Ayhan Sefer Üstün’ü ilk kez ve aday sıralamasında sonuncu olduğu bir dönemde AK Parti milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşıyan partililer döneminden tanırım…
Ümitsiz, bıkkın ve dağılmış bir halde iken onu elinden tutup milletvekili yaptı AK Parti; hem de bir değil, dört dönem…
Ayhan Sefer Üstün bu süre içerisinde son derece önemli sorumluluklar üstlendi…
Başarılı da oldu…
Partisi de ona gereken değeri gösterdi…
Gün geldi, “Yeter” denildi…
Bu tasarruf sadece onun için değil aynı konumda olan pek çok politikacı için de gerçekleşti…
Hal böyleyken kendisine sağlanan o saygın konumu muhafaza etmesi gerekirken bir yeni partiye katılması ise kamuoyunda sürpriz olarak karşılandı…
Ülke siyasi tarihinde son 20 yıl içerisinde yeni kurulan partilerin başarılı olması AK Parti dışında şimdiye kadar görülmüş bir şey değil…
Bunu en çok bilenlerden birinin de Ayhan Sefer Üstün olması gerekirken, o dört dönemin sağladığı prestiji atıp bir kenara, yeniden Başkent’in yolunu tutma ümidiyle yola koyularak bir yeni pencere açmayı yeğledi…
Böyle yorumlanıyor şu andaki durumu Ayhan Sefer Üstün’ün…
Peki, kolay olur mu!
Siyasette pişmiş, politikayla yoğrulmuş tecrübeli kişiler bu konuda olumlu konuşmak bir yana, kazanılan prestijin de kaybedilmesine yol açacak bir eğilim olarak görüyorlar gelişmeyi…
Zira bu tür partilerin bir seçim sonrasında kaybolup gittiklerine dair çok sayıda örnek vardır dönüp baktığımızda ülkenin yakın siyasi tarihine…
Gerek Ahmet Davutoğlu’nun “Gelecek Partisi” ve gerekse Ali Babacan’ın “DEVA Partisi”ni benzer bir akıbetin beklediğini söylemek hiç de zor olmasa gerek…
Ayhan Sefer Üstün’e bu doğrultuda ilk ikaz; il başkanlığı seçiminde kendi adayının değil de partinin kurucu il başkanı Ender Serbes’in kazanmasıyla geldi…
Daha işin başında böyle bir sonucun ortaya çıkmasının partinin geleceği adına olumlu bir gelişme olduğunu söylemek mümkün mü!
Ülkemiz, bütünden kopup da kurulan ve bir seçim sonrası AK Parti’nin dışında adı sanı unutulan partiler mezarlığı haline dönüştü neredeyse…
Öyle görülüyor ki devlete hizmet değil sadece siyasi hırslar sonucu kurulmuş partilerin akıbeti dün olduğu gibi bugün de farklı olmayacağa benziyor…
Bunun öğrenilmesi için milletimiz uzun süre beklemeyecek sanırım…
Ülkemizi uzun süre istikrarsızlığa götüren koalisyon dönemlerinin geri gelmesi en büyük korkudur…
Zira bilinir ki; en kötü de olsa tek başına iktidar dönemleri en başarılı koalisyonlardan evladır…
Bakalım bu anlayışla kurulan partilerin geleceği nasıl olacak; doğrusu merak etmeye değer!
Yok öyle değil de iyi niyetlerle yola çıkılmışsa dileyelim yolları açık olsun…
Kim ki ülkeye hizmet adına taşın altına elini değil gövdesini koyar tıpkı bu iktidar gibi, milletimiz onu başının üstünde taşır…