Dün Sayın Cumhurbaşkanımız Sakarya’da miting yaptı, üç gün öncesinden şehirde hummalı hazırlıklar başladı.

Şehir merkezi, miting alanı ve çevresi bariyerlerle güvenlik duvarları örüldü.

Miting alanı güvenlik disiplini içerisinde, profesyonel korunan hale getirildi.

Her zamanki trafik engellemeleri halkı şikâyet eden hale getirse de halkın sabrına sığınıldı.

Sakarya 15 Temmuz Demokrasi Meydanı baştanbaşa gelin edasıyla süslendi.

Siyasi pankartlar, bayraklar, Sayın Cumhurbaşkanının Merhum annesiyle birlikte olan resmi, başlı başına muhteşemdi.

Sayın Cumhurbaşkanının alana gelme saatinin gecikeceğini bildiğim için, öncelikle şehrin siyasi nabzını tutmak için öncelikle uzun çarşıya gittim.

Esnaf işinde gücünde, halkın alışveriş rutininde olduğunu gördüm.

Oradan kapalı çarşıya uğradım, aynı manzarayı orada da gördüm, halkın yerel secim, miting umurunda bile değil.

Önünden geçtiğim üç tane çay ocakları ağzına kadar doluydu.

Bir tanesinde tanıdık birine rastladım çay içmeye davet etti, oturdum çay söyledi.

Sohbete başladık. Ben miting olduğunu neden alana gitmediğini sordum sormaz olaydım.!

Arkadaş açtı ağzını yumdu gözünü, ekonomik sıkıntıdan, emeklilerin isyanına kadar eleştirmediği bir şey kalmadı.

Dış politikada yapılan hatalardan, Filistin olayına, İsrail’le devam edilen ticarete kadar saydı da durdu.

Oturduğuma, çay içtiğine bin pişman oldum.!

Arkadaş bir soluklan ne bu böyle bir çay söyledin, demediğini bırakmadın dememe kalmadı, işte sizin temel probleminiz tamda bu, eleştiriye tahammül edemiyorsunuz.

Halktan uzaklaştınız.!

Bizden önce, evlerinizi ayırdınız, korunaklı evlere geçtiniz.!

İş yerlerinizi şehrin lüks semtlerine taşıyıp dostluğu çıkara tahvil ettiniz.!

Şimdiyse seçim zamanı bizleri hatırlıyor yanımıza geliyor, ufak bir eleştiriye tahammül edemiyorsunuz dedi.

Açıkçası çokta polemiğe girmek istemedim, sonuçta bir oyda bir oydu parti için.

Adam dolu, adam üzgün ve bıkkın.

Aynı zamanda bu adam AK Partili.

Yine de miting alanına davet edip müsaade istedim.

Çark caddesine baştanbaşa tur attım, insan seli.

İğne atsan yere düşmez..!

Maalesef miting insanların umurunda değil.!

Bu ilgisizliğe şaşırmamak elde değil..!

Geçmiş dönem mitingleri hatırladığımda şuan gördüklerim anlaşılır gibi değil.

Kimsede heyecan, umut kalmamış gibi bir durumla yüzleştim, şaşırdım.

İnşallah miting alanı doludur diye gönlümden geçirmedim desem, yalan olur.

Şerefiye caminin önünde çay ocaklarının önünden geçerken yine şehrin eşrafından bir dosta rastladım, çaya davet etti, baştan söyleyeyim eleştirecek isen oturmayayım dedim, otur gerçekleri söyleyeceğim dedi.

Selam kelamdan sonra sohbet etmeye başladık.

Burada ne işin var? Miting alanına neden gitmedin diye sordum. Nasıl gideyim kardeşim bu partiye yıllarımı verdim, yıllarca bu partinin programını, projelerini millete anlattım.

Bizim partimizde adalet var dedim..!

Emeklilere yapılanlar, Bağ kurlulara yapılan pirim haksızlıkları canımdan bezdirdi beni, insanları iknada zorluk yaşıyorum dedi.

Ben lafa girip, pandemi, asrın felaketi 11 ili kapsayan deprem, diye bahsetmeye kalkınca lütfen dinle ve ona göre analiz et dedi, beni susturdu ve devam etti,

Vatandaş haklı olarak keşke EYT çıkmasaydı inanın Bağ-kurlular bir şey istemezdi, emeklileri konuşmuyorum bile diyerek devam etti.

Cevap verecek takatimiz kalmadı, seçmene çok mahcubuz,

Piyasadaki ekonomik sıkıntı, halkın geçim problemleri, üç harfli marketlerin sınırsızca zam yapabilir olması, Devlet kurumlarının bu duruma dur dememesi, halkın isyan noktasına gelmiş olmasının görülmemesi de cabası dedi ve ekledi, bu durumlar karşısında ben mitinge nasıl gideyim?

Eyvah eyvah, iki çay ocağında muhatap olduğum durum bu ise halkın geneli nasıldır diye düşünmeden edemedim.

Müsaade isteyip miting alanına gitmek üzere yoluma devam ettim.

Miting alanına geldiğimde karşılaştığım manzara, açıkçası beni sükûtu hayale uğrattı desem az olur.

Miting alanı bomboştu.

Sahne önü kalabalık, arkaya doğru tektük insanların olduğu, geçmiş dönem mitinglere asla kıyaslanamayacak az bir kalabalık şaşırmama sebep oldu.

Miting alanında karşılaşıp sohbet ettiğim AK Partili arkadaşların yüzleri düşük, durumdan kimsenin mutlu olmadığını gördüm.

Sohbet edip, sebep sorduğumda, birçok gerekçe söylediler.

Aday tercihlerinin yanlışlığından tutunda, meclis üye tercihlerine kadar birçok hatalı sebep sıraladılar.

Halkın AK Partiden umudunu yitirdiğini söyleyenler bile oldu..! Şaşırdım.

Bu halkın, 23 yıllık AK Parti hükümetleri döneminde hiçbir zaman bu kadar

Umutsuz, yılgın ve duyarsız olmadığını, bu dönem çok farklı olduğunu, seçimlerin yerel seçim olduğunu Sayın Cumhurbaşkanını sevenlerin milletvekili seçimlerinde vefasını gösterdiğini,

Yerel seçimlerdeki hatalara ve adam kayırmacılığa tepki olarak mitingin az olduğunu söylediler.

Sayın Cumhurbaşkanı alana geldiğinde kalabalık biraz daha yoğunlaştı.

Kürsüde çok kısa konuşma yapan Cumhurbaşkanı aday tanıtımını yapıp miting alanından ayrıldı.

İşin merkezinde ve yakınında olanlar bu mitingin hiçte göz doldurmadığını, otuz beş günlük sürenin iyi değerlendirilmesi çok çalışılması gerektiğini dile getirdiler.

Bu süreç samimiyetle halka müracaat edilmesi gereken bir hal almıştır.

Cumartesi günkü mitingin mesajı;

Halkın AK Partiden umudu kesmek üzere olduğu, Sayın Cumhurbaşkanını hala çok sevdiği olarak anlamakta fayda görüyorum.

Belediye başkan adaylarını zorlu bir dönem beklemektedir.

Adayların halkın kendisi gibi davranışlar sergilemesi gerekmektedir.

Gösterişten uzak, herkese değen, projelerini anlatacakları, ziyaretlere ara vermeden davam etmelidirler.

Halkın gönlüne hitap edecek, halkımıza umut pompalayacak, kentin bir parçası oldukları hissini oluşturacak davranışlar belki kırgın gönülleri tekrar geri kazanabilir.

Aksi takdirde hiçte hoşnut olmayacağımız sonuçlarla yüzleşmek kaçınılmazdır.

Kırgın ve küskün olan partilileri kazanmanın yöntemi belirlenmeli.

Gönül hizası belediyecilik layıkıyla anlatılmalıdır..!

Selam ve Dua İle

Ne Zaman İnsan Oluruz

“ kimseyi kendimizden küçük görmediğimizde”