Resûlullah -sallellahu aleyhi ve selem- şöyle buyurdu: Ameller ancak niyetle (değerlendirilir). Kişiye de ancak niyet ettiği şey vardır. Dolayısıyla kimin hicreti Allah’a ve Resûlüne ise onun hicreti Allah ve Resûlüne olmuş olur. Kimin de hicreti, elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadına yönelik ise onun hicreti de hicret ettiği şeye yönelik olmuş olur!

Hz. Peygamber –sallellahu aleyhi ve selem- birçok hadisinde olduğu gibi bu hadisinde de önce bir kural belirlemiş, sonra ona bir iki örnek vererek, kuralın tatbikatını göstermiştir. Böylece açıklama nazari/teorik olarak bırakılmamıştır. Burada verilen örneklerden biri, bir habere göre, bu hadisin söylenmesine sebeb olan hâdise ile ilgilidir. Şöyleki, bir adam Ümmü Kays isimle bir hanımla evlenmek istemiş. Bu hanım da hicret etmesi halinde evlenebileceğini söylemiş. Bunun üzerine adam hicret etmiş. Bunun üzerine Hz. Peygamber bu hadisi ifade buyurmuş. O adama da bu yüzden “muhâciru Ümmi Kays: Ümmü Kays’ın muhaciri” dendiği de nakledilir. (Prof. Dr. Abdullah Aydınlı)

Resûlullah –sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Allah gerçekten sizin ne bedenlerinize ne biçimlerinize bakar. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar!

Câbir’den şöyle dediği rivayet edilir: Biz Hz. Peygamber’le –sallellahu aleyhi ve sellem- bir şavaştaydık. Bir ara şöyle buyurmuştu: Medîne’de bazı adamlar var; siz hiçbir yol yürümediniz, hiçbir vadi geçmediniz ki, onlar (manen) sizinle birlikte bulunmuş olmasınlar. Onları (orada) hastalık alıkoymuştur.

Bu mübarek hadisi şerifler bize niyetin önemini göstermektedir. Niyet namazda ki abdest gibidir. Nasıl ki abdestsiz namaz değersizdir hatta vebaldir. İşte niyettte böyledir. Niyet kendi içinde dereceleri ve anlamı çok geniş bir kavramdır. İşin içinde iradenin baştan sona doğru yönlendirilmesi ve korunması vardır.

Niyet ibadetin çekirdeğidir. Çekirdek ne kadar sağlıklı ise ürün de o kadar değerlidir. Amellerde ki dürüstlüğün ölçüsü niyetle belirlenir. Niyet sadece ameli yapanın kalbindedir hatta bazen ameli yapan bile niyetini tam bilememiş ve tayin edememiş olabilir. Bu sebeple amellere yorulmadan ve girişmeden önce niyeti tashih etmek gerekir. Niyetsiz bir hayat yüktür ve sürdürülemez. Niyet doğru ise kendinden sonra ki zamanı da doğru olarak etkiler.

Mecelle’de, “Bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir” (md. 2). Niyetin ihlas ve riyayla alakası her şeyin fevkindedir. Nefis ve şeytan öncelikle niyetimizle oynamak ve onu bozmak isterler.

Kıyamette amelleriyle yüzleşen kişiye uzunca bir hadisin içinde üç kez geçen şu cümle bu konuda başka söze yer bırakmamaktadır: “Yalan söyledin, buyuracak, bilakis sen, ‘Falan cesur/ alim ve cömerttir’ densin diye yaptın. Bu da senin hakkında söylendi!”. Sonra (Allah) emredecek de o (adam) yüzükoyun sürüklenecek ve cehenneme atılacak.”