Bir yıl olmuş, SAÜ akademisyenlerinden, şair ruhlu Dr. Yılmaz Güney’in dünya sürgünlüğünü noktalayıp aramızdan ayrıldığı…

Onun vefatının ardından şu cümleler dökülmüştü kalemimden, bundan bir yıl önce; 

“Kendine has duruşu, güven veren kişiliğiyle her zaman aranan Yılmaz hoca öyle kolay unutulacak akademisyenlerden değildir hiç kuşkusuz…

Ağır başlılığı ve dik duruşuyla saygın bir eğitimci olması yanında ‘Kitapların efendisi’ olarak da bir rüzgar gibi gelip geçip gitti şu yalan dünyadan…

Gevrek sesi, güven veren sözleriyle Yılmaz hoca üniversitenin farklı ve iz bırakan bir neferi olarak hatırlanacak daima…

Evinin alt katını değme kütüphanelere taş çıkaracak nitelikle bir bilgi hazinesine dönüştürmüştü…

İşte o büyülü mekanda bilmem kaç gece sıcak ve samimi sohbetlerimiz oldu…

Yaşamında tek bir siyah nokta dahi bırakmadan ruhlar alemine yolcu olan Yılmaz hocayla yaşadığımız anılar geçti gözümün önünde bir film şeridi gibi, duyunca vefatını…

Ona rahmet; ailesine, sevenlerine, dostlarına ve üniversite camiasına sabır ve baş sağlığı diliyorum… Ruhu şad olsun…”

Şair ruhlu merhum Yılmaz Güney vefatının sene-i devriyesinde unutulmadı… 

Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Yazarlar Birliği işbirliğiyle bugün saat 14.00’te Ofis Sanat Merkezinde “Fiziğin ve Metafiziğin Şairi” Yılmaz Güney anılacak…

Türkiye üçüncüsü Hâfız Faysal Aydın'ın Kur'an tilavetiyle başlayacak olan ve “Yılmaz Güney, Yılmaz Güney'i Anlatıyor” belgeselinin izlenmesiyle devam edecek programa Prof. Dr. Ömer Faruk Gözükızıl, Yılmaz

Güney'in müdür olarak görev yaptığı Sakarya Meslek Yüksek Okulunu temsilen Dr. Mustafa Denktaş, Irmak, TYB ve edebiyat çevrelerini temsilen TYB Sakarya Şubesi Başkanı Fahri Tuna ve Güney ailesini temsilen oğlu Ali Osman Güney konuşmacı olarak katılacak…

Bu anlamla ahde vefa programının düzenlenmesinde emeği geçen herkese ve her kesime Bizim Bahçe’den “Peygamber çiçekleri” gönderirken, bu vesileyle Yılmaz Güney’e bir kez daha yüce Mevla’dan rahmetle anıyorum…