. Bu da ona çok yakışıyor. Bir program da Mahmut Erdemir varsa, işler yolundadır. Yüzde 90’ı bitmiştir. Yüzde 10’u da zuhurattır artık. Yardımcısı, fotoğraflar için dört ayak dört kol ile çalışan yeni Mustafa Ekici, Serdar Kardeşimizi de tebrik etmeliyiz.

Mehmet Kurtoğlu: Bay tebessüm. Bay saygı. Bay enerji. Ankara’daki Urfalı. Urfa Şubesi Başkanı, yakın dostu Cuma Ağaç ile esprileri, buluşmanın neşesi ve zenginliğiydi. Konuşmasının her paragrafını, … diye düşünüyorum, sözüyle bitiriyor. Görev adamı. Kayseri Buluşması’nda hem önerileriyle hem de TYB Ailesi’yle kurduğu güçlü diyaloglarıyla dikkat çekti. Dostları tarafından hafif kırlaşmış saçları Mehmet Kurtoğlu’na ilave karizma katmış, esprisi yapıldı. Gerçekten de öyleydi. Harran edalı güçlü sesi, akılcı analizleri ve içinden gelen tebessümü ile hafızalarda olumlu iz bıraktı. Musa Kazım Hoca Osimen ise, Mahmut Erdemir Muslera, Mehmet Kurtoğlu Davinson Sançez, Mustafa Orçan Toreyra’ydı, Kayseri Buluşmasında. Açıktı bu.

Mustafa Orçan: Hürmet, edep ve muhabbet ön planda bir konuşma yaptı. Kaşları, alt dudağı ve kısık-etkili bir sesle konuşuyor. Konuşurken sol elini etkili kullanıyor. Mustafa Kardeşimiz, sosyoloji profesörü nihayetinde. Yakışıyor bu da ona. Her Maraşlı gibi Türkçe hassasiyetine sahip. Mümkünse / Lâzım / Bir başka husus / özellikle, kullanmayı sevdiği sözcükler. Osimen Musa Kazım Hoca’nın sırtladığı TYB’de, orta sahanın pek fark edilmeyen dinamosu Toreyra, Mustafa Orçan Hoca’ydı doğrusu. Tecrübeli bir sosyolog olarak Şube Başkanlarına, kadınlara ve gençlere daha fazla yer vermemiz gerekiyor, önerisinde bulundu ki çok haklıydı. Buluşmayı ise bu bir tecrübe paylaşımı sözleriyle özetledi. Etkinliğin ağır toplarındandı. Ölçü ve samimiyetti, evet.

Muhammed Işık (Ankara Şubesi Başkan Yrd.)

06. Ankara: Muhammed Işık

Buluşmaya katılan on beş şube arasında dört siyah saçlıdan, Dört Siyahşör’den biriydi Muhammed. (O, Furkan, Taner ve Fazıl da olmasa ‘ihtiyar heyeti toplantısı mı bu’ diye dalga geçecekti, uzaktan bakan bizimle). Sesinin tınısı ta uzaklardan, kuyunun dibinden geliyor hissi uyandırıyor. Gönül okşuyor sesi. Genç ama ağırbaşlı, deneme yazarı kadar ciddi, kararlı bir ses ve yüz. Öncelikle / Bu vesileyle / Yani / Bu anlamda / Özel olarak, kelimelerini sık kullanıyor. Biraz sitemliydi sanki, Ankara Şubesi'nin başarılarının gündeme gelmemesinden rahatsızdı. İki gün boyunca doğal, samimi ve edepli haliyle dikkat çekti. Ferdi Tayfur kitabı yazarı olarak son gün gezide Nostalji Otobüsü’nde Ferdi Tayfur şarkılarının çalınması karşısında coştu ha coştu. Sevinç ve mutluğunu Fazıl Özen ve Fahri Abi’siyle paylaştı.

Mustafa Süs (Bolu Şubesi Başkanı)

14. Bolu: Mustafa Süs

Güler yüzü, gözlükleri ve uzun saçlarıyla özgün bir karakter olarak hafızalarda yer etti. Enerjik, uyumlu, dengeli adam. Elimizden geldiği kadar’ın ve Bulguır Pilavı’nın altını çizdi. Her biri birbirinden değerli dört arkadaş gelmişlerdi ve Köroğlu’nun dört atlısı olarak göz doldurdular. Bolu Şubesinin açılış öyküsünü D. Mehmet Doğan’ın Bolu’da yağmur altında Bulgur Pilavı Buluşması’nda delik ayakkabı metaforu ve adanmışlığıyla açıklaması alkış aldı. Gelecekle ilgili özgün öneriler getirdi. Uyguladıkları yazarlık okulu uygulamasını anlattığında şube başkanlarının gözlerinde takdir hisleri okunuyordu. Bolu, yeşili, yaylaları, gölleri ve dağları ile meşhur, malum. Mustafa Süs, yalnız gelmemiş, Dağlar’ı da beraberinde getirmişti. TYB Ailesi’nin umudu, istikbali bir şube kanaati oluşturdu Kayserili Mustafa’mız.

Taner Namlı (Elazığ Şubesi Başkanı)

23. Elazığ: Taner Namlı

Titiz, dengeli, vakur adam. Sesi, duruşu ve bakışlarıyla saygı uyandırdı herkeste. Dört Siyahşör’den biriydi. İyi bir bilim insanı olduğu, birikimi, uzaktan da yakından da o kadar belli ki. Sözcükleri çok çok seçerek konuşuyor Tanerciğim. Dolayısıyla / Tabii ki / Mesela / Falan / Bilmiyorum ama / Şöyle kullanmayı sevdiği sözcükler. Üstüne Üstlük ona ne kadar yakıştı, bilseniz. Öneri olarak getirdiği, Türkiye Yazarlar Birliği’nin, 45 dakika süreli, haftalık bir televizyon programı ile hafızalarda iz bıraktı. Bu önerisi başta Genel Başkanımız Musa Arıcan olmak üzere değerlendirildi, üzerinde konuşuldu, nasıl yapılıp yapılamayacağı üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu. Elazığ gibi köklü bir medeniyet şehrini her tavır ve edasıyla ziyadesiyle temsil etti Doç. Dr. Taner Namlı.

(Erzincan Şubesi Başkanı)

24. Erzincan: Halil İbrahim Özdemir

Bereket, duruluk ve huzuru temsil etti Kayseri Buluşması’nda. O bir edep ve adanmışlık adamıdır. Ve cömertlik. TYB’nin 45. yılında 2023’de Mehmet Doğan Ağabeyin riyasetinde Ankara’dan Ardahan’a Kültür Kervanı‘nının Erzincan durağında, konuklara, Üzümlü’deki Bağ Evi’ndeki muhabbet ve üzüm şöleni nasıl zihinlere kazındıysa, bu kez de ikram ettiği Erzincan Elması ile Kayseri Buluşması’na damgasını vurdu. (Fazıl Özden ikram ettiği Giresun Fındığı ve Fahri Tuna’nın ikram ettiği Sakarya Kabak Lokumu ile birlikte elbette.) Öte yandan Kayseri’de konuşmayan tek şube başkanı olarak TYB Tarihi’ne geçmiş oldu. Erzincan dendiğinde akla ilk gelen Terzi Baba‘dan sonra, ikinci isim olarak Halil Baba hafızalara kazındı. O bizim Kırklar’ımızdan elbette. Bihakkın hem de.

Mesut Turan (Erzurum Şubesi Başkan Yrd.)

25. Erzurum: Mesut Turan

Kavi sesli, kavi yüzlü, kavi gözlü adam. Her Erzurumlu gibi güler yüzlü, olumlu, neşe katan bir adamdı. Ağır adamdı. Vakurdu yani. Susan adamdı daha çok. Orada sessiz duran, musluğunu çevirdiğinizde size billur gibi sular ikram edip içinize bereket dışınıza serinlik veren çeşmeler vardır ya hani. İşte öyleydi Mesut Bey Kardeşimiz. Zaten / Ve / Bu nedenle / Özellikle, sık kullanmayı sevdiği kelimeler. Şehir Okumaları ve KYK vurgusu yaptı. Gençlik bizim ayağımıza gelmiyorsa biz onların ayağına gideceğiz, sözüyle öne çıktı. ‘İki büyük sempozyumla iki büyüğümüzü anacağız’ sözü da hatırda kalan sözlerinden. İlkini geleneksel ikinci sayısını yapay zekâ ile hazırladıkları şube edebiyat dergisiyle da hafızalara kazındı. Mütebessim ağır topuydu etkinliğin.

Fazıl Özden (Giresun Şubesi Başkan Yrd.)

28. Giresun: Fazıl Özden

Enerjik adam. Enerjik sesli adam. Ekürisi Muhammed Işık’la dolaştı etkinlik boyunca en çok. Kaşlarıyla konuşuyor en çok. Ordu Şubesiyle ortak etkinlikler yapmaya karar verdik ve üç yayın yaptık cümleleriyle hatırda kaldı Fazıl. Giresun Ansiklopedisi hazırlıyoruz, müjdesi ilgi çekti. Giresun’daki Çorumlu Tıp doktoru o. Oturaklı, dengeli, gerektiğince ortada adam. Dolayısıyla / İfade ettiği gibi / Onun için / İfade etmiş olduğu, kavramlarını kullanmayı seviyor. Son gün Nostalji Otobüsü’yle yapılan gezide Ferdi Tayfur Şarkıları sürprizi karşısında Muhammed (Işık) kardeşi ve Fahri (Tuna) abisi ile birlikte en çok sevinenlerden. Dört Siyahşörler’in de üçüncüsü. Getirdiği ve ikram ettiği Giresun Fındığı ile tatlı bir lezzet rüzgârı estirdi Fazıl. (Halil Baba’nın Erzincan Elması ve Fahri Baba’nın Adapazarı Kabak Lokumu ile iyi bir lezzet üçlüsü oluşturdular.) Özetle Giresun’u sevdirdi Fazıl kardeşimiz.

Mahmut Bıyıklı (İstanbul Şubesi Başkanı)

34. İstanbul: Mahmut Bıyıklı

Üç imparatorluğun başkenti İstanbul’u temsil ettiğinin bilinci ve derinliğiyle hitap ediyor. En çok da Osmanlı’nın. Koyu siyah kaşları ve belirgin beyaz dişleriyle konuştu. Zamanın ruhu vurgusu yaptı Bıyıklı. On senedir günün yedi saatini Yazarlar Birliği’ne verdiğinin altını çizdi. TYB’nin bağımsız ve bağlantısız bir kurum olduğunu hatırlatan Mahmut Hoca, bunun bedelini ödüyoruz dedi ve ekledi: TYB Türkiye’nin Kültür Tepesi’dir, şube başkanları da kültür mücahitleri. Bir siyasetçi ustalığı ve kıvraklığıyla kürsüyü dolduruyor. Aslen Gayserili olan Mahmut Başkan, etkinlikteki her davetliyle yakından ilgilendiyse de Musa Kazım Arıcan, Ahmet Köseoğlu, Fahri Tuna ve kendisinden oluşan Eskişörler Grubu’nun ikinci adamıydı. Sözlerini Doğu Türkistan, Gazze ve Kudüs’e özgürlük vurgusu ile bitirmesi takdir topladı.

Abbas Levent Ertekin (İzmir Şubesi Başkanı)

35. İzmir: Abbas Levent Ertekin

Tireli delikanlı. Gözlüklerinin üstünden, yukarıya kalkan beş-on tane saçıyla ve elleriyle konuşuyor Leventçiğim. Sol elinin işaret ve baş parmağını birleştirip ileriye uzata uzata. Konuştuklarının özeti: 18 program, 25 okul, 4.000 öğrenci. Avara kasnak ve Zamanın ruhu vurgusu yaptı ve ekledi: Zamanın ruhunu anlayamazsanız patinaj yaparsınız. Ayrıca, Şindi / Dolasıyla / Aynı zamanda / Her ne kadar / İtibarıyla kelimelerini kullanmayı seviyor. El yordamıyla olmaz, kurumsallaşmalıyız sözü de onun. Musa başkandan da bir istirhamı dikkat çekti: Ne olur, online de olsa bizi senede bir eğitimden geçirin. Bizi eğitin. Eğitim şart! Ertekin, Kayseri Buluşması boyunca, diğer şube başkanları ile uyumlu, neşeli sıcakkanlı ilişkileriyle dikkat çekti.

Kayseri’deki TYB 16. Şubeler Toplantısına katılan şube temsilcisi yazarlar.