Söyleşi: Fahri Tuna
Bize beş kelime ile Taraklı’yı anlatır mısınız? Tarih. Doğa. Kültür. Sağlık. Huzur.
Sakarya’nın on altı ilçesi arasında Taraklı’yı farklı kılan beş özelliğini sayabilir misiniz? Vilayetin merkezi Adapazarı’na en uzak yerleşim yeri biziz. 70 kilometredeyiz. Diğer ilçelere göre en yüksek rakım bizde. 417 metreden başlayıp 1000 metrenin üzerine çıkıyor. Bu yüzden Taraklı’da rutubet yok. Osmanlı'dan kalma, en çok tarihi eser Taraklı'da. Yalaza, temcit gibi kültürel zenginlikleri var. Bunlara el sanatı olarak kaşıkçılığı dokumacılığıda ekleyebiliriz. Beşinci ve son olarak; bazı ilçelerimizde de kaplıca olmasına rağmen, vilayetin en büyük kaplıca tesisi bizde. 3.000 yataklı.
Beş kelime ile sizi tanıyabilir miyiz? Çok zor bir soru. 1. Sporcu kimliğim. 2. Ormancı kimliğim. 3. Kızılaycı kimliğim. 4. Siyasi kimliğim. Meclis üyesi ve başkan vekilliğim. 5. Kültür elçiliğim.
75 Yıllık ömrünüzü nasıl geçirdiğinizi bölümler hâlinde anlatabilir misiniz? Hayatımı üç bölüm halinde değerlendirebilirim: İlk 25 yıl çocukluğum, gençliğim, askerlik. İkinci 25 yılım, Meslek hayatım yani memnuniyetim. Üçüncü ve son 25 yılda, Taraklı kültürüne ve insanına Sağlıkta, Kızılay'da, siyasette, sosyal hayatta, kültürde hizmet etmeye çalıştım. Kalan ömrümde de Taraklı'nın kültürüne ve insanına hizmet etmeye devam etmek istiyorum.
Taraklı’nın üç iflah olmazından biriymişsiniz? Doğru mudur? Ne manaya geliyor bu? Bu Fahri Tuna’nın yıllar önce dergide ve kitapta yazdığı bir söz. 2000’lerin başında yazmıştı. Hiçbir karşılık beklemeden Taraklı için hizmet ettiğimiz için. Tacettin (Özkaraman), Alaattin (Yılmaz) ve İzzettin (Kömürcü) için söylemişti bunu. Ben de bunu bir iltifat olarak kabul görüyorum. Yani doğru kabul edebilirim.
Yalaza ne demek Alaattin Abi? Yalaza, Taraklı’da bir anlatım sanatı. Yalazanın sözlük anlamı, alev, alev ucu. Taraklılar buna sohbet etme içeriği kazandırmış. Uzun kış gecelerinde ocakbaşında ateşe karşı yapılan sohbetlere yalaza denir. Ancak yalaza, hiçbir şekilde sohbet etmenin tam karşılığı değil. Yalazanın palavralarla abartmaya yalanla ilgisi yok. Yalaza da sadece işine yerleştirmiş, eleştiri yorum ve uyarılar vardır. Ancak yalaza mizahi bir sanattır. Herkes bu sanatı yapamaz. Hâfız Hasan Çolak'ın tabiriyle yalaza bir tilki muhabbetidir. Naci İşsever’in ‘Yalaza Kültürü’ adında çok güzel bir kitabı var.
Taraklı’da çekimleri gerçekleştirilen ve TRT’de 20 hafta süreyle gösterilen ‘Yalaza’ dizisi sizin orijinal yalazalarınızın ruhunu yansıtabildi mi? Hayır, yansıtmadı. Sadece yalazanın ismi kullanıldı. O bir televizyon dizisiydi ve bir göç hikâyesini anlatıyordu. Yönetmen Osman Sınav aslında bu diziyi Beypazarı için planlamış. Dizinin senaryosunu yazan Hasan Kaçan, Taraklı yalazalarını okumuş. Ucundan kenarından yansıtmaya çalışsa gerçek anlamda hiçbir şekilde yansıtılamadı. Keşke tutulan bir dizi olsaydı. Yıllarca sürebilseydi. Ama yine dizinin Taraklı’nın tanıtımına katkısı oldu.
Taraklı’da bugüne kadar hangi filmler, belgeseller, diziler çekildi? Benim hatırladığım ilk dizi, 2002 yılında, Metin Şentürk ve Şevket Altuğ'un da rol aldığı, ‘Unutma Beni’ dizisidir. Yönetmen Ertuğrul Karslıoğlu, 2008’de ‘Taraklı’da Mühürlenmiş Zamanlar’ belgeselini çekti. Yönetmen İsmail Güneş, ‘Kurban’ filmini 2022 yılında çekti. Osman Sınav'ın TRT’de 20 hafta gösterilen ‘Yalaza’ dizisi, 2017’de çekildi. Yönetmen Bahadır Karataş’ın çektiği ve Şener Şener'in başrolünü oynadığı ‘Mümkünlü Kasabası’ reklam dizisi, 2011 yılında çekildi. 2025’te, bu sene de ‘Oflu Hoca’ serisinde beş-altı komedi sinema filmi çekildi. Hatırlayabildiklerim bunlar. Çok sayıda belgesele ve ulusal kanallarda televizyon programına da konu oldu Taraklı’mız.
Bu film veya dizilerde siz de rol aldınız mı? Evet aldım. ‘Unutma Beni’ dizisinde ve ‘Yalaza’ dizisinde rol aldım. ‘Unutma Beni’ dizisinde eşim ve çocuğum rolündekilerle bir gelin tebrik etme sahnesi vardı. Onun da ayrı bir komik hikâyesi var. O filmde ‘Ormancı Alettin gelini öptü mü öpmedi mi’ tartılması uzun süre ilçede gündem olmuş, rahmetli Berber Celal Abi de ‘öptü öptü, corplatmasını bile duydum’ diyerek aleyhime şahitlik yapmıştı. ‘Yalaza’nın 20. Ve son bölümde yönetmen Osman Sınav, hâkim rolünde bir Taraklılıyı oynatarak onore etmek istemişti. Diziye katkısına teşekkür mahiyetinde, benden yedi yaş küçük olan dostum, dönemin belediye başkanı Tacettin Özkaraman’ı düşünmüş. Deneme çekimlerinde Tacettin Bey yaşlı görününce, ondan çok daha genç göründüğüm için o rolü bana verdiler. Son bölümdeki mahkeme hâkimi benim. Öte yandan Ertuğrul Karslıoğlu’nun çektiği belgeselde ve birçok televizyon programında Taraklı’yı anlatmış bulunuyorum.
Bir ara bütün kanallarda yer alan her hafta farklı versiyonu yayımlanan TTNet’in ‘Mümkünlü Kasabası’ reklamı Taraklı’da çekilmişti. Bu nasıl gerçekleşti? Taraklı’ya katkısı oldu mu acaba? Bu reklamın Taraklı’nın tanıtımına çok büyük katkısı oldu. Reklam dizisinin yönetmeni Bahadır Karataş’ı ve yapımcısı Mete Özok’u, Yazar Fahri Tuna çekimlerden iki sene kadar önce Taraklı’ya getirmiş gezdirmiş ve bizlerle tanıştırmıştı. Bu reklam filmi teklifi, onlara gelince, birbirlerine bakmışlar ve ikisi birden ‘Taraklı’ demişler. Reklamda Şener Şen ve Olgun Şimşek oynuyordu. 70-80 kişilik bir ekiple çekimler 2011 yılında altı ay kadar sürdü. Bu reklam dizisinin, Taraklı'ya ciddi bir ekonomik katkısı oldu. Tanıtımına da ciddi katkısı oldu. Bu vesileyle Yönetmen Bahadır Karataş'a ve onu buraya getirip Taraklı’yı tanıtan Fahri Tuna’ya teşekkür ediyoruz.
Üç dönem Taraklı Belediye Başkanlığı görevini yürüten Tacettin Özkaraman ile renkli bir dostluğunuz var. Bu dostluğu ve çekişmeyi nasıl izah ediyorsunuz? Tacettin Özkaraman, benim çok eski ve kadim bir dostum, kardeşim. İkimiz de yalazaları ve mizahı, birbirimize takılmayı seviyoruz. İkimiz de bundan zevk alıyoruz. Birlikte birçok anımız var. Bir kitap olacak kadar. Onun belediye başkanlığı ve benim meclis üyeliğim döneminde Taraklı’da kaplıca suyu bulunmuştu. Ben de o dönemde meclis üyesiydim. Kocaeli Kartepe’ye Green Park otellerinin sahibi Adil Üstündağ, ekip olarak bizi otele davet etti. Biz de Taraklı ekibi olarak sekiz-on kişi bir minibüs gittik. Otelin önünde indik. Otele doğru yürüyen heyetimizi gören Adil Bey, Genel koordinatörüne soruyor: Belediye Başkanı hangisi? Kaymakam bey sivil giyinmişti zaten. Koordinatör, ‘takım elbiseli olanı’ diyor. Ben de memur kökenli olduğum ve devlet terbiyesi aldığım için, belediye başkanı Tacettin Özkaraman’ın iki adım arkasından yürüyorum. İkimiz de takım elbiseli ve kravatlıydık. Adil Bey, Tamam da ikisi de takım elbiseli ve kravatlı. Hangisi başkan? diye soruyor yeniden. Koordinatör de genç olanı efendim, diyor. Halbuki Tacettin Bey benden yedi yaş küçük. Tacettin Bey, benim önümde olmasına rağmen, Adil Bey onu koluyla şöyle bir ittirip başkanım diyerek bana sarıldı. O sırada flaşlar patladı. Tacettin Bey de kareye girmek istedi. Adil Bey ona sizinle de çektiririz beyefendi, biraz bekleyin lütfen, deyip beni sağına almak istedi. Bunlar saniyeler içinde oluyor tabii. Başkan biraz uzakta kaldı. Çok bozuldu herhalde. Benim zerrece kabahatim olmayan bir hadiseydi. Bunun etkilerini, bir sene sonraki yeni seçimlerde belediye meclis üyeleri listesi açıklandığında gördüm. Kendimi liste dışında buldum. Bu ve benzeri hadiselerin etkisinden olacak, Tacettin bey’le nerede karşılaşsak, bana Alaattin Amca, diye hitap ediyor ve elimi öpüyor. (Onun hoşgörüsüne sığınarak anlattım bu olayı. İnşallah beni affeder.) Tacettin Bey’le bu ve buna benzer birçok hatıramız var.
Halen hangi platformlarda Taraklı’ya hizmet veriyorsunuz? 25 yıldır Kızılay'ın Taraklı şube başkanlığını ve koordinatörlüğünü yürütmekteyim. On beş yıl süreyle Taraklı Sosyal Yardımlaşma Vakfı Mütevelli üyeliğini yürüttüm. 2021’den bu yana Sakarya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü bünyesindeki Somut Olmayan Kültürel Miras Tespit Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktayım.
Taraklı son yıllarda çok ilgi görüyor. Gelen gruplara mihmandarlık yapıyor musunuz? Tabii ki. Gelen turlar bir şekilde bana ulaşıyorlar. Ben de bilgi ve tecrübelerimi gelenlerle, misafirlerle paylaşıyorum. Onlara kadim Taraklı kültürünü, tarihi ve mimari eserlerimizi, türbelerimizi, sokaklarımızı, başta yalaza olmak üzere, somut olmayan kültürel değerlerimizi anlatmaya çalışıyorum. Onlar da buradan daha bir memnun ayrılıyorlar. Bunu da bir para beklentisi içinde yapmıyorum.
Sizin için ‘Yaşayan Taraklı Ansiklopedisi’ dendiğini duyduk. Bunun manasını açar mısınız? 2004 Yerel Seçimlerinde belediye meclis üyesi olarak seçildikten sonra Taraklı ile ilgili hiçbir arşiv tutulmadığını gördüm ve çok üzüldüm. O günden itibaren, Taraklı ile ilgili bütün bilgileri, belgeleri, kitapları, broşürleri topluyorum. Gazete haberlerini önce A4 kâğıdına yapıştırıyorum. Sonra da şeffaf dosyaya, oradan da klasöre dosyalıyorum. Yıllar itibariyle Taraklı’nın bir anlamda günlüğünü tutuyorum. Sosyal medyada da zaman zaman paylaşımlarda bulunuyorum. Diğer yandan 2010 yılından itibaren Taraklı Ölüm Defteri’ni tutuyorum. Bu bilgi ve belgeleri dijital ortama da taşıyorum. Taraklı ile ilgili kim bana bir bilgi sorarsa da sözlü veya belgeli cevabını vermeye çalışıyorum. Bütün bunları fark eden dostum Portre Yazarı Fahri Tuna da bana ‘Yaşayan Taraklı Ansiklopedisi’ sıfatını taktı. Hak edip etmediğimi kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
Bu derin Taraklı bilgilerinizi kitaplaştırmayı düşünüyor musunuz? Bu konuda mütevazı davranamayacağım. Gerçekten de çok yaşanmış olay, başımdan geçmiş olaylar var. Bunları bir kitapta toplamak isterim. Bu konuda bir çalışma da başlattım. İnşallah 75. Doğum günüm olan 3 Mart 2026 tarihinde gün yüzüne çıkmış olacak. Böyle bir çalışma içerisindeyim. İnşallah ben ve dostlarım o çalışmayı hep birlikte görürüz.
Son olarak bir cümleyle Taraklı sizin için nedir? Taraklı benim sevdam. Bir şiirimde şöyle diyorum zaten: Taraklı, canımın bir parçası, yüreğimin sevdası.
Alaattin Yılmaz 35 yaşında
Taraklı Gençlikspor, 1975. Alaattin Yılmaz, ayakta sol başta.
Green Park Otelleri’nin sahibi Adil Altındağ Taraklı Heyetini ağırlıyor.
Alaattin Yılmaz, ünlü yönetmen dostum Ertuğrul Karslıoğlu ile Taraklı Karagöl’de
Fahri Tuna - Alaattin Yılmaz söyleşisi.