Geçtiğimiz hafta Sakaryaspor, taraftarlarını yine üzmeye devam ediyor. İstanbulspor çok eksik, bu maçı Sakaryaspor kazanır düşüncesindeydi taraftarlar ve maça da gittiler. Böyle bir puan kaybı ancak filmlerde olur. “At topu gol olsun” misali maç çok güzel geçiyor; 90+4’te gol atıyorsun, büyük sevinç yaşıyorsun ancak golü yiyorsun, santrası yapılmıyor. İnsanın düşünecek hâli kalmıyor. Bu gol yeme alışkanlığını ne zaman bırakacağız, o da muamma. Ya da Sakaryaspor kimi yenecek? Yediği acayip gollerle… Aslında puan iyi ama 3 olsa daha iyi olmaz mıydı? Olmadı işte. Son saniyede yediğimiz gole teknik heyet ne yapsın? Kendi becerilerinizle… Başta kalecimiz bir uçuyor ama nereye uçuyor? Topu filelerden almak için! Kalecimiz tek kelimeyle çooook kötü arkadaş, çok puan onun yediği kötü gollerden kaçtı. Buna bir de defansımız eklenince puan kaybı kaçınılmaz oluyor.
Her hafta “Bu maçı unutalım.” diyoruz, o maç geliyor; hüsran! Yine diyorum: İstanbul maçını unutalım. Evimizde Bodrum’u evinde yenen Ümraniyespor’la oynayacağız. Cumartesi oynayacağız. Bu maçın hazırlıklarını teknik heyet Serhat Sütlü Ümraniye maçına takımını çok iyi hazırlıyor. Hedefimiz Ümraniyespor’u evimizden puansız yollamak. Ben Ümraniyespor maçında takımımıza başarılar diliyorum. Taraftarlarımızı maça davet ediyorum. Tribünsüz olmaz diyorum.
Hoşça kalın, esen kalın.