Üniversiteye giriş sınav stresini geride bırakan yüzbinlerce öğrencinin heyecan dolu bekleyişi sona erdi. Açıklanan tercih sonuçlarından sonra Sakarya’yı kazanan on binlerce öğrencinin yeni bir sınav başlayacak. Bu sınavın adı barınma.

Sakarya Üniversitesi ve Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesinde toplamda 100 binin üzerinde öğrenci gelmesi bekleniyor.

Sakarya’da KYK kapasitesi ortalama 19.000 civarı, buna özel yurtlarını da dahil edersek, tahmin ediyorum ki Sakarya’ya gelen öğrencilerin yarısı yurtlarda ikamet ederken, diğer yarısı kiralık evlerde ikamet edecektir.

Serdivan’da 60 – 80 metrekare 2+1 daire için ortalama fiyat 20 - 25 bin TL ile karşımıza çıkıyor.

1+0 Daire (Stüdyo) 12.000 – 14.000 TL

1+1 Daire 18.000 – 19.000 TL

2+1 Daire 20.000 – 25.000 TL

(Eşyalı daire fiyatları)

Bu rakam konuma ve eşya durumuna göre daha da artıyor.

Serdivan ilçesinde de üniversiteden dolayı en fazla tercih edilen mahalle Kemalpaşa Mahallesi olduğunu ifade eden Samet Hızalan, Bu mahallede 2024 yılının Temmuz ayında ortalama kira bedeli 15.200 TL iken, yüzde 24,52 bir artış ile 2025 Temmuz ayında 19.000 TL olarak karşımıza çıkıyor.

Özellikle üniversiteye yakın konumlarda konut arzı yeterince artmadığı için talep yüksek seviyede kalmaya devam ediyor. Bu durum da kiralara yansıyor. Geçmiş yıllarda genellikle 1+1 daireleri tercih eden öğrenciler, artan kira maliyetleri nedeniyle enerji giderlerini ve genel yaşam masraflarını azaltmak amacıyla artık daha çok 2+1 tercih ediyorlar ya da tam tersi, stüdyo daire tercih ediyorlar.

Ev kiralarken nelere dikkat edilmeli?

  • Yalnızca daireye odaklanmayın, binada bir yönetim varmı, binanın bulunduğu konum gibi ayrıntılara da dikkat etmekte fayda var
  • Ev kiralarken, çoğu zaman fiyat avantajı nedeniyle şehrin gelişim bölgeleri seçiliyor. Ancak bu noktada ulaşım maliyetlerini de düşünün. Okula gidip gelirken yapacağınız yol masrafını ve evin sosyal hayata olan uzaklığını da hesaba katın.
  • Ev kiraları kadar aidatlar da önemli bir gider kalemi. Kiralama öncesi aidat bedellerini mutlaka öğrenin. Ayrıca bütçeniz yetiyorsa çok eski binalardan uzak durun. Hem deprem riskini unutmayın, hem de yaşarken ortaya çıkabilecek masrafları düşünün.
  • Evi bulduktan sonra taşınmadan önce sözleşme yapın, sözlü anlaşmayla yetinmeyin.
  • Ev arkadaşınız varsa sözleşmeye hepiniz birlikte imza atın. Yoksa imzayı atan sizi evden çıkarabilir ya da ev sahibi ‘alt kiralama’ yapılıyor diyerek tahliyenizi isteyebilir.
  • Evi görmeden ödeme yapmayın, kimseye önden kapora yollamayın.

Üniversite de ilk yılı olan bazı öğrenciler ev kiralamak yerine özel yurtları tercih edecek gibi Peki bu seçenek için ne kadar bütçe ayırmak gerekecek.

Ayrıca her zaman belirttiğim gibi Sakarya’ya gelen öğrencilerin mavi durak ve üniversite arasında sıkışmamasını, yamaç paraşütü, ormanları, yaylaları, kayak turizmi gibi olanaklarıyla Sakarya’yı doya doya yaşamaları gerektiğini belirtmem gerek.

Konut fiyatları ülkemizde­ki enflasyonun en önemli kaynaklarından biri bana göre başı şekiyor. Ama pa­ra politikasının kapsamının dışında. Tıpkı gıda gibi… Para politikası bu kalemlerdeki fi­yat artışlarını doğrudan etki­leyemiyor.

Gayrimenkul vatandaşın bütçe­sinde önemli bir paya sahip.Yani önemli bir harcama ka­lemi. TÜİK’in 2025 yılı TÜ­FE sepetindeki ağırlığı yüz­de 15,2. Gıdanın payı yüzde 25, ulaşımın ise yüzde 15,3. Dikkat edilirse bu üç har­cama kaleminin vatandaşın bütçesinde­ki ağırlığı yaklaşık yüzde 55 civarında. Yani bu üç kalemdeki enflasyonu kont­rol ettiğinizde enflasyonla mücadelede önemli bir ilerleme kaydedebiliyorsu­nuz. Ama bunun için sadece para poli­tikasından medet ummak yeterli değil.

Diğer iki harcama grubuyla birlik­te konutun aylık enflasyon rakamları­na yaptığı katkı da oldukça yüksek. Ör­neğin Temmuz 2025’de yıllık yüzde 33,5’lik enflasyona konutun yaptığı kat­kı 9 puanın üstünde. Buna karşı bütçede en fazla paya sahip olan gıdanın katkı­sı sadece 6,9 seviyesinde. Ulaştırmanın katkısı ise 4 puanda kalmış. Bütçedeki önem sırasında üçüncü sırada yer alan konut, Temmuz 2025 yılında genel enf­lasyon oranına en fazla katkıyı yapmış. Bu konut fiyatlarındaki artış oranının diğerlerine göre çok daha yüksek olma­sının bir sonucu. Maalesef bu durum uzun süredir böyle.

Dahası bu durum yürütülmekte olan enflasyonla müca­delenin başarıya ulaşmasındaki önemli engellerden biri.

TÜFE’de yer alan konut harcaması kira dâhil ev ile ilgili birçok harcama ka­lemini içeriyor. Ama en önemlisini kira oluşturuyor. Kira ise barınma ihtiyacı­nı karşılamanın bedeli aslında. Barınma ihtiyacı ya konut edinimi yoluyla, ya da konut kiralama yoluyla giderilebiliyor.

Finansal bir araç olarak gayrimenkul

Türkiye’de konut sadece barınma ih­tiyacını karşılamak için değil, aynı za­manda bir servet birikimi aracı olarak da talep ediliyor. Ekonomik gelişmele­rin sonucunda konutun servet birikimi­ni aracı olarak talebinin ağırlığı artınca, ülkedeki barınma ihtiyacını karşılamak zorlaşmakta ve barınma krizin altyapısı oluşmaya başlamaktadır.

Finansala gelişmenin sınırlı olduğu Türkiye gibi ülkelerde, makroekonomik istikrarsızlık ve irrasyonel finansal po­litikalar ister istemez yatırımcıları gay­rimenkule yöneltmektedir. Bu hem ser­vetlerinin nominal değerinin korunma­sına, hem de artacak olan konut fiyatları yoluyla spekülatif olarak bir kazanç el­de etme olanağı sunmaktadır. Bu bek­lenti gayrimenkul talebini diğer finan­sal araçların sağlayacağı kazançlarla ba­ğımlı hale getirerek, konutun barınma talebi ile bağının zayıflamasına neden olmaktadır.

Ama çok daha önemlisi açık bir eko­nomide finansal yatırım araçlarından biri olan gayrimenkulün Türkiye eko­nomisinden çok farklı koşullara sahip olan gelişmiş piyasa ekonomilerinde­ki finansal araçlarla bir bağ kurması­na neden olmaktadır. Bu da ülkemizde­ki gayrimenkul fiyatlarından beklenen kazançları konusunda bu piyasalardaki finansal kazançların referans alınması­na yol açmaktadır. Böylece konut piya­sasındaki fiyatların ülkemizdeki barın­ma talebi ile bağı kopmaktadır. Ülkenin ekonomik gerçeklerinden kopuk gayri­menkul yatırımları ve fiyatları tüm pi­yasaya hâkim olmaktadır.

Bir de bu piyasayı yabancılara açtığı­nız zaman konutun Türk vatandaşları­nın barınma ihtiyacı ile bağını daha da zayıflatmış oluyorsunuz. Amaç ülkeye dışarıdan mali kaynak girişi sağlamak olunca ekonomi yönetimleri bundan vazgeçemiyorlar.

Ancak ülkemizde ciddi kentleşme so­runları yaşanmaktadır. Bulunduğumuz coğrafyanın kaçınılmaz bir özelliği olan deprem gerçeği de kentleşme sorunları­mızın daha ciddi elle alınmasını gerekli kılmaktadır.

Hayatı ertelemediğiniz bir hafta geçirmeniz dileğiyle..

Samet Hızalan

Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ