“İslam, insana, yararına ve zararına olan şeyleri bildirir. İslam, uyarır, aydınlatır, bilgilendirir. İslam, insanın yaratılışına (fıtratına) ve dünya boyutlarına ve şartlarına en uygun dindir, düzendir.  İslam, ilk insan Hazret-i Adem’den bu yana tek hak dindir. İslam Hz. Musa’nın, Hz. İsa’nın, bütün Peygamberlerin (Selam olsun hepsine) dinidir.

              İslam, varlık meselesi konusunda bütün felsefî sistemlerden, bütün ideolojilerden üstündür. Allah katında tek hak, makbul, geçerli din İslam’dır İslam yegâne hak ibrahimî dindir. İslam’dan başka hak din yoktur. İslam, tek hak din olmakta ortak kabul etmez.

              İslam insana ebedî saadet kazandırır. İslam, ebedî felaketten kurtarır. İslam, insanları âdil bir barış içinde yaşatacak, dünyaya huzur getirecek tek din ve sistemdir. İslam ilahî bir dindir, beşerî bir nizam değildir. İslam’ı din olarak kabul eden, öğreti ve hükümlerini doğru olarak hayata uygulayan kimse Allah’la barışık olur, O’nun rızasını kazanır.

             İslam, inananlar için hem dünyada ve hem âhirette; islamî idareye tâbi olan inanmayanlar (Ehl-i zimmet) için sadece dünyada selamet(kurtuluş) sağlar. İslam kadınların şeref, namus ve haysiyetlerini tanır, korur, ayakta tutar, yüceltir. İslam seks köleliğine izin vermez. İslam nizamında, devletin resmî vesikalarıyla yasal KDV’li, gelir vergili seks köleliği yapılamaz. (Camilerde avaz avaz ciyak ciyak eşitlik diye bağıran başı örtülü Feminist kadınların kulakları çınlasın!)

               İslam can güvenliği getirir. İslam mal güvenliği getirir. İslam (Hem Müslümanlara, hem de gayr-i müslimlere) din, inanç, ibadet güvenliği ve hürriyeti sağlar. İslam yüksek ahlak dinidir. Onun hükümlerinin uygulandığı toplumda suçlar asgarî (en az) seviyeye düşer. İslam sosyal barışı sağlar. İslam, insanlara ve dünyaya zarar verecek şeylere izin vermez. İslam insanlığın ve dünyanın geleceğini tehlikeye atmaz.

                İslam bütün insanlığı tek bir Ümmet kabul eder. Ümmet-i icabet, Ümmet-i davet. İslamî sistemde bir tek ehliyetli, liyakatli, râşid başkan olur.

              Kimse bu başkanlığa talip olamaz.Talip değil, matlub (istenen) olsa, ehliyeti yoksa başkanlığı kabul etmez. Gerçek İslam nizamı, bir erdemler sitesidir.

              İslam, ribayı(faizi) yasak ve haram kılarak, paranın ve paradarların, para babalarının diktatörlüğüne imkân ve fırsat vermez. İslam idaresinde halk aldatılamaz.  İslam, insanları birbirinin kurdu değil, meleği yapar.

 İslam suç işleyenleri öyle bir tenkil eder (tepeler) ki, suç işlemeyenler huzur ve sükûn içinde yaşar, kimse suç işlemeye cesaret edemez.

              İslam hikmet=bilgelik dinidir.  İslam nükleer, biyolojik, kimyasal silah üretimine izin vermez.  İslam kitlesel imha savaşlarına izin vermez.

              İslam yalanın saltanatını yıkar. İslam, işlerin ehliyet ve liyakat sahiplerine verilmesini emr eder. İslam, İŞLERİN, ehliyetli liyakatli güvenilir kimselere DANIŞILARAK yapılmasını emr eder.

             İslam lükse, israfa, şatafata, beyinsizliğe, azgınlığa izin vermez.İslam’ın kanaat zihniyeti ve felsefesi uygulansa, dünyanın nimetleri bütün insanları doyurmaya yeter de artar.İslam para ticaretine izin vermez.

             Gerçek İslam nizamı, çağımızın ideal düzeni olan demokrasiden bin kere üstündür. İslam sahte, şeytanî mutluluk değil, gerçek ebedî mutluluk getirir.

            İslam, kaçınılmaz bir olgu olan savaşı medenîleştirmiş, insanileştirmiştir. İslam bütün meşru, makul, bilgeliğe uygun neş’elere izin verir. İslam bütün faydalı ilimleri, fenleri teşvik eder.

            İslam, Müslümanları yabancılaşmaktan, dejenere olmaktan korur. Gayr-i müslimlerin de kimliklerini, kültürlerini korumalarına izin ve hürriyet verir. İslam, on küsur medeniyet içinde insan yapısına, dünyaya, fıtrata en uygun medeniyettir.” (Üstad M.Ş.Eygi’nin, aynı başlıklı yazısından alınmıştır)             

             Kısaca İslam; HAK, HUKUK ve ADALETTİR. Doğruluk, dürüstlük, temizlik, çalışkanlık, yardımlaşma, dayanışma, kardeşlik, BARIŞTIR. DOĞRU adına ne varsa o İslam’dır. Doğrunun diğer adıdır. Savaşı bile hukuka bağlamış, her şeyin önüne “Eşref-i mahlukat, Ahsen-i Takvim” olan insanı koymuştur. Düşmana bile adaletle davranmayı emretmiş, “Bir topluluğa olan düşmanlığınız sizi adaletten ayırmasın” demiştir. İslam; kul hakkı yememe, çalmama, israf etmemedir. Lüksten, şatafattan, gösterişten, desinlerden, reklamdan, güç zehirlenmesinden, kibirden, benlikten uzak durmadır. O fıtrat dini, tabii, doğal olandır.