Kafkaslardan Balkanlara uzanan geniş “vatan mefkûremiz” Mîsak-ı Millî sınırlarına hapsedilince, ufkumuz daraldı. Yeni kurulan Türkiye’nin 600 yıllık imparatorluk geçmişini redd-i miras ederek içine kapandığı 1923-1950 döneminde içeride yaşananları hepimiz biliyoruz. Aynı dönemde dışarıda yaşananlar henüz yeni konuşulmaya başlandı.

Terk etmek zorunda kaldığımız Rumeli topraklarımızda yaşanan acıları şimdiye kadar ya görmedik ya da resmî olarak görmezden geldik. Osmanlı sonrasında Balkanlarda yetim kalan kardeşlerimizi, soydaşlarımızı unutmamıza rağmen değişen paradigmalar ve ilahi hikmet tecellisi olarak tarih bizi geri çağırıyor. 

27 Haziran 1944 tarihine kadar sadece Müslüman Arnavutların yaşadığı -şimdiki Yunanistan sınırları içinde kalan- Çameria (Çamerya) ismini belki de şimdiye kadar hiç duymadınız. İsmini duymadıysanız bölgede yaşanan katliamı da duymadınız demektir.

Osmanlı Döneminde (1910) Arnavutluk’un güneyinden başlayan Çamerya bölgesi, halen Yunanistan toprakları içerisinde kalan Yanya- Preveze arasındaki bölgeyi kapsıyordu. Bu bölge adından da anlaşıldığı gibi Osmanlı sicil kayıtlarında ağaçlarından mülhem “Çamlık Kazası” olarak adlandırılmıştır. Yanya vilayetine bağlı bu bölgede yaşayan Arnavutlar, 1913 yılına kadar Osmanlı vatandaşıydı.

Osmanlı’nın Balkan Savaşlarında yenilmesi üzerine 1913’te Londra Büyükelçiler Konferansı yapıldı. Çamerya Bölgesi Batılı güçler tarafından Arnavutluk’tan koparılarak etnik ve azınlık bölge olarak Yunanistan’a teslim edildi.  1910 yılında yapılan nüfus sayımında bölgede 83 bin Arnavut yaşıyordu. Çok geçmeden katliamlar başladı.

1944 yılında Ortodoks Ruslar tarafından Kafkaslarda Çerkes-Kırım Tatar soykırımı ve ardından sürgünler yaşandı. Kafkas soykırımıyla eş zamanlı olarak Yunanistan tarafından Çamerya Bölgesinde yaşayan Müslüman Arnavutlara karşı işlenen planlı katliam ve soykırım ülkemizde hiçbir zaman gündem edilmedi.

General Napoleon Zervas komutasındaki Yunan askerleri İkinci Dünya Savaşı’nı fırsat bilerek Çamerya’da yüzyıllardır yaşayan azınlık Arnavutları acımadan katlettiler. Ortodoks Yunanlıların kutsal gördüğü “Aziz Bartolomeos Günü’nden itibaren Çamerya'daki Müslüman Arnavutlar; kadın, çoluk çocuk demeden öldürülmeye başlandı ve sağ kalabilenler yaşadıkları vatan topraklarını terk ederek mülteci durumuna düştü.

Haziran 1944'ten Mart 1945'e kadar süren etnik temizlik harekâtı sırasında 2 bin 900 erkek, 214 kadın ve 96 çocuk öldürüldü. 745 kadına tecavüz edildi. 68 köy, 5 bin 800 ev yakıldı. Binlerce mülteci Arnavutluk’a doğru kaçarken göç yolunda yaşamını yitirdi. Mülteci kampına sağ ulaşanlar da Faşist Diktatör Enver Hoca’nın hışmına uğradı.

Hangi dinden, hangi renkten, hangi topraklardan olursa olsun; -kutsal varlık- insanın yok edildiği acıların istatistik rakamlarını yazmak kolay… Hiçbir istatistik rakamı, zulme uğrayan insanların acılarını tarif edemez.

Aslen Çameryalı olan yazar Enver Kuşi şöyle diyor: "Çamerya'da olanlarla ilgili yüzlerce hikâyeyle büyüdüm. Her şey; geleneklerine bağlı ve çok kültüre sahip Çamerya'nın en önemli şehirlerinden olan Paramithia'da başladı. Görüştüğüm görgü tanıkları gözleriyle o büyük korkuya –katliama- şahit olmuşlardı. 27 Haziran 1944'ün sabahında Zervist çetelerinin (Yunan General Napoleon Zervas'ın kuvvetleri) Arnavutların yaşadığı bu şehre baskın yapmasıyla katliam başladı."

Yunanlı yazar ve Profesör Yorgo Margariti ise "İstenmeyen Yurttaşlar" adlı kitabında Paramithia'da yapılan katliamda şehrin "kasaphaneye" dönüştüğünden bahseder. “Şehrin sokaklarında yatan katledilmiş kadın, kız, yaşlı ve her yer yaştan kafası kesilmiş, karınları yarılmış Arnavutlar vardı.

Çameryalı Arnavutlar, 1944'te yaşanan mezalime karşılık özür dilenmesini ve Yunanistan sınırında kalan vatan topraklarındaki mülkiyet haklarının iade edilmesini istiyor. Bu talebe karşılık Yunanistan’ın cevabı: “Bizim için Çamerya sorunu diye bir sorun yoktur, bu sorun 1944 yılında kapanmıştır.

Yunanistan Çamerya’nın; Fransa, Cezayir’in hesabını verene kadar Müslümanların katledildiği “kanlı hesaplar” tarih önünde asla kapanmayacak.

Rusya-Sırbistan-Yunanistan’dan oluşan bölgesel Slav-Ortodoks ittifakı Balkanlarda yaşayan güçsüz Arnavut halkına karşı oluşturulan en büyük şer üçgenidir.

Çamerya katliamında öldürülen Müslüman Arnavut kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum.