Dünkü yazımda bahsettiğim seyahatimde Priştine’de faaliyet gösteren Mehmet Akif Koleji’ni de ziyaret etmiştim. Yaklaşık yirmi yıl öncesiydi ve FETÖ, henüz geçek yüzünü göstermemişti…

Röportaj yapmak üzere randevu aldığım kolej müdürü bendenizi odasında misafir etmişti. Çay içerken yaptığımız sohbette müdürün arkasında yer alan camekânlı dolap dikkatimi çekmişti. Oda duvarı boyunca uzanan cam raflarda çeşitli objeler ve plaketler vardı. Misafirlerin rahatlıkla dikkatini çekecek şekilde rafların tam ortasında duran “Jhonnie Walker” viski şişesini görünce çok şaşırdığımı hatırlıyorum…

Kosovalı politikacıların çocuklarını kolejde ücretsiz okuttuklarını övünerek anlatan müdüre arkasındaki dolapta duran viski şişesini sordum… “Siz dindarsınız. Viskiyle işiniz olmaz. Bu nedir?” deyince şaşırma sırası ondaydı. Sanırım bendenizden böyle bir soru beklemiyordu. Yüzü kızarmıştı. Mahcup bir şekilde: “Ben içki kullanmıyorum ama vitrinde viski şişesinin görünmesi işimize yarıyor” demişti.

Dindar görünümlü müdürden yirmi yıl önce duyduğum sözler hâlen içimi acıtır… “Geçenlerde başörtülü bir Arnavut kız koleje kayıt olmak istedi. O kızı reddettik. Başörtülü Arnavutları okula almıyoruz. Türkiye’de Millî Eğitim başörtülü kızları okula sokmuyor. O kızı alsaydık, başörtülü çok gelen olurdu. ”

Kosova’da sadece İstihbarat Teşkilatı Başkanı Driton Gashi cezalandırılmadı. FETÖ’yle mücadele eden, Balkan masasında oyun kurucu olmaya hazırlanan Türkiye de cezalandırıldı.

ABD, izni olmadan Türkiye’den drone satın alan Kosova Başbakanı Albin Kurti’yi hazmedemiyor. FETÖ’cüleri beş yıl önce Türkiye’ye iade eden Driton Gashi’nin şimdi cezalandırılması Balkan masasında oyun kurucu olmaya hazırlanan Türkiye’ye örtülü mesajdır. Aynı zamanda Albin Kurti’ye: “Türkiye ile işbirliği yapma. Yoksa…” ihtarıdır.

Tükiye ile Kosova arasında yapılan protokol gereği geçtiğimiz hafta teslimat gerçekleşti ve Kosova Ordusu envanterine 5 adet Bayraktar kaydedildi. Türkiye basınında pek dikkat çekmeyen bu hamle NATO, ABD ve Avrupa’da deprem etkisi yaptı. Arnavutluk’tan sonra Kosova sınır/semalarında uçacak olan BAYRAKTAR İnsansız Hava Uçaklarından öncelikle Sırbistan ve Yunanistan çok rahatsız oldu. Türkiye devlet aklının, Kosova semalarını BAYRAKTAR ile güçlendirmesi üzerine Sırbistan’ın Türkiye’ye nota vermesi, ABD’nin Kosova’yı uyarması aslında yaptığımız hamlenin ne kadar doğru olduğunun göstergesi.

ABD, -her ne olursa olsun- Kosova’nın, Türkiye ile yakınlaşmasını istemiyor. Diasporada yaşayan Arnavutların anayasal hakkı olan “çifte vatandaşlık” konusunda Türkiye’den yapılan müracaatların kabul edilmemesi, işin yokuşa sürülmesinde Amerika’nın bürokratik baskısı var.

 

Türkiye’de yaşayan Kosova göçmeni Arnavutların talep ettiği çifte vatandaşlık konusunda zorluk çıkarılması içimizi acıtıyor. Oysaki

Türkiye vatandaşı Arnavut diasporasına çifte vatandaşlık hakkının verilmesi hem ülkemizin hem de Kosova’nın elini güçlendirir. Annesi babası hatta kendisi Kosova’da doğmuş olan Türk Vatandaşlarına çifte vatandaşlık hakkının verilmesi Vatikan, ABD ve Avrupa’nın yayılmacı siyasetine karşı alınacak önemli ve stratejik bir hamledir.

Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Hakan Fidan’ın Dış İşleri Bakanı olması boşuna değil. Türkiye Yüzyılında herkes gereken cevabı alacak. Bundan hiç şüphemiz yok. Balkanları çok iyi bilen Dış İşleri Bakanımız Hakan Fidan’a ricamızdır. Türkiye ile Kosova arasında özel bir anlaşma yapılmalı ve Türkiye’de yaşayan Arnavut diasporası” soft power” olarak harekete geçirilmeli…

Türkiye eğer isterse Arnavutluk, Kosova, Makedonya’da yaşayan homojen en güçlü etnik yapı olan Arnavutları arkasına alarak Balkanlarda ABD, Rusya ve dolayısıyla Sırbistan’ın planlarını boşa çıkarabilir.

Türkiye’nin Balkan stratejisi Bosna veya Arnavutluk’tan ziyade Kosova üzerine odaklanmalıdır. Üzülerek itiraf etmeliyim ki, şimdiye kadar ülkemizin Balkan stratejisi reel politik gerçekler üzerine kurulmadı. “Evlâd-ı Fâtihan” retoriği üzerinden sadece Balkan Türklerini önemseyen politikalar sahada hem elimizi zayıflattı, hem de gereksiz yere zaman ve enerjimizi harcadı.

 

Küçücük Ermenistan, tüm dünyaya yayılmış Ermenilere vatandaşlık verdiği için Ermeni Diaspora* Lobisi, dünyanın en güçlü lobilerinden biri oldu. Ekonomik olarak Ermenistan’ı ayakta tutan diaspora oldu.

Yahudi diasporası İsrail için hayati önemdedir ve annesi Yahudi olan her çocuk, dünyanın hangi köşesinde doğarsa doğsun İsrail vatandaşı olarak kabul edilir. Dünyaya yayılmış olan Yahudi diasporası İsrail devletinin sınırları dışında yaşayan gerçek görünmeyen gücüdür.

Kosova gerçek anlamda güçlenmek istiyorsa, Türkiye’de yaşayan Arnavutlara sırtını dönmek yerine bir an önce –ülke nüfusunun tamamından daha fazla sayıda- Türkiye’de yaşayan diasporasına sahip çıkmalı. Devlet olmanın gereğini yapmalıdır.

Anti parantez belirtelim. İngiltere’nin desteğiyle 1948 yılında kurulan İsrail, 1950 yılında yürürlüğe giren Geri Dönüş Kanunu’yla tüm dünyadaki Yahudilere kapılarını açmıştı. CHP iktidarıyla yönetilen Türkiye Cumhuriyeti 14 Mayıs 1948'de Amerika'dan 11 dakika sonra İsrail devletini tanıdı.

Müslüman Cezayir’in bağımsızlık ilan ettiği 1962’de “Fransa’nın içişlerini ilgilendirir” diyerek çekimser oy kullanan ve Cezayir’i kerhen en son tanıyan CHP zihniyeti, bu ülkenin karanlık geçmişidir.

Diaspora*: Çok uzun bir zamandan beri bir kavim, ulus veya inanç mensuplarının ana yurtlarından koparak başka yerlerde azınlık olarak yaşayanlara verilen isim. Kelime göçler sebebiyle vatanından kopmak zorunda kalarak başka bir ülkede azınlık olarak yaşayan kimseleri ifade eder.