KURUCU BAŞKAN / SÜPER LİGE ÇIKARAN BAŞKANLAR:
Ethem Boran? Ethem Amcanın, Uzunçarşı’da, Ferda Mağazasının üstünde (şu anki Cerrahoğlu Eczanesinin karşı köşesi) ikinci katta terzihanesi vardı. Tüccar terziydi. Aile şirketimiz İkinci Kuzulu Mağazaya çok yakındı. Çok iyi tanıdığım bir çarşı büyüğümüzdü. 1965 ilkbaharında, Sakaryaspor’un kuruluş çalışmalarında işyerindeki toplantıların çoğunu, 17 yaşında olamama rağmen, izleme fırsatı buldum. O yönden çok şanslıyım. Sakaryaspor’dan önce de uzun yıllar Güneşspor başkanlığını yapmıştı. Ayrıca gençliğinde de Adapazarı’nın yerli tiyatro oyuncularındandır. Çok toparlayıcı, sakin, güvenilir bir karaktere sahipti. Futbol camiasında çevre vilayetlerde de çok geniş bir çevresi vardı. Sakaryaspor kurulunca ilk genel kurul Atlas Sinemasındaydı. Rakibi kurucu dört takımdan İdman Yurdu’nun başkanı, eski belediye başkanlarından Avukat Ali Necdet Güven’di. O da onun gibi çok sevilen, sayılan, güvenilir biriydi. Az bir oy farkıyla Ethem Boran Amca seçilmişti. Çok ekonomik transferler ve harcamalarla da dönemini borçsuz devretmişti. Çok güzel giyinen, sevilen sayılan, şehrimizin saygın isimlerindendi.
Tuncer Tepe? Sakaryaspor’un 1980-81 sezonunda ilk kez Süper Lig’e çıkaran unutulmaz başkandır. Sakaryaspor tarihinde ilk kez bu kadar şöhretli futbolcuları da Sakaryaspor’a kazandıran Tuncer Abi’dir. Çok cesaretli transferlere imza atmıştır. Lider yaratılışı vardır. Bir toplulukta konuşacağı zaman mikrofon başındayken ortamı otuz saniye süzer, orada bulunan kişilere göre ne konuşacağını ve nasıl konuşacağını hemen anlardı.
Erkal Etçioğlu? Konyaspor ile amansız bir şampiyonluk mücadelesine girdiğimiz ve 2. Lig’de ikinci kez şampiyon olduğumuz yılın, 1986-87 sezonunun Sakaryapor başkanıdır. İyi bir yönetim kurulu oluşturmuştu. İyi bir başkanlık dönemi geçirdi. Belki de Türk futbol tarihide ender rastlanan, iki gol averajıyla şampiyon olmuştuk. Başkan olarak bu mücadelenin sezon sonuna kadar devam etmesinde önemli bir duruş göstermişti. Toplulukta çok iyi konuşan önemli bir hatipti. Sakaryaspor onun başkanlığında iyi dönemlerinden birisini yaşamıştı.
Aydın Zengin? Çok iyi tanırım. Sanat okulunda güreş takımında olduğunu hatırlıyorum. Sakaryaspor’un bir tek Türkiye Kupası Şampiyonluğu var. O kupa da Ayrın Zengin’in başkanlığındaki yönetim kuruluna nasip olmuştur. O dönemde, maddi ve manevi çok özverili başkanlık duruşu gösterdi. Neticesinde de o başarı geldi. Samsun’daki final maçı ve şampiyonluktan dönüşte Adapazarı’nda bulvara kafilemiz geldiğinde, saat gece 02.30’du. O tabloyu Adapazarı Bulvarı’nda bir daha hiç görmedim. İnanılmaz kalabalık ve güzel bir tabloydu. Tekrarına da rastlamadım. Dost canlısıdır. Birebir ilişkilerinde samimidir.
Ömer Yazıcı? 2005-06 yılı Ankara’da Play-Off’ta Altay’ı yenip Süper Lige çıktığımız sezon, aynı yönetimde beraber çalıştık. Yönetim kurulu başkanımızdı. Sakaryaspor konusunda çok heyecanlı bir yapısı vardı. İki dönem başkanlık yaptı. İlişkilerinde sakin, saygılı bir karakteri vardı. Allah rahmet eylesin.
Selahattin Aydın? Sakaryaspor’un ekonomik kriz geçirdiği dönemlerin birinde borçları temizlemek için olağanüstü çaba gösterip sıfırlanmasını sağlamıştır. Kısa aralıklarla üç kez Sakaryaspor başkanlığı yaptı. Sakaryaspor menfaatleri konusunda hiç taviz vermeyen bir başkanlık anlayışına sahiptir.
İLK TEKNİK DİREKTÖR / SÜPER LİGE ÇIKARAN TEKNİK DİREKTÖRLER / ALTYAPI ANTRENÖRÜ:
Fikret Aldinç (Deli)? Sakaryaspor’un kuruluşunda en çok emeği geçenlerden bir tanesidir. Babalarımızın işyerleri Uzunçarşı’da bitişik komşu, ayrıca da aile büyüğüm Faruk Girişken’in Aldinç sülalesinden evli olduğundan dolayı, Fikret Abiyle çok iyi görüşürdüm. Sakaryaspor’da görev yaptığı iki buçuk yıllık süre içinde, kulüpten aldığı maaşın çoğunluğunu, Sakaryaspor galip geldiği maçlardan sonra, kulüp yönetiminin verdiği prim haricinde futbolculara dağıtırdı. Altı pas demiyorum, on sekize top düşürmezdi kolay kolay. On sekize çok hâkim bir kaleciydi. Hava topuna çıktığı zaman, bir dizi önde çıkardı ki rakipler yakın mesafeden topa vurup gol atamasın. Topa çok sert ve düzgün vururdu. Sakaryaspor’un sahasındaki ilk maçta, Mersin İdman Yurdu’na karşı oynadığımız, şimdiki Kız İmam Hatip Lisesi’nin olduğu taraftaki kaleye, penaltıdan ilk golümüzü Fikret Abi atmıştı. Yenilgiyi hazmedemeyen bir karakterde olduğu için, yenilen gollerde sinirlenip önündeki savunmacıları azarlayıp bazen de kovaladığı için adı lakabı Deli Fiko’ya çıkmıştı. Yenicamili’ydi. Evden çıkıp Uzunçarşı’ya gelene kadar, öyle abidevi bir yürüyüşü vardı ki herkes hayranlıkla bakardı. Çok da temiz ve düzgün giyinirdi. Futbol oynadığı yıllarda bir istatistik yapılsaydı, ‘en düzgün ve en güzel kaleci kıyafeti kim giyiyor?’ diye, Fikret Abi ya birinci ya ikinci olurdu. Çok düzgün kıyafet giyerdi. Futbol camiasında çok geniş çevresi vardı. Zamanın futbol federasyonu başkanı Orhan Şeref Apak’ın Ankara’ya Fikret Abiyi çağırıp ‘2. Ligin 2. Grubunu kuruyoruz. Böyle bir takımı Sakarya kaldırabilir mi?’ diye sorduğunda, O da ‘Adapazarı’nda çok iyi oyuncular var. Ben kefilim. Sakarya vilayeti bu takımı kaldırabilir’ dediğinde, Apak da ‘bazı kulüp başkanları ile konuş, hazırlıklara başlayın’ dediğinde, Adapazarı’nda daha kimsenin haberi yoktu. Ethem Boran Abiye gelip bu konuya ilk açan da Fikret Abi’dir.
Necdet Niş? Onun hakkında kitap yazacak kadar çok yakınlığımız vardı. Sakaryaspor tarihinde üç değişik dönemde üç kez gelip de (1980-81, 1986-87, 1987-88) üç şampiyonluk yaşatan, üç kupa kazandıran yegane teknik direktördür. Her zaman yönetimlere karşı futbolcudan yana tavır almıştır. Yönetimlerin futbolcuya verdiği sözlerin kesinlikle yerine getirilmesini isteyen bir hocaydı. Futbolcularla çok iyi ilişkileri olan biridir. Özel hayatında ise çok düzgün yaşayan birisiydi. Çok dost canlısıydı.
Ekrem Karaberberoğlu? Ekrem Abi, bendeki arşivlere göre 1940’lı yılların ikinci yarısında Ada Gençlik’te oynamış. Sonra hep Yıldırımspor’da oynamış. Ben son zamanlarını seyrettim. Çarşıdaki büyük abilerden duyduğuma göre, çok iyi kaleciymiş. Sakaryaspor altyapısına uzun yıllar, unutulmayacak kadar hizmeti geçmiştir. 16 A milli futbolcu yetiştirmiş bir ağabeyimizdir. Tok sözlü, aklına geleni kimseden çekinmeden söyleyen bir mizaca sahipti.
Şaban Yıldırım? Sakaryaspor altyapısında yetişip, yetiştiği kulübe hizmet ettikten sonra Süper Lig’de Bursapor’da uzun zaman solbek ve soliç oynayıp Sakarya’yı temsil etmiştir. Futbolu bıraktıktan sonra da hangi takımı çalıştırsa mutlaka aldığı zamankinden daha yukarlara taşıyan teknik adam profili çizmiştir. Sakaryaspor’u Süper Lig’e taşıyan teknik direktörlerden de birisidir. Saha içinde ve dışında son derece uysal bir yapısı vardır.
İLK YILLARIN FUTBOLCULARI
Pıçır İsmet Kahyaoğlu? Sakarya’nın spor ve Sakaryaspor tarihine altın harflerle geçecek oyunculardan birisidir. Sakaryaspor’da dokuz sezon görev yaptı. Çok çok iyi bir orta saha elemanıydı. Mecbur aldığınızda liberonuz sakatsa orada oynatırsın, santraforun sakat veya cezalıysa orada da oynatabileceğin çok yönü bir futbolcuydu. Top ayaklarındayken kollarını ve belini rakibe karşı o kadar iyi kullanırdı ki, faul yapmadan ayağından top alamazdınız. İnsan olarak da sakin bir yapısı vardı. Selanik’ten gelen dedesine ufak tefek manasına Pıçır derlermiş. Ona da lakap olarak Pıçır İsmet denirdi. Allah rahmet eylesin.
Rıfkı Manavoğlu? Sakaryaspor’un kuruluş kadrosunda yer alan, oynadığı müddetçe unutulmayan solaçıktır. İç saha maçlarında sol kanadı iyi kullanmasına rağmen rakip sağbekin motivasyonunu bozmak için türlü yollara başvurup kart cezalısı durumuna sokmaya çalışan bir yapısı vardı. Deplasmana gittiğimizde ise sağbeklerin yanlarına fazla yaklaşmazdı. 11 kişi olsak da sanki sahada 10 kişi kişiydik. Deplasmanlarda pasifti. Yaptığı ortalar sanki santraforun kafasına ‘adrese teslim’ gibiydi.
Beşir Belat? Doğma büyüme Sapancalıydı. İlk beş sezon Sakaryaspor’un 3 numaralı formasının tapusu Beşir Abideydi. İyi bir solbekti. Güçlü fiziği vardı. Her iki ayağını kullanırdı. Sahamızdaki ilk Mersin İdman Yurdu maçında, orijinal solbek olmasına rağmen, sağbek oynamıştır. Çok düzgün karakterli, sözünün eri, sözünü kimseden esirgemeyen bir abimizdi. Adapazarı spor tarihinde üç değişik sporu, aynı başarıyla, dört yıldız üzerinde hep üç yıldız yapabilen iki kişiden biridir Beşir Abi: Sanat Okulu takımında atletizm, güreş ve futbol. Diğer isim Tümay Ongan’dır. O da basketbol, voleybol ve futboldur. Bir de bir penaltısını unutamıyorum: Sakaryaspor’un ikinci sezonunda (1966-67), Şeker tarafındaki kaleye doğru bir penaltı oldu. Takımımızın penaltıcısı Çarlı Erdoğan’dı. Topu dikti. Her zamanki gibi, hepimiz, Çarli Erdoğan direkt kaleye vurup gol yapacak zannettik. Geldi, topu sol tarafa kesti, Beşir Abi koşarak ceza sahasına girdi, sol ayağının içiyle topu kalecinin solundan iç yan ağlara taktı. Herkesin şaşkın bakışları arasında hayatımın en ilginç penaltısını seyrettik. Uzun senelerdir futbolun içindeyim. İlk defa bir penaltının paslaşarak kullanıldığına şahit oldum. Bir daha da görmedim. Sonra Beşir Abiye sordum. O da ‘hafta içinde çok çalıştık. Seyirciye sürpriz yapalım istedik.’ Dedi.
İhsan Özbek (Sarı)? Çocukluk arkadaşımdı. Benden iki yaş büyük. Yenicamilidir. On altı yaşında Ada Gençlik’e direk oynamaya başladı. 1.80-1.85 filan, çok güçlü fiziği vardı. Türkiye genelinde topa çok sert vuranların içince önemli bir yer tutar. On yedi yaşında Ada Gençlik - Şekerspor maçında Şekerspor kalecisi Oktay Abi’ye santra yuvarlağının içinden attığı gol, halen aklımda. Beşiktaş’ta oynarken o yıllarda lig öncesi oynanan TSYD Kupası ve Spor Toto maçlarında kullandığı frikiklerden sonra lig maçlarında da BJK serbest atış kazandığında tribünler ‘İhsan, İhsan’ diye tempo tutardı. BJK’da sadece iki sezon oynadı. Arkadaşlığı süperdir. Balıkesir Altınoluk’ta yaşıyor. Çok sık görüşürüz. Sarışın bir Boşnak olduğundan Sarı İhsan lakabıyla anılır.
Muammer Adatepe (Altınkafa)? 1950’li yılların ikinci yarısında Adapazarı’ndaki maçlarda ulusal basından hiçbir spor yazarı/gazetecinin gelmediği zamanlarda, genç yaşta oynadığı futbolla adını o kadar duyurmuştur ki, 1958 yılında şimdiki ismi Süper Lig olan 1. Lig’e, Beykoz’a transfer oldu. O günkü adıyla Milli Lig. Sakaryaspor’un ikinci yılında geldi. Sakaryaspor’da oynadığı yıllarda en yaşlı olmasına rağmen, takımın her zaman en iyilerinin başında olmuştur. Kendisine inanılmaz iyi bakan bir kimliğe sahipti. Şu anda düşünüyorum da o yıllarda bile Muammer Abi, bugünkü futbolu oynuyordu. Zaman zaman düşünürüm, şu anda bile Türkiye Liglerinde Türk oyuncu olarak onun gibi bir libero var mı diye aklımdan geçiririm. Altınkafa lakabını da sarışın olması, saçlarının dökük, hava toplarından kendisinden uzun santraforlara bile hava topu vermediğinden Altınkafa lakabı almıştır. Topa ilk müdahalesi müthişti. Çok teknikti. Ardından topu oyuna sokması çok iyiydi. Yenicami Boşnağı’ydı. Sahada tatlı sert, sosyal hayatında mülayim ve uyumlu biriydi.
Musa Çetiner? Sakaryaspor kuruluş kadrosunun (1965) transfer rekortmeni. Aldığı 4.000 lira, takımdaki en yüksek transfer ücreti olmuştu. Tüm takımın kuruluş maliyeti 44.000 liraydı. Musa Çetiner, 10 numara - soliç oynardı. Takımın en iyi forvetlerinin başında gelirdi. Sakaryaspor’un ilk yıllarında, takımımızın attığı gollerin çoğunluğunda Musa’nın imzası vardır. Çok seri, çabuk bir oyun stili vardı. Sertlikten hiç korkmazdı. Sakaryaspor’da başarılı geçen üç dört seneden sonra Süper Lig ekiplerinden Ankara PTT’ye transfer oldu. Sapancalı Musa Çetiner, sosyal hayatta da çok iyi biriydi. Vefat edene kadar ilişkilerimiz devam etti. Yakın dostlarımdan birisi oldu.
Zeki Aydıntepe: Ada Gençlik’te oynadığı günlerden beri tanırım. Sakaryaspor’un kuruluş kadrosunda da yer almıştı. Hatta iç sahadaki ilk lig maçında rakip ceza alanına girdi, düşürülünce penaltı kazandık. Kaleci ve kaptan Fikret Abi (Deli Fiko, Aldinç) penaltıyı gole çevirmişti. Orta sahada teknik ve güçlü bir futbolcuydu. İkinci yıl Süper Lig ekiplerinden İstanbul’a Feriköy’e transfer olmuştu. Maalesef Sakaryaspor’a hizmeti tek sezon olabildi. Spor yazarı olarak uzun süredir hizmet veriyor. Arkadaşımdır, abimizdir.