Fahri Tuna
Her şehre değer katan muteber / sayın hemşerileri vardır. Onlarla güzeldir şehirler. Bulundukları sokağa mahalleye kuruma şehre itibar, güzellik, zenginlik katarlar. Bu kişiler kâh tek kâh baba-oğul kâh karı-koca, kâh ailedirler.
Bu yazımda Adapazarı’nın zenginliği/güzelliği Ateşli Ailesinden, ailenin reisi, şair, gazeteci, mütercim Teymur Ateşli’den (1923 Bakü / 1976 Adapazarı) söz etmek istiyorum.
Bakü’de Bir Hapishanede Teymur Adında Bir Çocuk Doğar, Sene 1923
Azerbaycan diye bir ülke. Ta uzakta ama yakınımızda. Kalbimizde bir ülke. Aynı dili konuştuğumuz, aynı dine inandığımız, aynı acıları-sevinçleri yaşadığımız can Azerbaycan. Başkenti Bakü. Başkente 30 kilometre mesafedeki bir kasabada 1923 senesinde bir çocuk doğar. Babası Mustafa Bey, Komünizm muhalifliği nedeniyle Lenin tarafından Sibirya’ya sürülmüştür. Aynı sebepten annesi Sona Hanım da Basil Hapishanesi’ndedir, küçük Teymur’u doğurduğunda. Evden sürgüne giderken baba Mustafa Bey, oğlum olurda adını Teymur koyarsın diye tembih eder eşi Sona Hanım’a. Öyle yapar o da. Mustafazâde Teymur’dur küçük delikanlının adı, o gün bugün.
Herkes için zor yıllardır. Çalkantılı yıllardır. Yoksulluğun hüküm sürdüğü yıllardır. Rusya’da 1917’de Komünizm Devrimini yapan Lenin, Sovyetler Birliği’ni kurarken birçok ülke gibi Azerbaycan’ı da işgal etmiş, işgale karşı direnenleri ya öldürtmüş ya Sibirya’ya sürmüştür. Komünizm gelince Azerbaycan’da din de elden gider millet-milliyet de. Türk ve Türkçe yok hükmündedir artık. Onlara ‘siz Türk değil Azeri’siniz, konuştuğunuz dil Türkçe değil Azericedir’ denir ve uygulatılır.
Zeki bir çocuk olan Teymur (Türkiye’deki karşılığı Timur, Demir), büyür, adım adım yükselir; ilkokul, ortaokul, lise derken, başkent Bakü Üniversitesi’nde Alman Filolojisinde eğitim görmektedir.
(Bu arada iki erkek kardeşi daha vardır: Büyüğü (Mösüm) zamanla CCCP Ordusunda General olur. Küçüğü ise tüccardır.)
Dört Yıl Münih’te Keçi Ağılında Saklanan Savaş Kaçağı Azeri Türk’ü
Sovyet Rusya’sında her liseye başlayana, önce askeri eğitim, sonra da teğmen ünvanı verilir. Her üniversiteye başlayana, önce askeri eğitim verilir, ardından da üsteğmen. Sene 1941’dir. Hitler Almanya’sı, Avrupa’yı yakıp yıktıktan, yerle bir ettikten sonra Rusya içlerine yönelir. II. Dünya Savaşı tüm hışmıyla, acımasızlığıyla devam ederken, Mustafazâde Timur da üsteğmen ünvanıyla Rus Ordusu’nda askere alınır. Karacıdır. Altı ay kadar Rusya saflarında Almanya’ya karşı savaşırken bunlar birlik olarak Almanlar’a esir düşerler. Almanya’da götürülürler.
Altı ay kadar Alman Kamplarında esirliği sürerken, alman Komutanların bir şey dikkatini çeker: Bu üsteğmen Timur, hiç Ruslar’a benzememektedir. Mavi gözlü sarışındır. Daha çok kendilerine benzemektedir. Sorup soruşturunca işin aslı öğrenilir. Timur, Azerbaycan Türk’üdür. Ve Alman Filolojisinde okuduğu için iyi derecede Almanca bilmektedir. Bu arada Almanya-Türkiye, Hitler-İnönü de dosttur. Alman Devleti genç Timur’u hayatını bağışlar. Ve orduda geri hizmette görevlendirilir.
Timur, tam hayatım kurtuldum çok şükür derken başka bir şanssızlık yaşayacaktır. Savaş Rusya’nın lehine dönmüştür, Ruslar Almanya’ya kadar gelmişlerdir. Almanlar kadar Alman Ordusunun affettiği Rus askerlerini de gizlice takip edip öldürmektedirler. 22 yaşındaki bizim genç Teymur da öldürülme tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Münich Arnsdorf’da bir keçi ağılında saklanır. 1945-48 arası. Dört sene boyunca. Evin sahibi Anton Bey de savaş kayıbıdır. Teymur’a acıyan evin hanımı Anna onu dört sene ağılda saklar. Evin atlet kızı Eva, henüz on beş yaşındadır. Arada sıra annesi yemek verirken ağılda gördüğü savaş kaçkını Teymur’a, bakıp bakıp gülmektedir, göğsünde Kızılhaç dövmesi olan gence.
Türk – Alma, Teymur - Eva Aşkı Evliliğe Dönüşüyor. Ver Elini Türkiye
Günler günleri, aylar ayları, yıllar yılları takip eder. Evin kızı Eva ile ağıldaki kaçak Türk, birbirine âşık olur.
On sekiz yaşını doldurunca evlenme isteğini Anna Hanım’a açarlar. O da uygun görür. 1948 yılında, Teymur 25, Eva 18 yaşındayken nikahları kıyılır. Bu evliliğe tek karşı çıkan evin 12 yaşındaki oğlu Tony’dir. Zira ablasının evlenip Türkiye’ye gitmesinden korkmaktadır.
Kısa süre korktuğu başına gelir: Almanya ile arası iyi olan Türkiye, esir veya kaçak durumdaki Azerbaycan Türklerine kapılarını açar. Teymur - Eva çifti de 1949 yılında ellerinde birer tahta bavulla Türkiye’ye sığınırlar. Artık hayati tehlike büyük oranda ortadan kalmıştır.
Bir Akşam Ellerinde Tahta Bavulları Adapazarı Tren Garı’na İnen Ateşli Çiftini, Hayırsever İş İnsanı Çetin Yaman Karşılar ve Buyurun Diyerek Evinin Anahtarını Uzatır
Kısa süre İstanbul’da kalan çift, İstanbul’u yeterince güvenli bulmadığından trene atlayıp Adapazarı’nın yolunu tutar. Son trenle. Akşam 23.00 sırası Adapazarı Tren Garı’na inerler. İyi de geceyi nerede geçireceklerdir?
Garip kuşun yuvasını Allah yapar, diye bir atasözümüz vardır. Yine tahakkuk eder: Ellerinde birer tahta bavulla trenden ine genç çaresizdir. Güneş Nişasta Fabrikasının sahibi, güzel kalpli insan Çetin Yaman, temiz yüzlü çifte hoş geldiniz diyerek yaklaşır, kalacak yerleri olmadığını öğrenince de cebinden bir anahtar çıkarır, uzatır, buyurun, dayalı döşeli evimize, der. Sevinç gözyaşları ile kabul ederler.
Zarif iş insanı çocukları Mehmet ve Yavuz’a İngilizce ders verdirterek ilk günlerin çaresizliğini giderir.
Teymur Ateşli Rusça, İngilizce ve Almanca bilmektedir. Çocuklarına İngilizce öğretmek isteyen varlıklı Adapazarlı aileler, Teymur Hoca’dan, gençlere, haftada ikişer saat İngiliz ders aldırtırlar. Hoca da bu sayede maişetini temin eder.
Eva Hanım Adapazarı Müftülüğüne Gidip Müslüman Olur, Zeynep Adını Alır
Altın kalpli Eva Yengemiz, yanında bel lisan bilen saygıdeğer eşi Teymur Ateşli, Adapazarı Müftülüğüne giderek Müslüman olur, nikahlarını Türkiye’de de resmileştirirler. Eva Yenge Zeynep adını alır. Ölene dek orucunu tutar, namazını kılar, dini bayram ve kandil gecelerine büyük saygı gösterir.
Kuyudibi’nde ev tutarlar. İlk çocukları Kemal 1950’de, ikinci çocukları Cengiz 1952’de, üçüncü çocukları Nilgün 1953’te, o evde doğarlar. 1956’da Adapazarı Ortaokulu’nun arkasındaki Kuzu Sokak’a yani şehir merkezine taşınırlar. Teymur Bey bir yandan Mezbaha’da çalışır bir yandan da 1955’te faaliyete geçen Adapazarı Lisesi’nde - dışarıdan – dersleri girip İngilizce dersi verir.
1957 Adapazarı Depremi sonrası, evsiz kalanlara ve şehre göç yoluyla gelenlere, Devlet Hastanesi karşısında, Göçmen Evler denilen semtte Devlet, yüzlerce tek katlı ev yapıp verir. Teymur Ateşli’ye de bahçeli tek katlı bir ev verilir. Tamella 1960’da, Tanyel de 1966’da bu evde doğarlar. Beş çocuk bu evde büyürler. Teymur Bey’le Zeynep Hanım, sırt sırta vererek kazandıkları parayla beş çocuğunu da ilkokul, ortaokul, lise okuturlar. Üniversite eğitimlerini babalarının vefatı sonra yapacaklardır.
Kuleli Askeri Lise Öğrencilerine Rusça Dersleri, Almanya’ya Giden İşçilere Tercümanlık, Akşam Haberleri’nden Her Gün Bir Şiir Yazma
Kuleli Askeri Lisesi’ne giden öğrenciler ve 1960 sonrası Almanya’ya gidecek olan çok sayıdaki Türk işçileri, Teymur Ateşli Hoca için yeni ekmek kapıları olur. Askeri lisede Rusça dersi çok önemlidir zira. Diğer yandan Yeminli Tercüman olarak Avrupa’ya giden işçilerimizin resmi belgelerini tercüme edip hazırlar, noterde onaylatıp geçerli evraklarla Almanya’ya gönderir.
Bu sırada bir kapı daha açılır Teymur Ateşli’ye. Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi. 1961’den vefat ettiği 1976’ya kadar devam eder gazeteciliği. Uzunçarşı – İşbankası ekseninde, şimdi Dönerci Ömer’in bulunduğu binada hizmet vermektedir Akşam Haberleri. Bir yandan masasında tercüme işleri de yapan gazetenin yazı işleri müdürü Teymur Ateşli, her gün gazetenin sağ alt köşesinde, güncel konularla ilgili şiirler yazmaktadır. Her gün bir şiir. İnanılmaz zor, inanılmaz stresli, inanılmaz takdir edilmesi gereken bir başarıdır bu. Bir yandan Ankara merkezli Ulus Gazetesinin Sakarya temsilcisidir.
Yaşadıklarını Hürriyet Gazetesi’nde On beş Günlük Bir Yazı Diziyle Anlatıyor
Türkiye’deki adıyla Mustafa Teymur Ateşli, II. Dünya Savaşı’nda Rusya Ordusunda üsteğmen rütbesiyle savaşırken, Hitler’in Nazi Ordusu’na esir düşer.
Esir kampında neler yaşar neler.
Yıllar sonra, yaşadıklarını kaleme alan Teymur Ateşli’nin yazdıkları, Hürriyet Gazetesi’nde, 1956 yılında, on beş gün kadar, yazı dizi olarak, ‘Stalingrad Cehenneminde 95 Gün Çarpışan Türk’ adıyla yayınlanacaktı. Yıllar sonra da kitaplaşacaktı.
Valiler Nazım Üner ve Ertuğrul Ünlüer’e, Ünal Ozan ve Aziz Duran’a Özel İngilizce Dersleri
Özel yabancı dil dersi almak, son 75 yıldır, bizim ülkemizde adeta temel ihtiyaç olarak görülmektedir. Özellikle de varlıklı, köklü aileler için.
Mütercimlik ve gazeteciliğin, her gün bir şiir yanmanın yanında, Teymur Ateşli, şehirden isteyenlere de İngilizce özel ders vermektedir.
Kimler yoktur ki öğrencileri arasında. İlk vali M. Nazım Üner, üçüncü vali Ertuğrul Ünlüer, daha sonra belediye başkanı seçilecek olan Ünal Ozan ve Aziz Duran. Sarraf Mehmet Efendi’nin çocukları Nurdoğan, İsmail ve Nurdan Altınışık, Avukat Demircan Dilek, mühendis Nedret Kuşaksızoğlu. Burada adını sayamadığımız onlarca şehir ileri geleni.
Oğlu Cengiz Ateşli*: ‘Çok Demokrat Biriydi. Beş Çocuğunu Okutan Gerçek Bir Kahtamandı”
Oğlu, mali müşavir Cengiz Ateşli’ye babası Teymur Ateşli’yi soruyoruz: “Çok demokrat biriydi babam. Eve bir şey alınacaksa, herkesin fikrini alırdı. Çocuklarıyla, beşimizle de ilişkileri çok iyiydi. Çok yakındı bizlere. Hiçbirimize bir fiske dahi vurmadı. Annemle ilişkileri harikaydı. Annem babama Almanca Herzlich yani kalbimin parçası diye hitap ederdi. Mesleklerimize karışmadı. Yeteneklerimize göre meslek sahibi olmamızı destekledi. Beş çocuğunu büyüten, okutan, gerçek bir kahramandı babam.”
53 yaşındayken, 03 Kasım 1976 günü, gazetede masasında çalışırken, kalp krizi geçirir. İşinin başında vefat eder. Emirdağ’a defnedilir.
Milletvekili B. Turgut Boztepe; ‘Teymur Bey’le Konuşurken Ceketimi İliklerdim’**
“Ben milletvekiliyken o da Akşam Haberleri Gazetesi Yazı İşleri Müdürüydü. O yıllardan tanırdım.
Saygısı, nezaketi, efendiliğiyle çok ilgi çeken birisiydi. Herkes onunla konuşurken saygı gösterilerdi. Kendisinin nezaketinden dolayı. Onunla konuşurken ben ceketimi iliklerdim. Gazeteci Zekai Erdal’ı da o yetiştirdi.
Teymur, nesirci değil nazımcıydı. Her gün bir şiiri yayınlanırdı gazetede. Doğuştan şairdi. Ve hep halkın yanındaydı halkın dertlerini yazardı. 60 bin nüfuslu Adapazarı’nda Akşam Haberleri üç bin satardı. Tirajı büyük ve etkili bir gazeteydi. Bunu biraz da Teymur Ateşli’ye borçluydu Akşam Haberleri.”
*: 1952 Adapazarı doğumlu. Mali müşavir, muhasebeci. 22.09.2025 tarihli telefon görüşmemizde anlattıklarından,
**: 1932 Sakarya Akyazı doğumlu, 1969-73, 1977-80 CHP Sakarya Milletvekili, Ankara’da ikamet ediyor, 22.8.2020 tarihli telefon görüşmemizde anlattıklarından,
Yarın: Adapazarı’nda Hüdayınabit Bir Şair Teymur Ateşli
Teymur Ateşli Teymur Ateşli- Zeynep Ateşli çifti
Teymur Ateşli’nin çocukları: Cengiz, Akşam Haberleri Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Teymur Ateşli Kemal, Nilgün, Tamella, Tanyel
Belediye Başkanı Ünal Ozan Belediye Başkanı Aziz Duran
Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ