Hiçbir şeyden çekmedik bu kuyruklu yıldızlardan çektiğimiz kadar.

Özellikle her 76 yılda bir dünyanın yakınlarından geçen ve çoğu insanın ömründe sadece bir defa görebildiği HALLEY kuyruklu yıldızı, 1910 yılının mayıs ayında tüm dünyaya tam bir kabus yaşatmış. Yine kıyamet senaryoları yazılmış, yine durdurulamayan bir panik dalgası, yine züğürtlerin çenesini yoran zengin sığınakları…

Halley 1986 yılında da dünyamıza yaklaşmıştı fakat bu sefer sağduyulu bilim insanları galip gelmişti. Ve biz bunu fırsata çevirerek Halley adlı şarkı ile Erovizyon Şarkı Yarışmasına katılmıştık. Amaç Türkçe sözler arasına yerleştirdiğimiz birkaç ingilizce kelime ile çok iyi puan almaktı fakat olmadı.

Bu günlerde ise geçtiğimiz temmuz ayında güneş sistemine giren ve 3I/ATLAS ismi verilen dev cismin, bir kuyruklu yıldız, bir göktaşı değil, bir uzay gemisi olduğuna dair iddialar ilgi çekiyor. Harwardlı bir profesörün bilimsel makalesi bunun bir uzay gemisi olduğuna yönelik “sözde kanıtları” içeriyor.

ATLAS la ilgili detaylara girmeden önce Hüseyin Rahmi Gürpinar’ın 1910 yılında basılan ve Halley’in o yıl yaşattığı korkulu günleri anlatan ve mutlaka okunması gerektiğine inandığım kısa romanına değinmek istiyorum.

1910 yılının mayıs ayı başlarında gökte birden beliren kocaman bir kuyruklu yıldız, gittikçe artan bir hızla dünyamıza yaklaşmaya başlar. Henüz daha ortada NASA diye bir kurum bile yoktur. Özellikle Amerika’dan dünyaya yayılan haberlerin etkisi ile, HALLEY’in dünyanın sonunu getireceğine yönelik yorumlar ülkemizde de genel kabul görür. Kendisi bir ihtimal yer küremize çarpmasa bile kuyruğundaki göktaşlarının büyük tahribatlara neden olacağına kesin gözüyle bakılır. Oysa kuyruğu sadece ışık hüzmelerinden ibarettir. Dünyamıza bir zarar vermesi mümkün değildir ve nitekim vermemiştir de…

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç romanı bu olayı merkeze alarak ilginç bir evlilik hikayesi anlatıyor. Halley’i mahalledeki kadınlar arasında “Halam” diye Türkçeleştirenler başta olmak üzere, sırma saçlı, kaşlı gözlü bir afet olarak ya da saçaklı bir kafa, deniz kızı ya da Van kedisi gibi benzetmelerde bulunanlar bile olacaktır. Oldukça mizahi bir dili olan romanın özeti şöyle:

-İrfan Galip, Aksaray'da oturmaktadır. Babasından yüklü bir servet kalmıştır. Okuduğu kitaplardaki düşünceleri başkalarına karşı uygulayan bir insandır. Fakat etrafındaki halk, onu anlayamamakta ve anlam verememektedir. Kendisine uygun birisini bulamayacağını düşündüğünden evlilik konusunda biraz karamsar bir düşünceye sahiptir. Romanın önemli noktalarından birisi de Halley Kuyruklu Yıldızı'nın dünyaya çarpacağı söylentileridir. İrfan Galip bu söylentileri gazeteler aracılığıyla takip etmektedir. Etrafındaki halkı bu konuda bilgilendirmek ister. Mahallenin kadınlarını etrafına toplar ve onlara bu konuda konferans verir. Bu sıralarda tanımadığı bir kadınla mektuplaşmaktadır. Aslında İrfan Galip yaptığı konferanslar sonrasında aradığı kişiyi bulmuştur. İrfan Galip daha sonra mektuplaştığı kişiye evlenme teklifi eder. Fakat bu kadın evlenmek için bir şart koşmuştur. Kuyruklu Yıldız'ın dünyadan geçeceği ana kadar yüzünü göstermek istememektedir. Tüm bu gelişmeler sonucunda, Kuyruklu Yıldızın geçtiği gece ikili evlenir.

Halley 1910 ve 1986 yıllarındaki geçişlerinde dünyamıza zarar vermez fakat günümüzden 36 yıl sonra 1961 yılındaki geçişinde bu sefer beklenmedik bir şey olur ve atmosferdeki dengeleri alt üst edecek kadar yakından geçer. Bu geçiş enerji üretilen bütün faktörleri işlemez hale getirdiği gibi ateşin bile artık hiçbir şeyi yakmadığı bir atmosfer oluşturarak hiçbir elektronik cihazın çalışamadığı ve enerjinin tam anlamı ile ortadan kalktığı bir sonuca neden olur. Dolayısı ile bu durum Yapay Zekanın da sonunu getirecektir. İnsanlık ilkel zamanlarına geri döner.

Distopik bir kurgusu olan bu kısa hikayem BÜYÜLÜ GERÇEK kitabımda ATEŞİN YAKMA GÜCÜ ismi ile yer alıyor. Hikayem Yapay Zekanın sonunu ve seküler bir kadının bu felaket sonrası yaşadığı dönüşümü ele alıyor.

Son günlerde “Kimliği belirsiz bir cisim yaklaşıyor” tabirinden haberlerle yoğun bir şekilde gündem olan ATLAS ismi verilen kuyruklu yıldız, 11.2 km’lik uzunluğu, izlediği farklı rota ve ulaştığı hız ile dikkat çekiyor ve bu nedenle bir uzay gemisi olduğu yorumlarına neden oluyor. Dünyamıza en çok yaklaşacağı tarih olan 19 Aralık 2025 de bile 270 milyon km uzağımızda olacak ve dünyamıza bir zarar vermesi beklenmiyor.

Son yıllarda başımıza gelmeyen felaket kalmadı. Birileri bilim insanı kisvesi altında uzaylıların dünyaya saldıracağı senaryosuna hizmet etmeye devam ediyor. Zaten adı konmamış bir 3.dünya savaşı sürerken, bir de ”Uzaylılar Geldi” diyerek bizi sığınaklara sokmak ve “Hayat Sığınağa Sığar” demek için uğraşanların derdi, anlaşılan savaşlarla çözülemeyecek kadar büyük. Onlar belki de 8 milyar dünya nüfusunu çok daha fazla düşürecek bir çözüm üretmenin derdinde.

kaynak: yeni sakarya gazetesi