Öyle bir hale geldik ki, her konuda  tartışıyor ve ayrışıyoruz.

               İfrat ve tefritte üstümüze yok! Bir türlü “orta yol” toplumu olamıyor, fikrimizi medeni ölçüler içinde ortaya koyamıyoruz. “Gerilim siyaseti” siyasetçilerin ve tebanın vazgeçilmez düsturu haline gelmiş.

             “ Ya bizdensin ya da karşımızdasın” anlayışı egemen. Ya dost ya da düşmansın!

             Farklı fikirlere  tahammül  hiç yok. Kolayca kamplaşıyor, çok kolay bölünüyoruz.

             Hakaret, aşağılama, tekfir, kutuplaştırma, ötekileştirme, yargısız infaz, bölücülük, tehdit, karalama, yaftalama, çarpıtma, kin, nefret,  iftira, gıybet, tecessüs, cehalet, bilgisizlik, yalan ve algı operasyonlarının bini bir para!

            Şimdi ayrışma konumuz, “evet” ve “hayır.” Sosyal basında birbirine ateş ediyoruz!

           “Evet” diyenler, “hayır” diyenlere,  “hayır” diyenler, “evet” diyenlere insafsızca saldırıyor. Neredeyse “ iman hakikati” haline getirilmiş! Birbirimizi “küfür” ile itham ediyor,  “sapıklıkla” eşleştiriyor, emperyalist ve ziyonist odakların uşağı olmakla suçluyoruz.

            Teröristlerle yan yana gösteriyor, terörist başı ile aynı safa itiyoruz!

            Kardeşlik unutulmuş, düşmanlık esas olmuş!

            Aynı tabandan, inanç ve ideolojiden gelenler bile, İslami hassasiyet taşıdığını iddia edenler dahi, “evet” ve “hayır” da ayrışmış, birbirine her türlü hakareti yapmakta, “İslam kardeşliğini” rafa kaldırmış görüntüsü vermekteler.

            Bu halimizle, hep beraber emperyalist ve ziyonistlere hizmet ettiğimizi, onları kıs kıs güldürüp sevindirdiğimizi unutuyor, fark edemiyoruz!

            Aynı dine ve aynı kavmiyete mensup Irak, Suriye, Libya, Mısır ve iki guruba ayrılan “Filistin’i” görmüyor, ders almıyoruz!

            Aklı ve aklı selimi esas alan, yok denecek kadar az.

            Oysa, KARDEŞLİĞİMİZ, BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZ,  “EVET”İNDE, “HAYIR”INDA ÇOK ÇOK ÜSTÜNDE DEĞERLİ VE ÖNEMLİDİR.

            Yorumlarımızda, görüş ve düşüncelerimizi açıklamada, usül ve üslubumuzda buna hususen dikkat etmeliyiz.

            Kim ki; KARDEŞLİĞİ BOZUCU, kin ve nefret tohumları ekici, hakaret, aşağılama, kırıcı, ötekileştirici, küçük düşürücü, kutuplaştırıcı, bölücü üslup kullanıyor, yorum yapıyorsa, emperyalizme ve ziyonizme, tek kelime ile “ŞER GÜÇLERE”,  bilerek ya da bilmeyerek büyük hizmet ettiği unutulmamalıdır.

            “Evet” diyen de, “hayır” diyen de “hain” olmaz. Hepside “vatanperver” dir. Her iki kanaat sahipleri de, ülkenin ve milletin hayrını düşünmekte, kendi tercihinin daha doğru olduğuna inanmakta, öyle düşünmektedir. Her birinin de doğru tarafları, haklı yönleri vardır. Hiçbiri, topyekün doğru ya da yanlış değildir. “Kapitalist” düzen içinde farklı arayışlardır.

           Bu arada “nadir” de olsa “aklıselim” yorumlar da gelmiyor değil.

           İsmi bende saklı olan bunlardan biri bakınız ne diyor:

           “Birileri referandumu, R.T.Erdoğan’ı ‘sevenler ve sevmeyenler’ şekline dönüştürmek istiyor. Oysa Erdoğan’ı sevdiği halde referandumda ‘hayır’ diyebilir. Erdoğan’ı  sevmeyenler de, bu sistem kafasına yattığı için ‘evet’ diyebilir.

             Efendiler!  Referandumu bahane edip de bu ülkeyi ‘ evetçiler’ ve ‘hayırcılar’ diye bölmeyin. Bakıyorum da, geniş bir sosyal pilatform olan facebook ve twıtter da ( bendeniz vatsap’ı da ilave ediyorum ) başlamış bile. İsmi bende saklı bir arkadaşım facebook hesabında şunu paylaşmış: ‘Hayırcıları rastladıkça listemden çıkarıyorum. Ey hayırcılar! Siz kendinizi bilirsiniz. Beni zahmete sokmadan, yavaş yavaş  siz de beni silip atınız. İşimiz kolaylaşsın vesselam.’

            Arkadaş farkında bile değil belki ama, bu çok tehlikeli bir ayrıştırmadır. Tam da ülkeyi bölmek, halkı birbirine düşman etmek, birliğimizi ve beraberliğimizi bozmak isteyenlerin ekmeğine bilerek veya bilmeyerek yağ sürmektir. Arkadaşın gayesi bu değildir belki ama, varacağı nokta budur. Buna çok dikkat etmek lazım.

           Ben referandumda ‘evet’ diyeceğim. Bu benim doğrumdur. Buna birileri katılır veya katılmaz. Ben doğruyu ‘evet’de görüyorum. Fakat ‘hayır’ oyu vereceklere de saygı duyuyorum. Onlar da bu ülkenin bir ferdidir. Kanaatlerine saygı duymak lazım. Anayasa referandumunda ‘evet’ de ‘hayır’da deseler, eleştirilerinde ve paylaşımlarında edep dairesi içinde kaldıkları müddetçe, onlar benim kardeşimdir, abimdir, bacımdır… Kanaati ne olursa olsun onlar sosyal pilatformlarda arkadaşım olmaya devam edecek, hiç kimseyi ‘hayır’ dediği için arkadaşlıktan çıkarmak gibi bir düşüncem yok.

            Hem ‘seni arkadaşlıktan çıkarırım’ tehdidini de bayağı ve çocukça buluyorum. Sanki, facebook sosyal tanışma ve dayanışma pilatformu değil de, 24 saat üretim yapan, üyelerinin karnını doyuran bir fabrika veya ekmek teknesi. Beni arkadaşlıktan çıkarırsan ne olur. Zaten böyle bağnaz insanlarla arkadaş olmak ve arkadaş kalmak, cazip olmasa gerek.”