TDK sözlüğünde komşu; 1. isim Konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları ad: 2. sıfat Sınır ortaklığı bulunan, mücavir:

Kur’anı Kerimde ise Rabbimiz buyurur ki: “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere iyi davranın.”  Nisâ sûresi (4), 36.

Tevhid inancından sonra sayılan liste de iki defa “yakın ve uzak” olarak komşulardan bahsedilmektedir. Peygamberimizin ise komşuyla ilgili birçok güzel sözleri ve uygulamaları vardır. Mecelle hukuk kitabında ise şuf’a hakkı, ağaçtan kanalizasyona, su kuyusundan güneşe, mahremiyetten avluya kadar birçok konu hukuki teminat altına alınmıştır.

Komşu konusu öncelikle imanı bir konudur. Evvela komşu hukuku, ahlakı ve edebiyle sorumluluklarımıza iman etmek gerekir. Daha sonra komşu ilişkisi dinin emrettiği “Salih ameller” zümresindendir. Tabii ki bu husus yukarıda ki ayette “İhsan” kavramıyla anlatılmış olması meselenin yatay ve dikey boyutunu göstermektedir.

Günümüz dünyasının şehircilik, imar ve iş hayatı komşuluk hukuk ve ahlakını bireyden topluma taşımıştır. Yirmi beş haneli apartmanda değil karşı binada oturanlar, aynı apartmanda oturanlar dahi biri birini tanıma imkânına sahip değildirler. Belki aynı iş yerinde çalışan veya aynı camiye namaza gidenler birbirini tanıyabilirler.

Örneklendirecek olursam; gittiğim iki binada sekiz, on hane oturuyor merdin boşluğu ışıkları ücreti ve aboneliği yapılmadığından karanlıkta, telefon ışığıyla binaya girip çıkıyorlar ve kimse kalıcı çözüm için gayret göstermemiştir. Binalarının içi binlerce liralık ziynete sahipken, on paralık bir ampulü yakamayan komşuların kalbinde iman nuru parlar mı?

Hele dükkân komşularının birbirine cefası ve kaldırımları işgal edenlerin vebali imanın yetmiş şubesinden biri olan “Yoldan eziyet vereni kaldırmak” düsturunu kaybettiklerinin ve zulümlerinin ilanı ve şehadetidir.

Ortak gider olan asansörü, ısıtıcı ve soğutucu giderlerini ihmal etmek sadece kul hakkı değil aynı zamanda Allah hakkıdır. Merdiven boşluklarının özel eşyalarla engellenmesi bir güç yarışışı ve göstergesine dönmüştür. Arabaların sağlıklı park edilememesi başta imar sorumlularının ve plan uygulayıcıları ile araba sahiplerinin üzerinedir.

Komşunun yemek kokusu hak olduğuna göre, sigara kokusunun baca, cam ve merdiven boşluklarından diğer hanelere sirayeti affedilecek bir zülüm değildir. Çeşitli örnekleri saymak mümkündür. Komşuların mahkemelik olması, evini satması ve şiddete başvurarak çözüm arayışlarına sebep olmak da ilkelliktir. Şehir bir medeniyettir. Sükûneti, temizliği ve irfanı yoksa erdemsiz toplum olma cezasını hep beraber çekmekteyiz

Sözün sonu; Yukarıda ki ayetin bitiminde ise; “Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez.” Buyrulmaktadır. Allah’ın sevmediği komşu olduktan sonra ne olursan ol değerin beş para etmez. Komşuluğa yakın ve uzak denilerek ev, mahalle şehir, ülke, kıta ve gezegen komşularımızın da var olduğunu bilelim.

Sahi biz komşumuza iyi mi davranıyoruz yoksa kötü mü?