“Ya Oyun Kurarsın Ya Figüran Olursun”

“Türkiye artık masada değil, oyunun tam ortasında…

Ve bu oyun, kimilerinin planını bozacak, kimilerinin kâbusu olacak.”

Sevgili okurlar,

Bölgeye bakıyorum; adeta dev bir satranç tahtası…

Hamleler sert, piyonlar değişiyor, tahtanın kenarında bekleyen filler, atlar var.

ABD yeni üsler kuruyor, Rusya mevzilerini genişletiyor, İran kendi nüfuz alanını büyütme derdinde.

Ve bu hengâmede Türkiye, artık kenarda izleyen değil, sahaya inmiş bir oyuncu.

Ama öyle sıradan bir oyuncu değil; kendi oyununu kurma niyetinde.

Güneydeki Sessiz İşgale Fren

Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde yıllardır sessiz sedasız bir terör koridoru inşa ediliyor.

Haritalar masa başında çiziliyor, örgütler silahlandırılıyor.

Ankara ise “Benden habersiz sınırın öte tarafında devletçik kurulmaz” diyerek fiilen müdahil oluyor.

Batı’da bu tavır “Türkiye fazla güçleniyor” diye okunuyor. Doğru okuyorlar, çünkü Türkiye’nin sessiz kalması demek, kendi topraklarının tehdide açık yaşaması demekti.

Enerji Hatlarının Anahtarı

Doğu Akdeniz’den Hazar’a, Orta Doğu’dan Karadeniz’e…

Petrol ve gaz boru hatlarının geçtiği her nokta Ankara’nın radarında.

Çünkü enerji hatlarını kontrol eden, masada kuralları koyar. Batı bundan hoşnut değil, Rusya ise temkinli.

Türkiye’nin hedefi açık; Geçiş ülkesi değil, enerji masasının kilit taşı olmak.

İki Tarafla Konuşan, Kendi Yolunu Çizen

Bir gün Moskova’da, ertesi gün Brüksel’de…

Batı, Türkiye’nin fazla bağımsızlaşmasını istemiyor; Doğu ise Batı ile bağlarını koparmasını bekliyor.

Ankara ise kimseye tam teslim olmadan, kendi çıkarına göre hamle yapıyor.

Bu bazılarına “ikili oynamak” gibi görünse de aslında bağımsız politika çizgisidir.

Yumuşak Güç, Sert Sonuçlar

Diziler, burslar, TİKA projeleri…

Bunlar yalnızca romantik kültürel adımlar değil; uzun vadeli nüfuz araçları.

Askeri üs kurmak sizi bir bölgede görünür kılar, kültürel bağ kurmak ise sizi o bölgenin parçası yapar.

Türkiye bu yüzden Balkanlardan Afrika’ya uzanan görünmez bir ağ örüyor.

Ekonomik Zincirleri Kırmak

Dolar bağımlılığını azaltmak, yerel para ile ticareti yaymak, lojistik hatlar kurmak…

Bunlar, ekonomik hamle olmanın ötesinde bir siyasi bağımsızlık manifestosu.

Çünkü parası başkasının elinde olanın siyaseti de başkasının elindedir.

Türkiye’nin bölgede attığı adımlar, yalnızca güvenlik ya da ekonomi meselesi değil; bir bölgesel güç kimliği inşa etme mücadelesi.

Bu, bazılarının planını bozuyor, bazılarının uykusunu kaçırıyor.

Ama unutmayalım; bu coğrafyada ya oyun kurarsın, ya da başkalarının oyununda figüran olursun.

Türkiye, artık sahnede başrol istiyor…

Ve başrol, alkış kadar hedef de getirir.

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

"Ülkemizin Stratejik Önemini Anladığımızda "