Türkiye, uzun yıllardır terörle mücadele eden bir ülke olarak, güvenlik ve istikrar kavramlarına her zaman büyük önem atfetmiştir.

İkinci kez girişilen terörsüz Türkiye girişimi çok önemlidir.

Bu süreç yürütülürken, tabutlara sığmayan evlatlarını kara toprağa vermiş annelerin ve babaların gönlü alınmalı, yok sayılmamalıdır.

Kırk yılı dolduran bu hain sürecin bitmesi, Şehit anneleri ve babalarının rızası alınarak yapılmalıdır.

Zorlu bir süreçle karşı karşıyayız, süreçten çıkar sağlayanlar, variyet sahibi olanlara ve organizasyonlarını dikkatle takip etmek elzemdir.

Ülkede kardeş barışına ihtiyaç vardır.

Biliyoruz ki güvenlik politikalarının başarıya ulaşmasının en ideal hali, terörün tamamen ortadan kalktığı, silahların susup fikirlerin konuştuğu bir ortamın tesis edilmesidir.

Terörsüz bir Türkiye, sadece güvenlik açısından değil; ekonomik, sosyal, kültürel ve uluslararası alanlarda da ülkenin önünü açabilecek potansiyele sahiptir.

Güvenliğin Sağlanması ve Toplumsal Huzur;

Terör tehdidinin ortadan kalkması, en başta can güvenliğinin sağlanması anlamına gelir.

Vatandaşların korkusuzca yaşadığı, çocukların mayın korkusu olmadan okula gidebildiği, güvenlik güçlerinin şehit haberleriyle yıpranmadığı bir Türkiye, toplumsal barışın ve huzurun temelidir.

Terörsüz bir ortamda insanlar farklılıklarıyla değil, ortak değerleriyle bir araya gelir.

Ekonomik Kalkınmanın Hızlanması;

Terörün yoğun olduğu bölgelerde yatırım ortamı zayıflar, üretim sekteye uğrar ve işsizlik artar.

Oysa güvenliğin sağlandığı bir ortamda yerli ve yabancı yatırımcıların bölgelere ilgisi artar.

Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu gibi kalkınmada öncelikli bölgelerde ekonomik canlanma sağlanır.

Turizm, tarım, madencilik ve sanayi gibi sektörler gelişir; bölgesel eşitsizlikler azalır.

En önemlisi terörle mücadele için heba edilen ülke kaynakları, halkın refahı ve bölgenin inşası için harcanır.

Sosyal ve Kültürel Bütünleşme;

Terör, toplumu kutuplaştıran, ötekileştiren bir etki yaratır. Terörsüz bir Türkiye’de farklı etnik, kültürel ve mezhepsel kimlikler bir arada yaşama pratiğini daha güçlü biçimde hayata geçirebilir.

Diyalog ve hoşgörü ortamı güçlenir, sosyal aidiyet duygusu pekişir.

Bu da ulusal bütünlüğü ve toplumsal dayanışmayı kuvvetlendirir.

Demokratik Gelişim ve İnsan Hakları;

Terör tehdidi, zaman zaman güvenlik gerekçeleriyle özgürlüklerin sınırlandırılmasına neden olabilmektedir.

Terörsüz bir ortam, özgürlük ve güvenlik dengesinin sağlıklı biçimde kurulmasını mümkün kılar. Bu da ifade özgürlüğünden örgütlenme hakkına kadar birçok demokratik alanın güçlenmesini sağlar.

Uluslararası İtibar ve Dış Politika;

Terörle anılmayan, iç barışını tesis etmiş bir Türkiye; bölgesinde barış ve istikrar için model ülke olabilir.

Terörsüz bir Türkiye, dış yatırımcılar için daha cazip hale gelirken; uluslararası platformlarda da daha güçlü ve meşru bir sesle temsil edilir.

Avrupa Birliği ile ilişkiler, insan hakları ve demokratikleşme başlıkları üzerinden ivme kazanabilir.

Terörsüz bir Türkiye sadece hayal değil, ortak bir hedef olmalıdır.

Bu hedefin gerçekleşmesi, sadece güvenlik politikalarıyla değil; adalet, eğitim, ekonomi ve kültürel politikaların bütüncül şekilde uygulanmasıyla mümkündür.

Terörün olmadığı bir Türkiye, halkın refah içinde yaşadığı, gençlerin geleceğe umutla baktığı, dünya sahnesinde söz sahibi bir ülke olacaktır.

Barış içinde yaşamak, her bireyin hakkı ve bu ülkenin en temel menfaatidir.

Geri dönülmez bir sürece girmiş olan terörsüz Türkiye gerçeğiyle kavga etmek, karşı durmak. Süreci sekteye uğratan beyanatlar vermek, ülkemize yapılmış en büyük kötülüklerden sayılmalıdır.

Ülke çeperimiz türlü riskler ve hain planlarla abluka altına alındığı bir süreçten geçmektedir.

İç huzur ve kardeşlik barışı, bizleri düşmanlarımıza karşı daha güçlü bir pozisyona taşıyacaktır.

Selam ve Dua İle…

Ne Zaman İnsan Oluruz?

“En Kötü Barış, En Haklı Savaştan İyidir” (Cicero) sözünü anladığımızda.