Filistin’de ocaklar sönerken, mazlum insanların üzerine bombalar yağarken, el kadar bebekler açlıktan ölürken, bu soykırıma Müslümanlar seyirci kalırken, yapılan tüm eylemler içi boş, insanlığı aldatmadan ibarettir.
Biliyoruz ki Amerika ve şürekası inandıkları dine, tauta hizmet ediyor.
Hey hat, ya Müslümanım diye geçinenler?
Müslüman olduğunu iddia eden ülkelerden bir tek Türkiye, tüm gayretiyle uğraşıyor.
Gerisi, iktidarlarını koruma karşılığı her şeyini siyonistlere satmış durumda.
NATO toplantılarında dişin kabuğunu dolduran konuşma yapan, tavrını ortaya koyan tek Müslüman ülke lideri Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dı.
NATO zirvesi için Amerika’ya giden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın buluşması, tam anlamıyla bir diplomasi değil, bir tiyatro gösterisiydi.
Perdede sahne alan iki lider, birbirine övgüler düzerken aslında seyirciye başka şeyler anlatıyordu.
“Dostum Erdoğan” ve Alaylı Övgüler…
Trump sahneye çıktı ve her zamanki repliğini tekrarladı;
“Erdoğan güçlü bir lider, seçimleri herkesten iyi bilir.”
Bu cümle kulağa bir iltifat gibi geliyor ama altını biraz kazıyınca içinde ince bir iğne gizli;
“Seçim işlerini sen benden iyi karıştırırsın” demek istiyor aslında.
Yani bir yandan pohpohluyor, bir yandan da dokunduruyor.
Diplomasi böyle bir şey; Dost görünen sözler, çoğu zaman dikenli tellerle çevrilidir.
Fotoğrafta Dostluk, Masada Hesap
Kameralara verilen karelere bakarsanız, iki lider neredeyse kırk yıllık dost gibi.
Ama o karelerin dışında, masada ağır dosyalar duruyor: S-400’ler, YPG desteği, F-35 krizi, Doğu Akdeniz.
Kimse yüksek sesle söylemese de herkes biliyor ki bu konularda gülücüklerin ardında buz gibi bir soğukluk var.
Zorunluluk Ortaklığı
Türkiye ile ABD’nin ilişkisi artık dostluktan çok, “mecburiyet evliliği”ne benziyor.
Ayrılsalar ikisinin de çıkarı zedelenecek, ama beraber olsalar da sürekli kavga ediyorlar.
NATO ise bu evliliğin nikâh memuru. Boşanma yok, ama huzurlu bir yuva da yok.!
Son Perde
Erdoğan–Trump buluşması bize bir kez daha gösterdi ki uluslararası ilişkilerde samimi dostluk yok, sadece çıkarların kesiştiği noktalar var.
Bugün gülücükler, yarın sert açıklamalar, öbür gün yeniden “dostum Erdoğan” nidaları…
Sonuçta bu buluşma tarihe geçecekse, “iki liderin sahnede dost görünüp kuliste hesap yaptığı” bir tiyatro oyunu olarak geçecek.
Ona sebep diyoruz ki;
Ülke olarak biz, daha çok çalışıp, çok üretip, her manada çok güçlü olmak zorundayız.
Kahrolsun emperyalizm, kahrolsun komünizm…
Yaşasın tam bağımsız, meşruiyeti halkından alan Türkiye..!
Selam ve Dua İle
Ne Zaman İnsan Oluruz
“Amerikanın dost olmadığını unutmadığımızda”
Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ