Türkiye’de gayrimenkul artık sadece barınma ihtiyacı değil; birikimin korunması, geleceğin garantiye alınması ve bazen de zor zamanlarda nefes aldıran en önemli varlık hâline geldi. Fakat iş satmaya geldiğinde, özellikle de 5 yıl dolmadan bir mülkü elden çıkarmak gerektiğinde, devlet kapısında sizi karşılayan görünmez bir misafir var: Değer artış kazancı vergisi.

Son dönemde fiyatların hızlı yükselmesiyle birçok vatandaş, “Satayım mı, bekleyeyim mi?” ikileminde sıkışmış durumda. Bir yanda cazip satış rakamları, diğer yanda hesaplanmayan bir vergi riski…

Ama işin güzel yanı şu: Bu vergi kader değil. Doğru hesaplandığında, yasal yollar kullanıldığında, hatta bazı durumlarda tamamen ortadan bile kalkabiliyor.

En Büyük Yanılgı: ‘Satarsam Kesin Vergi Çıkar’ Algısı

Oysa gerçek çok farklı.

Devlet, mülkü aldığınız tarihteki alım bedelini enflasyona göre güncellemeye izin veriyor. Yani makbuzda yazan rakam üzerinden değil, reel değeri üzerinden hesap yapılıyor.

Bazı durumlarda bu güncelleme sonrası, kâğıt üzerinde elde ettiğiniz kâr neredeyse sıfıra düşüyor.

Hal böyle olunca vergi de kendiliğinden ortadan kalkıyor.

Bu nedenle vatandaşın bilmesi gereken en kritik şey şu:

Satıştan elde ettiğiniz rakam değil, reel kazancınız vergilendirilir.

Aile İçi Devir: Sessizce İşleyen Bir Çözüm

Türkiye’de çok kullanılan ama çoğu kişinin farkında olmadığı bir yöntem daha var:

Mülkü satış yerine bağış yoluyla aile bireyine devretmek.

Bu işlem satış sayılmadığı için “kazanç” doğmuyor, dolayısıyla da vergi oluşmuyor.

Elbette bunun da kendine göre masrafları var; ancak vergi yükü ile kıyaslandığında çoğu zaman çok daha makul bir yol hâline geliyor.

Doğru yapıldığında, aile içinde servetin korunması açısından da akıllıca bir adım.

Kentsel Dönüşüm ve Kat Karşılığı Sözleşmeler: Başka Bir Pencere

Bugünlerde en çok sorulan sorulardan biri de şu:

“Evimi müteahhide verirsem vergiden muaf olur muyum?”

Eğer işlem gerçek anlamda bir takas niteliği taşıyorsa, yani varlık değişiyor ama nakit kazanç elde edilmiyorsa, birçok durumda vergi doğmuyor.

Fakat burası diğer yöntemlere göre daha teknik bir alan. Sözleşmenin nasıl yazıldığı, teslim şekli, arsa payı oranları gibi detaylar sonucu tamamen değiştirebiliyor.

Bu yazıyı bir uyarı değil, bir rehber olarak görmenizi isterim.

Bugün 5 yıl dolmadan evini satmak zorunda kalan çok kişi var; hayat koşulları bazen bizi buna zorluyor.

Ama her satış vergi doğurmaz.

Doğru hesap, doğru yöntem ve doğru yönlendirme ile birçok kişi bu yükten kurtulabilir.

Gayrimenkul piyasasında yıllardır sahada biri olarak söyleyebilirim ki:

Kararınızdan önce mutlaka alım-satım tarihlerinizi, enflasyon etkisini ve yasal alternatifleri masaya yatırın.

Ve unutmayın…

Gayrimenkulde en büyük kazanç bazen rakamlarda değil; doğru zamanda doğru bilgiyle alınan kararlardadır.

Aralık Ayı Kira Artış Oranı

TÜİK verilerine göre kasım ayında enflasyon TÜF) aylık yüzde 0,87, yıllık yüzde 31,07 oldu.

Enflasyon verilerinin ardından konut ve işyerlerine uygulanacak kira artış oranı da netleşti. Buna göre aralık ayında kira sözleşmelerinde uygulanabilecek tavan zam oranı yüzde 35,91 olarak hesaplandı.

Kiralar kaç TL olacak?

Kira artış oranının netleşmesiyle birlikte kiracıların ve ev sahiplerinin en çok merak ettiği konu, mevcut kira bedellerinin yeni zam oranıyla ne kadar artacağı oldu. İşte zam oranıyla oluşan yeni kira hesapları:

Mevcut kira: 20.000 TL - Artış Tutarı: 7.182 TL - Yeni Kira: 27.182 TL
Mevcut kira: 30.000 TL - Artış Tutarı: 10.773 TL - Yeni Kira: 40.773 TL
Mevcut kira: 40.000 TL - Artış Tutarı: 14.364 TL - Yeni Kira: 54.364 TL
Mevcut kira: 50.000 TL - Artış Tutarı: 17.955 TL - Yeni Kira: 67.955 TL
Mevcut kira: 60.000 TL - Artış Tutarı: 21.546 TL - Yeni Kira: 81.546 TL
Mevcut kira: 70.000 TL - Artış Tutarı: 25.137 TL - Yeni Kira: 95.137 TL

Hayatı ertelemediğiniz bir hafta geçirmeniz dileğiyle..

Samet Hızalan

KAYNAK: YENİ SAKARYA GAZETESİ