GAZZE YANARKEN ELHAMDULİLLAH DİYENLER VE RAHAT KOLTUKLARINDAN ALLAH’A İSYAN EDENLER! BU NE BİÇİM İMAN?

Gazze yanıyor!

Kadınlar çocuklarını kendi elleriyle toprağa veriyor.

Erkekler ellerinde bir tek taş kalmamışken onurla dimdik duruyor.

Açlıktan dili damağına yapışmış çocuklar, annelerinden yiyecek değil, dua istiyor.

Ve bu insanlar, her seferinde dudaklarından “Elhamdülillah” kelimesini döküyor.

Kardeşinin cesedini enkaz altından çıkarmış bir gencin tek tepkisi: “Rabbim bizi sabreden kullarından eylesin.” Diyor.

Bu ne demek biliyor musunuz?

Bu, imanın pazarlık değil, teslimiyet olduğunu haykırmak demek.

Bu, Müslümanlığın bir aidiyet kartı değil, ateşle mühürlenmiş bir sadakat olduğunu göstermek demek.

Bu, her Allah dediğinde ağlayan ama iş musibete gelince Allah’a küsüp giden zayıf ruhların suratına atılmış bir tokattır!

KONFOR MÜSLÜMANLARI: EN UFAK ACIDA İSYAN BAYRAĞINI ÇEKENLER!

Bir de size bakalım ey “şükür elhamdülillah” deyip ilk sınavda “Bu da mı başıma gelecekti Allah’ım?” diye dövünenler…

Sınavdan düşük not alınca isyan eden,

Telefonu çalınınca “Allah adaletini nerde gösteriyor?” diye sorgulayan,

İşi bozulan, aşkı biten, borca giren, biraz stres yaşayan ve hemen dinden çıkan gibi davranan,

Dua edip dileği olmayınca Allah’a “kırılan” bir topluluk…

Bunlar Müslüman mı? Yoksa Allah’ı dilek kutusu sanan, kulluğu menfaat karşılığı yapılan bir iş gibi gören inanç tüccarları mı?

Size göre iman demek, Allah’ın sizi sınamaması demek.

Size göre kulluk, her şey güllük gülistanlıkken yapılan bir “şükür paylaşımı.”

Ama Gazze bize gösterdi ki: İman, her şey elinden alınırken bile Allah’a küsmeden yaşamakmış.

GAZZE’NİN HARABELERİNDE YÜKSELEN TEVHİD: BİZ NEREDE KALDIK?

Gazze’deki sabır, bizimkilerin sahte tevekkülünü tuzla buz etti.

Orada günde üç cenaze kaldıran insanlar, Allah’a küsmediler.

Burada İnstagram’a koyduğu storyye cevap alamayan genç, Allah’a sitem etti.

Orada çocuğu açlıktan öldüğü halde başını secdeden kaldırmayan analar var, burada elektrik faturasına sinirlenip dinden çıkan adamlar var.

Kusura bakmayın ama sizin imanınız; bankadan onaylı, krediyle sübvanse edilmiş, sosyal medya filtrelerinden geçirilmiş bir şey.

Gazzeli Müslümanların imanı ise taşın üstüne secde koyarak, yıkıntıların ortasında "Rabbim Allah’tır" diyerek yaşanan bir imandır.

GAZZE: 21. YÜZYILIN KERBELA’SI, SÖZDE MÜSLÜMANLARIN RÖNTGENİ

Gazze, bu çağın Kerbelasıdır.

Ama aynı zamanda bu çağın “iman testi laboratuvarı”dır.

Kimin imanı sahici, kimin dili kıvrak; kimin secdesi içten, kiminki gösteriş; hepsi ortaya döküldü.

Şimdi dürüst olma zamanı:

Sen Gazze’de doğsaydın sabredebilir miydin? Yoksa ilk bomba düştüğünde “Bu nasıl kader?” diye bağırır mıydın?

Çünkü sabır, sadece musibetle sınanmaz; sabırsızlık da imanla sınanır.

SONUÇ: KENDİMİZE BAKMANIN TAM ZAMANI

Bugün Gazzeli bir kadın, yanındaki çocukların yarısını kaybetmiş halde bir somun ekmeği üçe bölüp "Şükürler olsun Rabbime" diyorsa…

Ve biz hâlâ her fırsatta “Neden hep ben?” diyorsak,

İman yarışında birinci olan bellidir.

GAZZE, sadece DİRENİŞİN adı değil; İMANIN SON KALESİDİR.

Orası göklere açık bir secdegâh, bizimkisi ise sisteme entegre olmuş bir kulis dindarlığıdır.

Ve ne acı ki…

ONLAR AÇ, ÇIPLAK VE YALNIZ AMA ALLAH’A YAKIN…

BİZ TOK, GİYİNİK VE KALABALIK AMA ALLAH’TAN UZAK…(Gökhan Dihkan’dan alıntı)