İnsan ilişkilerinin en zor ama en kıymetli yanıdır “anlamak.” Herkes konuşur, herkes anlatır ama çok azımız gerçekten dinler ve daha da azımız anlar. Çünkü anlamak, sadece duymak değildir; anlamak, karşımızdakinin yüreğine kulak vermek, onun ruhuna dokunabilmektir.

Ne yazık ki çoğu zaman karşımızdakini dinlerken bile kendi önyargılarımızın süzgecinden geçiririz sözleri. Aslında anlatılmak isteneni değil, kendi duymak istediğimizi duyarız. Böyle olunca da anlamak için gayret göstermiş sayılmayız. Çünkü anlamak, zihnimizle değil, kalbimizle başlar.

Bazen küçük sorunları büyütürüz, çünkü kendimizi merkeze koyarız. Oysa bazen de büyük meseleleri görmezden gelir, geçiştiririz; çünkü anlamak, yüzleşmeyi gerektirir. Gerçek bir anlayışın önünde en büyük engel, aceleyle verilen yargılar ve eksik dinlenmiş cümlelerdir.

Geçenlerde bir yerde çok hoşuma giden bir söz okumuştum; “İnsan, anladığı ve anlaşıldığı insanda çiçek açar.” Ne kadar doğru bir ifade... Çünkü anlaşılmak, insanın iç dünyasında bir bahar etkisi yaratır. Kalbi solgun bir insan bile, biri tarafından gerçekten anlaşıldığında yeniden yeşerir. Anlaşıldığını hisseden kederli insan kederinden kurtulurken, neşeli insanı keyfi katlanır.

Ve tam da bu noktada, Sezai Karakoç’un o derin anlam yüklü dizeleri gelir akla:

“Anlamak masraflı iştir,

Emek, gayret, samimiyet ister.

Yanlış anlamak kolaydır oysa,

Biraz kötü niyet, biraz da cahillik kâfidir.”

Ne güzel söylemiş üstat... Gerçekten de anlamak masraflı bir iştir. Çünkü anlamak, önyargılardan sıyrılmayı, nefsi bir kenara bırakmayı, karşımızdakinin penceresinden bakmayı gerektirir. Bu da kolay değildir. Sabır, merhamet ve samimiyet ister.

Oysa yanlış anlamak, en kolay yoldur. İnsan biraz öfkeli, biraz sabırsız, biraz da bencil olunca hemen yanlış anlar. Çünkü o zaman dinlemez, sadece cevap vermek için bekler.

Bugün iletişimin en yoğun olduğu çağda, belki de birbirimizi en az anladığımız dönemi yaşıyoruz. Sesler çoğaldı ama anlam derinliği azaldı. Cümleler arttı ama kalpten gelen sözler azaldı.

Anlamak bir sanattır. Bu sanatın ustası olabilmek için sadece kulaklarımızı değil, gönlümüzü de açmamız gerekir. Çünkü gerçek dinleme, sessizlikte bile duymayı bilmekle başlar. Belki de tüm insan ilişkilerinin özü şu cümlede gizlidir; “Anlamak bir gayrettir; gayret eden, insanı bulur.”

Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ