Merhaba sevgili okurlarım,
Bugün sizlerle, insanoğlunun acıma duygusunu ele almak istedim. Ne kadar doğru bir insana ya da herhangi bir canlıya acımak? Acıma duygusunun dereceleri nelerdir? Bunları anlatmaya çalışacağım.
Acıma Duygusu ve Dereceleri
Acıma duygusu, Türk milleti olarak bizde çok yaygındır. Maddi durumu iyi olmayan birini gördüğümüzde üzülür, yardım etmeye çalışırız. Peki, acıma duygusunun dereceleri ve boyutları var mıdır?
Elbette vardır. Eğer karşımızdaki insana acıma hissimizi belli edersek, bunu bilmeden de olsa üzülebiliriz. Üzmeden, kırmadan acımak çok önemlidir. Diyelim ki birini gördünüz, ayağında yırtık bir ayakkabı var ya da üzerinde eski bir kazak var. Bu durumda olan insanlar kesinlikle kapı kapı dolaşıp yardım istemezler. Gerçek şu ki, bazı insanlar başkalarının durumunu kullanıp kapı kapı dolaşarak yardım toplayabiliyorlar. Biz engellilerin durumunu kullandıkları gibi, bu da ayrı bir konu. İnşallah bir başka yazımda buna da değineceğim.
Acıyı Belli Etmeden Yardım Etmek
Peki, nasıl belli etmeden karşımızdaki maddi durumu belirli seviyede olan bir insana acıyabilir ve yardım edebiliriz?
Yüzümüzdeki mimiklere dikkat etmeliyiz. O kişiyi gördüğümüzde gözlerimizi onun üzerine yoğunlaştırmamalıyız. Yanına gidip sohbet etmeliyiz, zaten anlatılacak bir şey varsa o kişi size anlatacaktır. Engellilere de bu şekilde davranmalıyız. Yani, onlara acıdığımızı belli edersek, kırılabilirler ve kendilerini kötü hissedebilirler.
Merhamet ve Fazlası
Merhametli olmak güzeldir, hatta mükemmeldir. Bizleri kötülüklerden korur. Ancak fazlası zararlıdır. Yukarıdaki satırlarımda da bahsettiğim gibi, acınan kişi üzülür. Mesela yolda bir kuş gördük, ne yaparız?
Alır, eve götürür, iyileştirene kadar uğraşırız. Bir engelliye de kuşa nasıl özen gösteriyorsak, ona da öyle özen göstermeliyiz. İncitmemeliyiz. Bu incitme-kırma meselesi sadece engellilere özgü bir şey değil, anne babamıza da özen göstermeliyiz.
Acıma Hissini Yanlış Kullanmak
Bazı insanlar acıma hissini alaycı bir şekilde kullanabiliyorlar. Bir engelli, yaşlı ya da maddi durumu kötü birini gördüklerinde onlara zarar verici sözler veya hareketler edebiliyorlar. Mesela yaralı bir hayvan gördüklerinde, iyileştirecekleri yerde, daha fazla acı çekmesin diye öldürebiliyorlar. Bunu da acıdıkları için yaptıklarını söylüyorlar.
Bazı insanlar ise, karınlarındaki bebeklerinin engelli olduğunu öğrenince, “Bebekte acı çekmesin diye” kürtaj yaptırabiliyorlar. Bir de engelli çocuklarından utanan anne babalar var. Bazı insanlar sırf kendilerine acınmasın diye, çocuklarını eve hapsedebiliyorlar.
İslami Yönden Acıma Duygusu
Şimdi bir de İslami yönden bakalım acıma duygusuna. Acımanın bir diğer adı da merhamettir. Yüce Allah, acımayana acımaz. Hadis-i şerifte böyle buyuruyor. Acıma hissinin niyeti çok önemlidir. Hani bir söz vardır ya, “Acıma, acınacak hale düşersin.” Bu söz, niyeti bozuk olan bazı insanlar için geçerli olabilir.
Bir örnek vereyim: Bir görme engelli yolda gidiyor ve bu engelliyi gören kötü niyetli bir insan, yardım etme bahanesiyle onu başka bir yere götürebilir. Bu gibi durumlar için söylenmiş olmalı bu söz.
Tabii, her zaman kötü niyetli insanlarla karşılaşmayız. Sakarya'da trafik ışıklarında yeşil ışığın yanmasını bekleyen bir görme engelliye, araçtan inip yardım eden bir arkadaşımız vardı. Böyle güzel ve koca yürekli insanlarımız da var. Allah herkesi güzel insanlarla karşılaştırsın inşallah, özellikle de biz engellilerle.
Sevgilerle…
Kaynak: Yeni Sakarya Gazetesi