Israel gizli istihbarat örgütlerini tanımaya devam ediyoruz. Önceki hafta Mista’arvimleri yazık, Bu hafta Yamas’la devam.

“Görünür Çelişkiler”

Düşünün… Bir sabah kalkıyorsunuz, kahve kokusu mutfaktan geliyor, kapıda gazete…

Ve manşette şu yazıyor: “Sivil görünümlü özel tim, sivil halkın arasına karışarak güvenliği sağladı!”

Ne kadar güven verici, değil mi?

Kim Bu Sivil Görünümlü Süpermenler?

Tanıştıralım; YAMAS.

Arap kılığına giren, ama Arap olmayan, sivil gibi davranan, ama sivil olmayan,

“barış” diyen, ama elinde susturuculu silah taşıyan bir grup kahraman(!). Modern çağın Robin Hood’ları desek ayıp olur; çünkü Robin Hood zenginden alıp fakire verirdi, bunlar bazen fakirden alıp, fakiri de alıp götürüyor.

Sloganları Hazır;

“Kılık Değiştir, Güvenliği Değiştir!”

YAMAS ajanı olmak kolay değil.

Önce Arapça öğreneceksin, sonra Filistinli gibi giyineceksin,

en sonunda da “ben aslında polis değilim” suratını ezberleyeceksin.

Bazı ülkelerde insanlar oyuncu olmak için tiyatro kursuna gider,

İsrail’de bu iş “gizli operasyon” adı altında yapılır.

Üstelik sahne dekoru da hazır:

Gerçek sokaklar, gerçek insanlar, gerçek korkular.

Oscar’lık performans, ama maalesef senaryoda vicdan yok.

Sivil mi, Asker mi, Oyuncu mu?

YAMAS’ın başarısı, düşmanı tanımak değil, düşmana benzemekte.

Bir bakıma “Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasının ters versiyonu;

Sorular aynı, ama her yanlış cevap hayatına mal olabilir.

Bir Filistinli düşünün…

Mahallesine yeni taşınan “sessiz” komşu aslında özel tim çıkabilir.

Yani artık güvenlik değil, güvensizlik duygusu profesyonelleşmiş durumda.

Güvenlik Tiyatrosu; Gerilim, Dram, Aksiyon!

Birim, “asimetrik savaş”ın gereği olarak kılık değiştiriyor.

Yani “biz düşman gibi davranıyoruz, çünkü düşman da biz gibi davranıyor” mantığı.

Sonuç?

İki taraf da birbirine benziyor,

kimse kimin kim olduğunu bilmiyor,

ve herkes “düşman” oluyor.

Kısacası, Orta Doğu artık bir güvenlik sahnesi değil;

dev bir tiyatro sahnesi.

Fark şu ki, bu oyunda kimse alkışlanmıyor.

Hukuk mu Dediniz? O Da Kılık Değiştirmiştir

Cenevre Konvansiyonu diye bir şey varmış ya hani…

“Sivil kılıkla savaşmak yasaktır” der.

Ama YAMAS, belli ki “ince detayları okumayı” pek sevmiyor.

Onlar için hukuk kitapları, mermiye karşı fazla yavaş ilerliyor.

“Güvenlik için her yol mubahtır” cümlesiyle büyüyen bir yapıdan,

vicdan beklemek zaten fazla iyimserlik olurdu.

Sonuç; Görünmezlik, Görünür Sorunlar

YAMAS’ın görünmezliği, onların en büyük gücü.

Ama bir ülke, sürekli görünmez güçlerle yönetilirse,

günün sonunda kendi halkına da görünmez olur.

Güvenlik adına yürütülen bu “kılık değiştirme seferi”,

bir gün maskelerin altındaki insanlığın da yok olmasına neden olur.

Sonuçta…

Her maske bir gün düşer.

Ama bazıları, o maskeyi öyle uzun takar ki,

düştüğünde yüzü bile tanınmaz hâle gelir.

Son Söz:

YAMAS’ın hikâyesi,

güvenliğin gölgesinde büyüyen bir ironidir.

Güvenliği korumak için sivil kılığına girenlerin,

sivil hayata en büyük zararı verdiği bir hikâye…

Ve belki de modern çağın en acı gerçeği şudur:

Devletler artık “kılık değiştirmeyi” strateji değil,

politika hâline getirdi.

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

“Karşı İstihbarata Destek Olduğumuzda”

Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ