Kurak geçen yaz mevsiminin peşi sıra gelen sonbahara bağlamıştık ümidimizi…

Eylül derken, Ekim de gidiyor…

Mevla’ya açıp ellerimizi ettiğimiz yağmur dualarıyla dolmasını ümit ettiğimiz gölümüz Sapanca, ümitlerimizin kuruduğu gibi kurumaya devam ediyor…

Yalnızca ilimizin değil, bölgenin yaşam kaynağı, ülkenin ve dahi dünyanın suyu içilebilir sayılı göllerinden Sapanca’nın feryadı, tükenen dermanıyla cılız bir sese dönüşüyor…

Sonbahar yağmurlarının da derman olmadığı gölümüzün o eski günlerine dönmesi hayalimizi, kış mevsiminin bol karlı geçmesine bağladık şimdi de çaresiz, dilimizde dualarla…

SASKİ çağrı üstüne çağrı yapıyor vatandaşa tasarruf için…

Okullarda eğitimler veriyor, suyun geleceğini teminat altına almak adına…

Biz de gazeteciliğin verdiği sorumlulukla, bıkmadan usanmadan, ısrarla yazmaya devam ediyoruz…

Suyu boşa akıtmayalım, damlayan musluklarını onaralım, diş fırçalarken suyu boşa akıtmayalım, foşur foşur yıkamayalım kaldırımları, kocaman dükkanların devasa camekanlarını…

Küçücük bir adımla büyük tasarruf sağlayabiliriz…

Hadi gelin, bugünden tezi yok kapatalım boşa akan çeşmeyi…

Sapanca Gölümüzü, hayat kaynağımızı korumak için harekete geçelim…

“Koca göl de kurur mu!” demeyelim…

Marmara Denizi’nin 6 katı büyüklüğündeydi kuruyan Aral Gölü…