Seçmen davranışlarına baktığımızda. Yükselen değerin Milliyetçilik yönünde geliştiğini görmek mümkündür.

Bitti, yüzde dörtün altında denen MHP ciddi oranda sıçramış adeta anketçilere siyasi ders vermiştir.
MHP, iyi parti, Ümit Özdağ, Büyük Birlik Partisinin topladığı oylar CHP’nin oylarının tamamını geçmektedir.

Biz bu seçim süresince yükselen değerin Milliyetçilik akımları olduğunu vurgulamıştık. Dinletemedik.
CHP’li siyasilerin bahar romantizmi ile seçim sonucu almaya çalışması, seçmen davranışını layıkıyla analiz edemediklerinin tezahürüdür.

AK Parti karşısında 1. turda ciddi başarı elde eden CHP ikinci turda bunu sürdürebilmesi şüphelidir.
Sayın Muharrem İnceye yapılan aşağılık tezgah, uzun yıllar unutulmayacak cinstendi.
Tarih bu kaset kumpasçılarını affetmeyecektir.

Erdoğan'ın 20 yıllık hizmeti, Kılıçdaroğlu'nun yalanları karşısında sadece 4-5 puan farkı oluşturabilmişse durup sorgulanması gereken bir şey var demektir:
1. AK Parti'nin iletişim stratejisi,
2. Halkı soyan market mafyası karşısında 3 maymunu oynayan Ticaret Bakanlığı,
3. Sosyal medya yalanlarıyla mücadele etmeyen savcılar.

   * Hala halka üsten bakan, siyasiler
   * Kibirlerinden ödün vermeyen yöneticiler.
   * Secim boyunca çalışırmış gibi yapan belediye başkanları. 
   * Emin olun bu liste böyle uzatıp gitmekte. 

Bu arada eline kalemi alan, ağzını açan bu millete ayar üstüne ayar veriyor. Allah aşkına bu kızdığınız horladığınız seçmenimiz Reisi ve Ak Partiyi 21 yıldır iktidarda tuttu. 
Aynaya bakalım. 
Reis haricinde Bakanlarımız, Milletvekillerimiz, Belediye Başkanlarımız, Teşkilatta görev yapan İl Başkanımızdan, Mahalle Başkanlarımız, Sözde bizim Bürokratlarımız, Sen ve Ben hepimiz İnsanlarımıza söylemlerimizle ve davranışlarımızla Ak Partiden nefret ettirecek yüzlerce şeyler yapmadınız mı? Kimse kusura bakmasın önce kendimizi ilgaya çekelim sonra milletimize laf edelim. 
Bilmem anlatabildim mi.
Asıl Mesele;

Mesele Tayyip Erdoğan degil bunu anlamadılar,
Mesele bizim için Tayyip Erdoğan olduğundan dolayı biz Tayyip Erdoğan’ın yanında durmuyoruz.
Tayyip Erdoğan meselemizin yanında durduğu icin biz onun yanındayız.
Gayemiz şahıs değil, şahısta tecelli eden dava..

Bazen iş şahısları geçer. Şahısta bir dava tecelli eder. Kader, alır getirir. Osmanlı’nın, Tanzimat’tan bu tarafa diye düşünürsek 250 sene sonra Türkiye’nin kaderini, ümmeti Muhammet’in kaderiyle bir kavşakta buluşturmuştur.

O kavşak şöyle bir kavşak; Türkiye savrulursa ümmeti Muhammet başka bir yere savrulacak. Türkiye toparlarsa ümmeti Muhammet başka bir yere toparlayacak. Şimdi tam böyle bir denklemin içerisine Allah, bir de şahıs kattı.

Bu kavşakta Türkiye’nin kaderi var, ümmetin kaderi var, Recep Tayyip Erdoğan’ın kaderi var. Bu üçü kesişti. Bizim, Tayyip Erdoğan’ın yanında dururken dert ettiğimiz şey,

onun şahsı değil, onun şahsında böylesi bir kader hamlesiyle davaların davasını tecellileştiren Allah’ın derdinin yanında durmak.

Allah, Recep Tayyip Erdoğan’a ömür verdiği müddetçe, Recep Tayyip Erdoğan’ın derdinin ve davasının yanındayım..
Selam ve Dua İle
Ne Zaman İnsan Oluruz
“Takkiye Yapmadığımızda”