Kapıdan kovulan dönüp masaya oturabilir mi?

Sevgili okurlarım,

Millet olarak, doğru çalışan işçi ve dürüst işverenlere sahip olmanın haklı övüncünü yaşıyor,

"İşçinin hakkını alnının teri kurumadan ver" diyen, "ekmeğini yediğin kapıya hıyanetlik düşünme" yi öğütleyen bir gelenekten geliyor olsak da az da olsa bu geleneğin hakkını veremeyen işçi veya işverenlerle de karşılaşıyoruz maalesef.

Bu hafta, en az tarım ve sanayi kenti olduğu kadar emeğin kenti de diyebileceğimiz Sakarya'mızda çokça denk geldiğimiz işten çıkarma ve işe iade davaları hakkında konuşalım istedim. Geçenlerde bir hemşehrimiz geldi, elinde bir çıkış bildirgesi ve kafasında binbir soru.

“Avukat bey, beni durduk yere çıkardılar. Performans dediler ama yazılı uyarı bile yok. Bu durumda ne yapabilirim?”

Cevap aslında hem basit hem karmaşık: İşe iade davası açabilirsin ama bazı şartlarla...

Bugün size işe iade davalarının ne olduğunu, kimlerin açabileceğini ve en önemlisi nelerin mümkün olduğunu anlatacağım. Daha iyi anlaşılması için bir örnek dava ile de somutlaştıracağım.

İşe İade Davası Nedir?

İşe iade davası, geçerli bir neden olmadan işten çıkarılan işçilerin, işe geri dönmek için açtığı bir davadır. Ama herkes bu davayı açamıyor. İlk şart: İşyerinde en az 30 çalışan olmalı. İkinci şart: İşçi, en az 6 aydır o işyerinde çalışıyor olmalı. Üçüncü şart: Belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışıyor olmalı. Ve son olarak: İşverenin işten çıkış gerekçesi “geçerli” olmalı — eğer değilse, işçi lehine karar çıkabilir.

"Geçerli Neden" Ne Demek?

İş Kanunu'na göre işverenin, performans düşüklüğü, işyeri ihtiyaçları, davranış bozuklukları gibi gerekçelerle fesih hakkı vardır. Ancak bu nedenlerin belgelendirilmesi gerekir. Yani “canım öyle istedi” ile işten çıkarma olmaz.

Örnek Dava: "Kâğıt Üzerinde Performans Düşüklüğü"

Bir hemşehrimiz de özel bir şirkette 3 yıldır pazarlama uzmanı olarak çalışıyordu. Ani bir kararla işten çıkarıldı. Gerekçe mi? Düşük performans. Ama ne bir uyarı var, ne bir yazılı performans değerlendirmesi. Üstelik son çeyrekte ek prim de almış! İşe iade davası açıldı. Duruşmada işveren temsilcisine soruldu: “Hangi kriterlere göre düşük performans tespit ettiniz?”

Cevap: “Yönetici değerlendirmesi.”

Soruldu: “Yazılı rapor?”

Cevap: “Yok ama bizim iç sistemimizde var.”

Sonuç: Mahkeme, işverenin performans gerekçesinin geçersiz olduğuna hükmetti. İşçi ya işe geri alınacak ya da 4 aylık boşta geçen süre ücreti ve 4 ile 8 aylık maaşı tutarında tazminat alacak. (İşveren genelde işe almaz; parayı ödemeyi tercih eder.)

Dava Süreci Nasıl İşliyor?

İşten çıkarıldıktan sonra bir ay içinde arabulucuya başvurulmalı. Arabulucuda anlaşma olmazsa, iki hafta içinde dava açılmalı. Dava genelde 9-12 ay içinde sonuçlanır. Mahkeme işe iade kararı verirse, işveren 1 ay içinde işçiyi işe başlatmalı. Başlatmazsa tazminat

öder.

Son Söz: Kapıyı Hızlı Kapatmasınlar

İşe iade davası, işçinin sadece iş güvencesini değil, onurunu da korur. İşverenin geçerli neden olmadan “çalışmak istemiyorum” demesiyle iş sözleşmesi sona ermez. Zaten iş hukuku, işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisinin düzenlemenin yanında esasen güçsüz taraf olan işçinin haklarını da korumak için var. İşten çıkarıldıysanız, gerekçenizi sorgulayın. Belki de kapatılan kapının anahtarı hâlâ elinizdedir. Unutmayın, hakkınız varsa aramaktan çekinmeyin. Mahkemeler bazen sadece adaletin değil, insan onurunun da koruyucusudur. Haftaya bir başka konuda buluşmak ümidiyle. Kalın sağlıcakla