“İnsanlar arasında öyleleri vardır ki bilgisizlik yüzünden başkalarını Allah yolundan saptırmak ve o âyetleri alay konusu etmek için eğlendirici sözler kullanırlar; işte bunları alçaltıcı bir azap bekliyor.” Lokman suresi ayet 6
“Eğlendirici söz” âyetteki lehve’l-hadîs deyimi klasik tefsirlerin çoğunda mûsiki olarak açıklanmış ve bazı tefsirlerde bu âyete dayanılarak şarkı söylemenin, çalgı çalmanın, dinlemenin, bu işin ticaretini yapmanın haram olduğu ileri sürülmüştür. Ancak bu deyimin şirk inancı içeren sözler veya daha genel olarak insanlar için herhangi bir fayda getirmeyen boş ve lüzumsuz konuşmalar olduğu yolunda görüşler de zikredilmektedir. İmam Mâlik bir soru üzerine âyetteki “Allah yolundan saptırmak için” ifadesine dayanarak, “Eğer (müzik) insanı Allah’a karşı görevlerinden alıkoyuyorsa haramdır” demiştir. Kurtubî mûsikinin haram olduğu yolunda aktarılan bazı rivayetleri sıraladıktan sonra ünlü fıkıh bilgini Ebû Bekir İbnü’l-Arabî’İnsanların kötü duygularını tahrik eden, haramları öven şarkıların haram olduğu açıktır; ancak bu tür sakıncalar taşımayan mûsiki bayram, düğün gibi sevinçli ve mutlu zamanlarda veya dinlenmeye ve rahatlamaya ihtiyaç duyulduğu durumlarda câizdir.
Ayette özetlenen inkârcı psikoloji ve tavır dikkate alındığında bunun, genel olarak müşriklerin, ilâhî mesajın insanlar üzerindeki etkisini kırmak veya onları alay ve eğlence konusu yapmak için ileri sürdükleri içi boş iddialar, laf cambazlıkları şeklinde yorumlanması uygun olur. Nitekim 6. âyetteki “bi-gayri ilm” (bilgisiz olarak) tabiri de bunu desteklemektedir. Eğer mûsiki, şiir vb. etkinlikler böyle bir kötü amaca alet ediliyorsa bunu yapanlar da âyetteki eleştiri kapsamına girer. Ayrıca burada, sadece o dönemdeki inkârcıların söz konusu tutumları değil, hangi dönemde olursa olsun “Allah’ın yolu”nu tıkama amacına yönelik zihniyet ile bunun ürünü olan tavır, tenkit ve faaliyetler de eleştirilmektedir.
Günümüzde ise kadın ve erkek Talk Show ve stand-up komedyenleri maalesef toplumsal ahlakı bozmaktadırlar. Gerek canlı ve gerekse videolarıyla milyarları evet yanlış okumadınız milyarları bulan izleyicileriyle aileyi, iffeti, ahlakı yok sayan ve müstehcenliği kapalısı, açığı ve ailesi fark etmeden her kesimin gözüne sokarcasına fütursuzca işleyen bir güruh olunmuştur. Kocasının yanında karısına küfür eden ve sınırsız müstehcenlik içeren davranışlar sergileyenleri aklı selim insanlar görmüyor mu ve bu bataklığı kurutmak istemiyorlar mı…
Peygamberimiz buyuru ki "Mü'min; insanları kötüleyen, lânetleyen, kötü söz ve çirkin davranış sergileyen kimse değildir." “Muhakkak Allah çirkin ve kötü söze buğzeder.”
Bu konuda şahıslara, ailelere, devlete ve hukuka düşen görevler vardır. Din ve ahlak tanımayan sermayenin adamları maalesef toplumu küfürbaz ve ahlaksız kılmak için hem de parasını alarak din ve ahlaklarını zedelemektedirler. Dünyanın sözde en meşhur denen kadınları milyonlar harcayarak sanki anadan uryan olarak sahnelerde boy göstermektedirler. İsimlerini ve resimlerini yayınlamaktan haya edilecek duruma düşmüş haldeyiz.
Bu gidişattan iktidar denen hükümetler ve vekilleri de sorumludur. Bazı belediyelerin festival adı altında bu güruhu halkın önüne çıkarması maalesef bir de Gazze kan ağlarken içler acısıdır. Evet partiler, meclis, delegeler, encümen üyeleri ve sivil örgütler bu ve benzeri ahlaksızlıktan sorumludurlar. Sadece camilerde hutbe okumak ve Gazze mitingi yapmak bizi bu sorumluluktan azade etmez. Maalesef bu yaşananlar karşısında insanın sorası geliyor bu ilkede Kültür bakanlığı var mı varsa görevini yerine getiriyor mu diye sormak gerekir.
“Müminler arasında ahlâksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyada ve âhirette can yakıcı bir ceza vardır. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” Nur, 19
19. âyette söz konusu edilen “ahlâksızlığın yaygınlaşması” ifadesi hem fiilen ahlâka aykırı davranışları hem de bunların dedikodusunun, sohbetinin yapılmasını, tabii bir olaymış gibi kınamadan konuşulmasını kapsamaktadır. Topluluk içinde birçok kötülük, buna karşı zamanında ve yeterli tepki gösterilmemesi sebebiyle yayılmakta ve yerleşmektedir. Erdemli bir toplulukta ancak erdeme uygun davranışlar açıkça ve takdir edilerek konuşulur, sohbet konusu olur; çirkin ve kötü olaylar ise yalnızca gerektiği kadar dile getirilir ve erdem ölçülerine göre değerlendirilir, mahkûm edilir, ıslah çareleri üzerinde durulur. Topluluk içinde erdemsizliğin yaygın hale gelmesi öncelikle yasaklar ve cezalarla değil, toplumun erdem ve erdemsizlik karşısında takındığı tavırla engellenebilir.
kaynak: yeni sakarya gazetesi