İnsan ömrü çok kısa ve ne zaman sonlanacağını, insanı YARATAN’dan başkası bilmiyor.

           Bu bilinmezler arasında bir Ramazan’a daha kavuşmuş bulunuyoruz.

           Niceleri kavuşamadı, buluşamadı, toprağa, ebediyete göçtü.

           Gelecek Ramazanlar da olup olamayacağımız meçhul. Bu Ramazan’a kavuştuğumuza elhamdülillah diyerek mevzuya geçelim.

           Nedir bu Oruç? Nedir bu Ramazan?

           Diğer aylardan bir ay mıdır? Yoksa geçmiş aylara tövbe, gelecek aylara arınarak, söz vererek yeniden hazırlanma ayı mıdır?

            Evet, Oruç sadece sabahın belli bir saatinden akşam vaktine kadar yiyip içmeden vazgeçme değildir. Oruç; bütün bir bedenin, tüm azaların bütün kötülüklerden uzak tutulduğu, adeta tüm beden bütün haramlardan sakınıldığı, nefsani tüm arzulara karşı tam beden direnmenin adıdır.

             Sadece midenin boş tutulması değil, gözlerin, dilin, burunun, kulakların,  el ve ayakların oruç tutmasıdır.

             Oruç; açlığı, yokluğu tatma, açların, yoksulların, çaresizlerin halini anlama, o hali yaşama, anlama, idrak etme ve harekete geçmedir.

              Oruç; sabrı, sebat ve tahammülü öğrenme, hayata hakim kılma, öfkeyi yenme, şeytana ve şeytani tüm vasıflara karşı direnme, direnmeyi öğrenme ve başarabilmedir.

              Nasuh bir tövbe ile geçmişin affını talep etme, geleceğe yeniden başlama sözünü verme ve yerine getirmedir.

              Oruç; kaybedilen ya da zaafa uğrayan, zayıflayan tüm insani ve imani değerleri yeniden hayata geçirmedir.

               Doğruluğu ve dürüstlüğü yeniden keşfetme, bu özellikleri yeniden hatırlama, kazanma ve bir daha vazgeçmemek üzere hayata ikame etmedir. Oruç; ADALETİ yeniden anlama, fark etme ve yaşama yeniden katma, hakim kılmadır.

               Kul hakkından sakınma, çalmama, kamu malını yememe, hırsızlık yapmama, hak edene hakkını verme, ehliyet ve liyakate, istişareye önem verme, mevkiye, makama, paraya tapmama, tapmamayı talim etmedir. Kibirden, egodan, güce tapmadan, menfaat peşinde koşmadan vazgeçmedir. “SAĞ ELİN VERDİĞİNİ SOL ELİN DUYMAMASI” hassasiyetinde bir yardımlaşma, iftarlara yoksulu ortak etme, “İFTARŞOV” lardan kaçınmadır. Dini siyasi çıkarlara, ikbal ve istikbale basamak kılmamadır.

                Zulme karşı direnme, mazlumun, mağdurun, düşkünün yanında yer alma, zalime karşı mücadele melekesini yeniden kazanma, dünyanın neresinde bir adaletsizlik, bir zulüm varsa karşısında durma, elinden geleni yapma, kim olduğuna bakmaksızın mazlumun yanında yer alma bilincini kazanma ve bu yolda harekete geçmedir.

                Oruç; Yaradan’a kul olma, Yalnız O’nun önünde eğilme, yalnız O’na ibadet etme, yalnız O’ndan korkma inanç ve alışkanlığını kazanma eylemi, ibadeti ve antremanını yapmadır.

                 Oruç; İRADE EĞİTİMİ, kendini, tutma, fırenleme, engelleme, kendini zaptetme, kontrol altına alma, nefsin elindeki ipleri alıp, akıl, vicdan ve imanın eline verme, TÜM KÖTÜLÜKLERDEN VAZGEÇMEDİR. Vazgeçme iradesini gösterme, o iradeyi yeniden kazanma ve harekete geçirmedir.

                 Oruç; bölüşme, paylaşma, yardımlaşma, dayanışmadır.

                  Afganistan’ın, D.Türkistan’ın Karabağ’ın, Kırım’ın, Irak, Suriye, Libya, Yemen, Arakan, Filistin, Gazze, Sudan, Tunus, Cezayir, İran, Somali, Mali, Nijerya, Bosna, Kosova, Afrika’nın, Kıbrıs Türk’ünün, Endoneya’nın, Bangladeş’in, Keşmir’in, Açe’nin, Kafkaslar ve Balkanların, hatta Rus mezalimine karşı Ukraynalının, ABD emperyalimine karşı Venezüella’nın, Zencilerin, Kızılderililerin, Kore’nin, Vietnam’ın, İstiklal harbinin, Çanakkale’nin, Ermeni, Yonan, Rus mezalimlerinin hatırlanması, tüm mazlumlarla  dayanışma, yardımlaşma, güç birliği yapmadır.

                     TÜM İNSANLIĞIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ, KURTULUŞUNU talep etme, talip olma, bu yolda çalışma, gayret etme, çabalama ayıdır.

                      Bize sığınmış fakir ve yoksul mültecilerin, komşumuzun, mahallelimizin, şehrimizdeki yoksulların halini anlama, onlara yardım etme, onlarla bölüşmedir.

                      Oruç; “KOMŞUSU AÇ İKEN TOK YATAN BİZDEN DEĞİLDİR” Peygamber buyruğunu anlama, tekrar hatırlama, hayata hakim kılmadır. İnsana değer verme, yaratılanı Yaratandan ötürü sevme, bütün insanlığa merhamet etmedir.

                      Allah’tan başka hiç kimseye kul olmama, O’ndan başka hiçbir beşerin önünde eğilmemedir. Particilikten, mezhep ve meşrepçilikten, kavim ve kabilecilikten,her türlü “cilik” ten kurtulma, topyekün Allah’ın ipine sarılma, tutunmadır.

                       Birlik, beraberlik, kardeşlik, sevgi, merhamet, kucaklaşma, küskünlüklere son vermedir. AYRIŞTIRMA, ÖTEKİLEŞTİRME, DÜŞMANLAŞTIRMA, KAMPLAŞTIRMA ve NEFRET SÖYLEMİNDEN VAZGEÇME, yalandan, algıdan, dezenformasyondan, manipilasyandan, aldatmadan, kandırmadan, uyutmadan, uyuşturmadan, narkozlamadan uzak olmadır. “Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız”, “Sevdiriniz nefret ettirmeyiniz” Hadislerini hatırlama ve uygulamadır.

                     MİLLET VE ÜMMET OLMA, İNSANLIĞIN tek bir ana ve babadan olduğunu, hepsinin akraba olduğunu, kavim, kabile, aşiret, soy, sop ve sülalelerin tanışmak için olduğunu, gerçekte tek bir kabile, “ADEMOĞULLARI” sülalesinden olduğumuzu anlamadır. Temel de tüm ibadetler, Allah’tan başkasına kul olmama ve bu makalede zikredilen vasıfları kazanma, imtihanı kazanma ve iki dünya kurtuluşunu sağlamaya matuftur.

                     Ramazan da; Oruç tutulan ay, bütün bu güzel hasletlerin yeniden yaşandığı, sadece bu ay da değil, ömrün tamamında yaşanmak üzere talim edildiği, tövbe ve pişmanlıkla geleceğe hazırlanma, yeniden doğma, UYANMA, DİRİLME, SİLKİNME, KENDİNE GELME ayıdır.

                     Hepsinden önemlisi Ramazan,  Kur’an’ın, İlahi mesajın, insanlığa sunulmuş  hayat reçetesinin, orucun ve oruç ile murat edilenlerin kaynağının nazil olmaya başladığı aydır.

                     Bu minval üzere, bu duygu, düşünce, inanç ve temenni ile Ramazanımız hayırlı, Orucumuz gerçek oruç olsun. Nasuh bir tövbe ile uyanış, diriliş ve MUTLAK KURTULUŞUMUZA, geçmişin tüm kirlerini silme, geleceğe arınarak başlama vesile olsun inşallah.