Yılbaşından Beri Sakarya’daki İntihar Vakalarının artışı,
Sakarya'da son 10 yıl içerisinde 287 kişi yaşamına son verdi. İntihar edenlerin 229'u erkek 58'i ise kadın oldu.
Her yılbaşında umutlarla başlayan takvim yaprakları, ne yazık ki bazı insanlar için yaşamın son durağı oluyor.
2025’in ilk altı ayı henüz geride kalmadan, Sakarya’da gerçekleşen intihar vakalarının sayısı ve ardındaki nedenler, sadece birer istatistik olarak kalmamalı.
Aksine, bu vakalar şehrimizin ruhsal ve sosyal sağlığına dair ciddi bir alarm niteliği taşıyor.
İsmet ÖZEL; Her intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır..!
Sakarya gibi sanayisi gelişen, genç nüfusu yoğun, geleneksel yapısıyla modernleşme sancılarını birlikte yaşayan bir şehirde, psikolojik travmaların arttığı açıkça görülüyor.
Ocak ayından bu yana basına yansıyan vakalar incelediğinde, her yaş grubundan bireylerin hayatlarına son verdiği gözlemleniyor.
Kimi ekonomik krizle boğuşmuş, kimi aile içi sorunlardan yılmış, kimiyse işsizlik ya da gelecek kaygısıyla karanlığa sürüklenmiş.
Görmezden Geldiklerimiz
Toplum olarak büyük oranda “ayıp”, “günah”, “deli işi” gibi etiketlerle damgaladığımız ruhsal sorunlar, konuşulmadıkça derinleşiyor.
Bir insanın “yaşamak istememesi” lüks değil, hayati bir sinyaldir.
Ama biz hâlâ mahalledeki psikiyatri kliniğine gitmeyi “birilerine görünmekten” utanır hale getiriyoruz.
Sakarya'da intihar eden bireylerin ardında bıraktığı notlar, sessiz feryatları özetliyor;
“Dayanamadım”, “Kimse anlamadı”, “Yalnızdım”…
Sosyal medyada paylaşılınca kısa bir "ah vah"la geçiştirilen bu trajediler, aslında her birimizin içinde bulunduğu toplumun aynasıdır.
Gençler Neden Umutsuz?
Üniversite öğrencilerinden, liselilere kadar uzanan genç intiharları; sistemin, eğitim baskısının, sosyal medya karşılaştırmalarının ve ailelerin bilinçsiz yönlendirmelerinin kurbanı oluyor.
Bir gencin "geleceğim yok" diye düşündüğü bir şehirde, sadece binaları yükseltmekle övünmek mümkün mü?
Sakarya'da gençlere dair yeterli sosyal destek, psikolojik danışmanlık ve ekonomik yönlendirme mekanizmalarının zayıf kaldığını görmemiz gerekiyor.
Her açılan alışveriş merkezinin karşısında, bir psikolojik destek merkezi açılsaydı, tablo böyle olur muydu?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Belediyeler ve STK’lar Ne Yapıyor?
Açıkça söylemek gerekir;
Bu konuda ciddi bir boşluk var.
Aile yılı ilan edilmiş, sorunları irdeleyen yok.
Ailelere ve bireylere dişin kovuğunu doldurur etki yok.
Belediyeler gençlere psikolojik destek sunan merkezleri ya göstermelik açıyor ya da yeterli tanıtım yapmadığı için halk bu merkezlerden haberdar bile olmuyor.
STK’lar ise üç beş gönüllüyle ancak sosyal medya kampanyası yapabiliyor.
Ne yapılmalı?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına Öneriler;
Resmi Psikolojik Danışmanlık Ağı; Üniversite, devlet hastanesi, belediye işbirliğiyle ücretsiz danışmanlık merkezleri.
Erken Müdahale ve Eğitim;
Okullarda, işyerlerinde “hayatla baş etme”, stres yönetimi ve intihar riskini tanımaya yönelik programlar.
Silah Kontrolü;
Tabanca intiharlarının yüksekliği acil müdahale gerektiriyor.
Medya Sorumluluğu;
Vaka haberlendirirken intihar özendirici dil yerine destek hatları ve psikolojik acil durum numaraları verilmelidir.
Kamusal Verinin Şeffaf Kullanımı;
Her il, her yıl kendi verisini paylaşmalı, karşılaştırılabilir şekilde yayımlamalıdır.
Valilikten belediyelere, üniversitelerden müftülüklere kadar tüm kurumların koordineli çalışması gerekiyor.
İntihar sadece bireyin değil, tüm şehrin trajedisidir.
Son Söz
Sakarya’da her intihar, bir alarm ziliydi. Ama biz çoğunu duymadık, görmezden geldik.
Bu sessiz çığlıkları susturmadan önce, onların neden yükseldiğini anlamaya mecburuz.
İntihara eğilimli birini görüyorsanız, onu yalnız bırakmayın.
Sakarya'da yaşıyorsak, sadece yolları değil, gönülleri de birbirine bağlamak zorundayız.
Selam ve Dua İle
Ne Zaman İnsan Oluruz
"Sessiz Çığlıkları Duyduğumuzda"