İsrail; Rus matruşkası gibi bir istihbarat yapılanmasıyla kurgulanmış bir şer ülke..!

Ortadoğu, tarihin en çok maske takılan coğrafyasıdır.

İsrail istihbarat yapısını inceleme yazılarımızı bu son yazımızla bitiriyoruz .

Bu yazılarımızdaki gayemiz, Türk halkının bu yapılar hakkında bilgilenmesi, bilinçlenmesi ve her sakallının imam olmadığını anlamasıdır.

Bu yazıları araştırıp, İnceledikçe , yazdıkça hayrete düşüyor, bir avuç İsrail’in güçünün nereden geldiğini anlamaya başlıyoruz.

Herkes bir başkası gibi görünür; kimi barış elçisi, kimi dost, kimi de sadece “güvenlik” bahanesiyle insan avına çıkan bir güçtür.

İşte İsrail’in “Duvdevan Birimi” diğer adıyla Birim 217 tam da bu maskeli düzenin ürünü.

İsrail ordusunun en özel birliklerinden biri olan Duvdevan, sivil kılığa girip Filistin kentlerinin sokaklarında operasyon yürüten bir “gölge timi”.

Arap kıyafetleri giyer, Arapça konuşur, kimi zaman bir taksi şoförü, kimi zaman bir sağlık görevlisi kılığına bürünür.

Ama hedefi hep aynıdır: İsrail’in güvenliği uğruna belirlenmiş kişileri yakalamak, etkisiz hale getirmek.

Gölge Operasyonların Anatomisi

Duvdevan, 1986’da kuruldu. Görünürdeki amacı, “terör unsurlarına nokta operasyonlar” düzenlemekti.

Ancak zamanla görev sahası genişledi; Batı Şeria’dan Gazze’ye, hatta Lübnan sınırına kadar yayıldı. Bu birlik, savaş alanına dönüşmüş kent sokaklarında çalışır yani savaşın tam ortasında, sivillerin arasında.

Operasyonlarının çoğu “kılık değiştirme” taktiğine dayanır.

Bu askerler Filistinlilerle iç içe yaşar, onların dilini, tavrını, jestlerini taklit eder.

Bu yönüyle bir istihbarat biriminden çok, bir psikolojik harp aygıtına benzer.

Ancak bu yöntem, uluslararası hukuk açısından gri bir bölgedir. Zira savaşçı ile sivil arasındaki çizgi bulanır.

Savaşçı, doktor kılığına girerse; güvenlik, insanlığın önüne geçerse; orada artık hukuk değil, korku hüküm sürer.

Güvenlik mi, Maskeli Şiddet mi?

İsrail, Duvdevan’ı bir “kahramanlık birimi” olarak lanse ediyor. Medyalarında, hastane baskınlarını bile “cesaret örneği” olarak sunuyorlar.

Ancak dışarıdan bakan bir göz için bu tablo, cesaret değil; sivil alanın militarizasyonudur.

Bir askerin savaş alanında savaşması başka, bir askerin hastanede doktor kılığına girip adam öldürmesi başkadır.

İşte bu yüzden Duvdevan, sadece bir güvenlik birimi değil; modern çağın en tartışmalı siluetlerinden biri haline geldi.

Operasyon Alanları,

Birim en çok Batı Şeria’da etkin. Nablus, Ramallah, Cenin gibi kentlerde yürütülen gece operasyonlarının çoğunda Duvdevan imzası var.

Gazze Şeridi’nde de zaman zaman devreye giriyor.

Son yıllarda ise Lübnan sınırı boyunca keşif, istihbarat ve hedef belirleme faaliyetleriyle adı anılıyor.

Bu kadar geniş alanda aktif olmak, bu birimin İsrail güvenlik doktrini içindeki önemini gösteriyor. Duvdevan, adeta İsrail ordusunun “nabzı” gibi çalışıyor.

Türkiye Açısından Değerlendirme

Duvdevan modeli, sadece bir askerî taktik değil; aynı zamanda bir zihniyetin ürünü. Bu zihniyet “güvenliği” her şeyin önüne koyuyor, hukukun, ahlakın, hatta insanlığın bile.

Türkiye için bu model iki yönüyle dikkat çekici:

Birincisi, ulusal güvenlikte istihbarat ve özel operasyon birimlerinin rolü. Bizim için milli istihbaratın gücü, şeffaf hukuk zeminiyle birlikte yürümelidir.

Çünkü hukuk yoksa, güvenlik devlete değil, korkuya hizmet eder.

İkincisi ise, bölgesel denge politikası. İsrail’in sivil alanlara sızan bu tarz birlikleri, bölgedeki tansiyonu sürekli diri tutuyor.

Bu da Türkiye’nin barış, diplomasi ve istikrar merkezli dış politika çizgisini daha değerli hale getiriyor.

Anadolu toprakları, “maskeli güvenlik” değil, “açık adalet” felsefesiyle var olmuştur.

Eğer biz, milli güvenlik anlayışımızı “insan merkezli” tutabilirsek; Duvdevan gibi karanlık yapılar bölgeye korku salarken, Türkiye adaletin merkezi olarak yükselecektir.

Duvdevan, kelime anlamıyla “kiraz” demek.

Ama bu kiraz, Ortadoğu’da barışın değil; kanın rengini taşıyor.

Her sivilin potansiyel hedef, her binanın potansiyel savaş alanı olduğu bu model; gelecekte İsrail’i güvenliğe değil, yalnızlığa götürebilir.

Çünkü hiçbir maske, bir milletin vicdanını sonsuza dek gizleyemez.

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

“ Düşmanın Silahından Daha Güçlü Fikrimiz Olduğunda”

Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ