Bir arkadaşımızın Vatsap’tan gönderdiği bu yazıyı hiçbir ilave yapmadan köşeme alıyor, ibretlik ve günümüze ilaç olacak bu hikayeyi vicdanlara arzediyorum.

               Gerçekten hatır için b.. yemeyecek, doğruluktan, dürüstlükten, adaletten, ahlaktan ve doğru yoldan şaşmayacak bir topluma, o toplumun hizmetlerini görecek muhtar, şef, müdür, başkan, vekil, bakan, başbakan ve c.başkanlarına, yani en alttan en tepeye kadar dosdoğru ve adil hizmetkarlara şiddetle ihtiyacımız var. Ülkemizin tek eksiğimiz bu. Bunu çözdüğümüz an, bu milleti kimse tutamaz. Sorun ekonomik ya da bir başka sebep değil, sadece doğruluk, dürüstlük, adalet ve ahlak eksikliğidir.

              İşte o yazı:

               “Osmanlı’nın son dönemlerinde bir paşa vardır, Yedi Sekiz HASAN PAŞA. Bu lakapla bilinmesinin sebebi, okuma yazması zayıf olan bu paşanın imzası Arapça yedi ve sekiz rakamlarının birleşmesinden oluştuğu için adı böyle kalmış.

               Hasan Paşa Alaylı olduğundan okuma yazması zayıftır. Lakin hitabeti, görgüsü ve nezaketi çok gelişmiştir. Tam bir vatan sever olan Hasan Paşa’yı çekemeyenler başına türlü çorap örerler ve sonunda Hasan Paşa azledilir, her şeyi elinden alınır.

               Hasan Paşa tebdili kıyafet ederek Adapazarı civarında bir çiftliğe bahçıvan olarak işe girer ve ailesiyle beraber orada çalışmaya başlar. Bir zaman sonra çiftliğin sahibi İstanbul’un zenginlerinden olan zât vefat at eder, çiftlik genç oğluna kalır.

               Hariciye nazırlığında çalışan bu genç diplomat çiftliğe gelir, at bindiği sırada düşer elbiseleri çamur olur. Çiftlik kahyası elbiseleri bahçıvanın hanımına götürür, hanım elbiseleri bir güzel yıkayıp ateş ütüsüyle de güzelce ütüler, bir bohça içinde kızıyla gönderir.
               Diplomat bohçayı açar bakar. Elbiselerin katlanışından, ütüsünden bu insanların sıradan olmadığını anlar. Oradaki saray terbiyesini hemen fark ederek, hülasa tanışıp görüşürler.

               Bir zaman sonra diplomat bahçıvanın damadı olur. Ancak durumun hassasiyetinden dolayı da bu evliliği gizli tutulur, artık sık sık çiftliğe gelmektedir.

               Bir gün çok sıkıntılı bir şekilde gelir İstanbul’dan ve odasına kapanır, dışarı çıkmaz. Hasan paşa sıkıntılı bir durum olduğunu anlar ve damadının odasına girer bakar ki etrafa saçılmış onlarca kağıt. Durumu sorunca , damadı “baba bu devlet işi sen anlamazsın bırak da çalışayım” der.

               Israrı üzerine derdini anlatır. Padişah bir görev vermiştir. Rus çarına öyle bir mektup yazılacak, yazılacak ki, Çar savaşı göze alamayacak. Paşa bir de ben yazdırayım der ısrarla, damat istemeye istemeye kabul eder ve başlar söylediklerini yazmaya.

               Öyle bir üslupla yazdırır ki damadı şaşar kalır. Oldu baba oldu işte, baba sen kimsin demeden de edemez Paşa açık etmez. Hemen yola koyulup doğruca padişahın huzuruna çıkar ve heyecanla mektubu okur. Padişah derki “bunu kim                  yazdırdı doğru söyle” der, oda durumu anlatır.

                Padişah o senin bahçıvan dediğin adam bizim YEDİ SEKİZ HASAN PAŞAMIZ evladım der, tekrar göreve davet eder. Damat geri dönüp durumu babasına anlatır. Birlikte İstanbul’a gelip Padişahın huzuruna çıkıp şartını söyler.

                 Padişah kabul eder. Pilana göre üst düzey paşalar ve idareciler toplanır.
Padişah der ki “bugün buraya sizi sadakatinizi ölçmeye çağırdım. Bana sadık olan şu tabağın içindeki b.ktan bir parmak alıp yiyecek” der. Ne kadar yağcı gevşek adam varsa dediğini yaparlar.

                Geriye on kişi kalır. “Siz ne beklersiniz, bana karşımı geliyorsunuz, hiç mi hatırım itibarım yok sizin yanınızda” diye hiddetlenir.

                 Ölümü göze alan bu yiğit adamlar der ki “PADİŞAHIM HATIR İÇİN B..K YENMEZ” deyince, Hasan Paşa gizlendiği yerden çıkar ve der ki;
“İşte Padişahım, senin ve devletin gerçek sadık adamları bunlar.” *Hasan Paşa’nın bu operasyonunun, Osmanlı’nın ömrünü kırk yıl uzattığı da söylenmektedir.

                      Kıssadan hisse...

                      Allah devlete, kamuya, kurum kuruluşlara HATIR İÇİN B..K YEMEYECEK idareciler nasip etsin...”

                      Amiiin…. Amiiin   Amiin.