“Mirastan ne gelse, helâl-haram demeden alabildiğine yiyorsunuz.” Fecr / 19. Ayet. “Mirası öyle bir yiyiş yiyorsunuz ki hapır hapır”
“Fıkıh terimi olarak irs ve miras, ölen bir kimsenin (mûris) mal varlığının âkıbetini düzenleyen kuralların bütününü ifade eder.”
İslam miras hükümlerine uymamanın sorumluluğu var mıdır?
Müslümanın, Yüce Allah’ın koymuş olduğu hükümlere uyması gerekir; aksi takdirde manen sorumlu olur. Mirasla ilgili hükümler de bunlardan biridir. Dolayısıyla, varislerin haklarına düşene rıza göstermeleri ve diğerlerinin haklarına tecavüz etmemeleri gerekir. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm’de mirasla ilgili hükümler bildirildikten sonra devamla şöyle buyurulur: “İşte bu (hükümler) Allah’ın koyduğu sınırlarıdır. Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere koyar.” (en-Nisâ, 4/13).
Mirası paylaşmayı geciktirmek sakıncalı mıdır?
Ölenin geride bıraktığı mal ve haklar, gerekli işlemlerden sonra derhal mirasçılarına intikal edeceğinden mirasın mirasçılar arasında hemen bölüşülmesi veya bölüşünceye kadar gelirlerinin hak sahipleri arasında hisselerine göre taksim edilmesi gerekir. Aksi takdirde diğer hak sahiplerinin haklarına tecavüz edilmiş olur. Çünkü hisse sahiplerinin, mirasın kendi hisselerine düşen kısmında her türlü tasarrufta bulunma ve gelirini alma hakları vardır.
Ölenin geride bıraktığı mallar (tereke) hangi işlemlerden sonra mirasçılarına intikal eder?
Ölenin geride bıraktığı mallar (tereke) ile ilgili yapılacak işlemler sırası ile şöyledir:
a) Techiz ve tekfin masrafları karşılanır.
b) Borçları ödenir.
c) Terekenin üçte birini aşmamak kaydıyla vasiyeti yerine getirilir.
d) Yukarıdaki işlemler tamamlandıktan sonra kalan mallar mirasçılara taksim edilir
Mirasçılar mirastan mahrum edilebilir mi?
Kişi, mirasçısını mirasından mahrum etme hak ve yetkisine sahip değildir. Ancak vârisin mûrisini öldürmesi, farklı dinlerden olmaları gibi mirasçılığa engel hâller bulunması durumunda mirasçı mirastan mahrum kalır.
Çocuklar anne-babanın gönlünü incitecek, sevgi ve gönül bağını koparacak davranışlarda bulunmuşlar veya görevlerini yapmamışlarsa, dinen sorumlu olurlar. Onların bu hataları mirastan mahrum bırakılmalarına dinen sebep teşkil etmez. Bu itibarla, anne-babanın hangi sebeple olursa olsun çocuklarını mirastan mahrum etmek için evlatlıktan reddetme yetkisi bulunmadığı gibi mirastan mahrum bırakmak için vasiyette bulunması da câiz değildir. Ailede anne-baba kendi sorumluluklarını, çocuklar da kendi sorumluluklarını bilerek ailevî yaşantılarını bir Müslümana yakışır şekilde düzenleyip sürdürmek mecburiyetindedirler.
Kişi kendi miras payını başkasına verebilir mi?
Bir kimse kendisine miras olarak intikal eden hakkını kısmen ya da tamamen diğer mirasçılardan birine veya bir yabancıya hibe edebilir. Çünkü bu mal onun hakkıdır. Ayrıca mirasçılar, karşılıklı rıza ile malı diledikleri şekilde taksim edebilirler. Maddî veya manevî herhangi bir baskı olmaksızın, haklarından kısmen veya tamamen diğer mirasçılar lehine feragat edebilirler.
Ölen kimsenin anne-babasının mirastaki payı nedir?
Anne, ölen çocuğuna her durumda mirasçı olur (en-Nisâ, 4/11). Ancak ne kadar miras alacağı diğer mirasçıların paylarıyla birlikte hesaplandığında ortaya çıkar. Nitekim âyette; “Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır. Eğer çocuğu yok da (yalnız) ana babası ona vâris oluyorsa, anasına üçte bir düşer. Eğer kardeşleri varsa anasının hissesi altıda birdir. (Bu paylaştırma, ölenin) yapacağı vasiyetten ya da borcundan sonradır.” (en-Nisâ, 4/11) buyrulmuştur.
İslâm miras hukukuna göre annenin mirasta üç hâli vardır:
a) Anne, ölenin oğlu, kızı, bunların oğlu ve kızı; hangi taraftan olursa olsun ölenin birden fazla kardeşiyle bulunursa altıda bir alır.
b) Bunlar bulunmazsa anne, üçte bir alır.
c) Bir tarafta baba, öbür tarafta koca veya karı ile beraber bulunursa karı ya da koca, hisselerini aldıktan sonra kalanın üçte birini alır.
Babanın da üç durumu vardır:
a) Baba, ölenin oğlu veya oğlunun oğlu ile birlikte bulunduğunda altıda bir alır.
b) Ölenin kızı veya oğlunun kızı yahut oğlunun... oğlunun kızı ile birlikte bulunduğunda altıda bir ve ilave olarak payları Kur’ân-ı Kerîm’de belirtilenlerden (ashâb-ı ferâiz) artanı alır.
c) Bu iki grup mirasçı bulunmadığında asabe olur. Başka mirasçı yoksa terekenin tamamını, varsa bunlardan artanı alır.
Not: Adapazarı doğumlu Rize Müftü Yusuf Karali Dini Yüksek İhtisas Merkezi Müdürü Muhterem hocamız Dr. Seyit Badır tarafından kaleme alınan ÎZÂHU’L FERÂİZ Açıklamalı ve çözümlü İslam Miras Hukuku kitabı QR KODLU olarak okuyucularıyla buluşmuştur. (Maruf Yayınevi). İstifade etmek ve bu konuda uzmanlaşmak isteyenlere duyurulur. Hocamıza da bu eseri bize kazandırdığı için teşekkür ederiz.