Yabancılara gayrimenkul satışını, başta bu köşemde olmak üzere, sosyal basında, 

               Yazdığım ve konuştuğum her zeminde defalarca dillendirdim.  

               Bir kez daha dile getiriyor ve peşinen diyorum ki: 

              “Yabancılara toprak ve her türlü gayrimenkul satışı tarihi bir yanlıştır ve derhal vazgeçilmeli, satışlar durdurulmalıdır.” 

               Bu konu her gündeme geldiğinde ve her satış haberini duyduğumda içim acıyor, yüreğim cız ediyor! “Eyvah! “ demekten kendimi alamıyorum. 

             Yakın geçmişte bu mevzuyu hem basında yazmış, hem de ilgili mercilere de göndermiş, yanlış olduğunu iletmiştim. 

             Basında takip ettiğimiz kadarıyla, başta arazi ve arsa olmak üzere, konut ve benzeri gayrimenkuller cayır cayır yabancılara satılıyor. 

             Öyle anlaşılıyor ki, baş ve başat ihraç kalemimiz, vatan toprağı ve gayrimenkullerimiz  oldu. 

            Döviz darboğazını aşmak ve sıcak para girişi için. 

             TL’nin değer kaybetmesi ve yabancı paraların değer kazanması, gayrimenkul satışlarını artırıyor, hızlandırıyor. 

              Yabancıların paraları değerli olduğu için Türkiye’den gayrimenkul alma onlara ucuz ve cazip geliyor. Dolayısıyla çakıl taşı değil, benim toprağım elden gidiyor. 

              Bu konu geniş halk yığınlarında ve siyasi arenada gündeme geldiğinde, “ Biz Almanya’dan alıyoruz, onlar da alsa ne olur” gibi, son derece hesapsız, düşüncesiz ve tarih bilgisinden yoksun, partici, partiyi her şeyin önünde tutan  bir yaklaşımla klasik bir savunma ile karşılaşıyor, 

               Başkaları bunu yaptığında “vatana ihanet” ile suçlayanlar, bugün biz yaptığımızda meşru gören bir büyük dönüşüm, vahşi kapitalizme entegre olmayı görüyor, yaşıyoruz. 

              “Vatanın bir çakıl taşını vermeyiz” diyen devletten, bugün başka bir devlete evrilmiş bulunuyoruz! 

               Bir kere bizim Batı ülkelerinden aldığımız gayrimenkuller, onların  bizden aldıklarının yanında esamesi bile okunmaz. 

               Çünkü bu mesele finansal güç meselesi ve onların bu konuda bizden kat be kat güçlü olduğu herkesçe bilinmektedir. 

               Buna bir de, paralarının  bizim paramız karşısında çok değerli olması eklenince, onların satın alış katsayısı çok çok yükseliyor. 

               Ayrıca  bizim,  Almanya veya herhangi bir Batı ülkesi üzerinde herhangi bir tarihi hesabımız ve kem gözümüz bulunmamaktadır. 

               Onların ise, bitmez tükenmez Haçlı hesapları devam etmektedir. 

               Toprak satışı ile beraber, belli bir rakamı da yakalayanlara ( bilebildiğim kadarıyla 250 bin Dolar’a kadar düştü ) vatandaşlık da veriliyor. 

               Bu durum demografik yapımızı da bozuyor ve geleceğimiz açısından olumsuzluklar barındırabiliyor.. 

               Ceddimiz Osmanlı Devleti’ni, leş kargası gibi işgal edip parçalayanların, 1.Dünya Savaşında dışarıdan her türlü ihanetin yanında, içerde de bilinen azınlık unsurlarının ne yaptıklarını hemen her ülke vatandaşımız bilmektedir. 

                Herkesin vatandaş ve vatanperverlik vazifesini yerine getirmesi ve bu konuda hukuki itirazlarını en üst perdeden dillendirmesi gerekir. 

                  Vatandaş ve oy veren olarak bu hakkımı kullanmayı imani, insani  ve vicdani bir vazife addediyorum. Zira, vatan sevgisi imandandır. 

                  Ama birimiz değil hepimiz ses çıkarmalı, seçtiklerimizden, oy verdiklerimizden  hesap sormalıyız. 

                  İdari erkin bu işi neden düşünmediğini, düşünemediğini anlamakta zorluk çekiyoruz. Hem de oy verdiklerimiz, bizim arkadaşlarımız, bizim mahalleli kardeşlerimiz. 

                  Sırf günü kurtarmak uğruna bu yapılabilir mi? 

                  Muhalefetten de, meclis içi ve dışı hiçbir partinin bu işe karşı çıktığını, itiraz ettiğini ve dillendirdiğini duymadık. 

                   Bu çok daha vahim bir durumdur. 

                   Bu kadar mühim bir mesele nasıl muhalefetin gündeminde olmaz? 

                   Geleceğimiz için bundan daha büyük bir risk olabilir mi? 

                   Her bir vatandaş olarak, tüm partilere bu mevzuyu iletmeli ve takibi istenmelidir. 

                   Bendeniz geçmişte iletmiştim ve bir kez daha vatandaşlık vazifemi yaparak göndereceğim. 

                   Vatanımdan bir çakıl taşının bile yabancılara satılmasına gönlüm asla razı değildir, olmayacaktır. 

                   Yasama ve  yürütmeyi göreve çağırıyor, akli açıklama bekliyoruz! 

                   Vatan varsa bizler de varız.  

                   Vatan yoksa hepimiz yokuz.