Osmanlı'da politik-dini hareket

Zannediliyorki yalnız bu gün bir takım insanlar dini kendilerin dediği gibi anlaşılmasını istiyorlar. Bu oluşumu tarih içinde araştırıldığında bu tiplerin her zaman olduğunu göreceklerdir. Onuniçin kendimizin biraz tetkik atmenin ne kadar gerekli olduğunu göreceklerdir Bu tiplerden kurtulmanın tek yolu her bireyin inandıklarının kendisine ait olması ve doğruları bulması ve yaşamasından geçmektedir. Yaşamadan sadece birilerine benzemeye uğraşmak değil doğruları bulup yaşamadan olmayacağını anlamamız gerekmektedir. Tarih içinden bir misalle başlayalım. , Kadızâdeliler ya da Fakılar, Osmanlı Devleti'nde 17. yüzyılda etkili olan siyasî-dinî hareket.

17. yüzyılda politik ve ideolojik farklılıklar oluşturarak ayaklanmalar çıkardılar. Tasavvufve tarikat mensuplarına düşman oldular. Devletin. türlü alanlarında geri kalışın sorumlusu olarak görüldüler. Onlara göre "Allah resûlü" Hz Muhammedin zamanından sonra çıkan yenilikler hoş görülmemelidir.

Halkın dinî duygularını okşayan konuşmalar yaparak Sofistler gibi kitleleri peşlerinden sürükleme kabiliyetleri vardı. Aydınlara ve mutasavvıflara karşı düşmanca bir tavır takınmış, 17. yüzyılın ortalarında İstanbul'da devlet işlerine karışmaya varacak yorumlarda bulunmuşlardır. Mevlevî ve Halvetîtarikatlarını ilgilendiren bazı yasakları Padişahı etkileyerek getirebildiler. 1666 yılında Mevlevîler'in yaptığı sema ve Halveti dervişlerinin Kadızadelilerce "tahta tepmek" olarak adlandırılan ayinleri IV. Mehmed tarafından yasaklandı.Yeterince dindar görmedikleri kişileri tecdid-i imana, yani imanlarını yenilemeye zorlamışlar, bazı tarikat ileri gelenlerini ölümle tehdit etmişlerdir. Kadızade Mehmet, bu oluşumun öncüsü ve ünlü temsilcisidir.

Vehhâbîler gibi Peygamber döneminden sonraki bütün yenilikleri kaldırmak isteyen Kadızadelilerin görüşleri siyasi otoriteye hâkim olmadıkları zaman yok olmuştur. Kadızadeliler don giymek ve kaşık kullanmak gibi İslam dünyasında sonradan yaygınlaşan şeyleri yasaklamaktan yanaydı. Don yerine peştamal, kaşık yerine de ellerin kullanılmasını önerdiler.Devrin önemli âlimlerinden Kâtip Çelebi'nin "ahmaklar" diye andığı insanlar, Naima'nın bir anekdotunda anılmaktadır: Kadızadelilerle ilgisi olan bir kişi, bu vâizlerden birine "Kaşık kullanmak bir yeniliktir. Bu konuda ne dersiniz?" diye sorar. Vaizin bu soruya cevabı şöyledir: "Yemeği elleriyle yesinler." Aynı kişi, bu kez "Peki, kaşıkçı esnafı ne yapsın?"deyince vaiz, "Başka iş tutsun" der. Aynı kişinin, "Peygamber zamanında çakşır ve don yoktu. Şu hâlde sizlere göre bunları giymek bir bid'attir, yeniliktir. Onları da kaldırır mısınız?" sorusuna vâiz: "Evet, menederiz, peştamal kuşansınlar" diye cevap verince soru sahibi "Efendiler, halk-ı âlemi soyup, baldırı çıplak çöl Arabı kıyafetine sokmak istersiniz" diye karşılık vermiştir. Kaynak: wikipedia