Yazar / İlişki ve Evlilik Danışmanı
Gamze KARADAĞ
Kadın erkeği değil, hissi sever. Erkek ise hissi yaratan kadını…
Kadın bir erkeği severken çoğu zaman onun kim olduğuna değil, onda ne hissettiğine bağlanır.
Kadının kalbinde yer açan şey; erkeğin sözleri, duruşu ya da gücü değildir aslında. Kadın için en vazgeçilmez olan, içini titreten o ince detaylardır: Güven, incelik, samimiyet…
Kadın bir ilişkide ‘hissetmek’ ister. Zaten bir adamın hayatına gerçek anlamda girmesi de, kadının ruhunda bıraktığı izle başlar.
Erkek içinse durum farklıdır. Erkek, kendisini iyi hissettiren, içindeki koruma ve sahiplenme duygusunu uyandıran kadına bağlanır.
Ona huzur veren, onu anlayan, kelimelerinin arasındaki küçük sessizliği bile duyan kadına…
Erkek çoğu zaman ‘kadını’ değil, kadının onda uyandırdığı hissi sever.
Bu yüzden erkek, hissi yaratan kadını unutamaz; çünkü o kadın sadece hayatına dokunmamış, ruhuna iz bırakmıştır.
İlişkilerin ilk yanılgısı da burada başlar. Kadın, sevdiği adamın güçlü olmasını ister; onu korumasını, yükünü hafifletmesini bekler. Elbette bunlar önemlidir. Ancak bir kadının yükü sadece omuzlarında değil, kalbindedir. Gerçek güç ise kaslarda değil, bir yüreği hafifletme becerisindedir.
Aslında mesele çok açıktır; Kadın, hissettiren adama aşık olur, erkek ise o hissi yaşatan kadına bağlanır.
Kadın için bir ilişkinin kalitesi, yanında nasıl hissettiğiyle ölçülür. Bir kadın huzur bulduğu, güvende olduğu ve anlaşıldığını hissettiği bir ilişkiden kolay kolay kopmaz.
Erkek için ise kalp bağının gücü, o hissi ona yaşatan kadının varlığıyla ilgilidir. O kadın kaybolduğunda erkek sadece birini kaybetmez, ona kendini ‘erkek’ hissettiren duyguyu kaybeder.
Bu yüzden ilişkilerde kalıcı bağ gösterişle değil, hissettirme gücüyle kurulur.
Bir kadın, ruhuna dokunan adamı unutmaz. Bir erkek, ruhuna dokunan kadının yerine kimseyi koyamaz.
Kadın erkeği değil, hissi sever. Erkek ise hissi yaratan kadını…
Ve bu gerçeği anlayabilen çiftler sadece bir ilişki yaşamaz, bir ruh ortaklığı kurar.
Sevgilerimle…
Mail: [email protected]
KAYNAK: YENİ SAKARYA GAZETESİ
