On seneden beri verdiğim bir mücadele var.

            Hac’ca gideceklerin, “Kura” yani, toto, loto, m.piyango, tombala, yazı tura ve benzeri “şans oyunları” ile belirlenmesine karşı, sistemin adil olmadığına, hak ve hukuk temeline oturmadığına, “eşitlik ilkesine aykırı” olduğuna, kuranın ancak “eşitler arasında” uygulanabileceğine  dair bir yanlış sistemi düzeltme, Hac’da “adalet” mücadelesi.

            Çözüm olarak da, eşitler arasında hayatın her alanında geçerli olan “sıra” sisteminin uygulanmasını önererek ve doğru sistemin bu olduğunu söyleyip, inandığımızı belirterek.

             Çok yaşlılar ve benzeri  mucbir sebebi olanlara ise, kura ya da sıra sistemine dahil edilmeksizin, her yıl bir kontenjan ayrılmasını da önererek.

             Ayrıca bu sistemde, kuranın ne zaman çıkacağı belli olmadığı için ( çünkü, şans oyunu sistemi) , parasal ve diğer elde olmayan arızi sebeplerle (hastalık, tutukluluk, iflas, borçlanma v.s), bir pilanlamanın yapılamaması nedeniyle, kurası çıkanlara veya sırası gelenlere “erteleme” imkanı da verilmesini talep etmiştik. Karı koca Hac’ca gidecek bir ailenin, 50-60 bin lirayı yıllarca bir kenara koyup, bekletme imkanı olmadığı, bu süre zarfında başka acil ihtiyaçların zuhur edebileceği, sıra sisteminde ise, bu pilanmanın çok daha kolay olacağı aşikardır.

              C.Başkanından başbakana, ilgili bakandan D. İ. Başkanına, tüm vekillere, hatta, tüm il ve ilçe müftülüklerine( tabandan bir uyanma, anlama ve  bilinç oluşsun diye) bu mevzuyu yazmış, mail adreslerine göndermiştim. Tepedekilere ise defalarca yazmış bulunmaktayım.

                En son, 26.12.2017 tarihinde, C.Başkanlığı makamına, BİMER VE DİB’ na tekrar yazmış ve göndermiştim. “Erteleme” talebimize hiç değinmeyerek verdikleri cevabı dikkatlerinize sunuyorum:

“Sn. OSMAN KARAGÜZEL, T.C. Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER)’ ne yapmış   olduğunuz 1701990364 sayılı başvurunuz 17.01.2018 tarihinde KURULLAR VE KOORDİNASYON DAİRE BAŞKANLIĞI tarafından cevaplanmıştır. Başbakan Yardımcılığından, Başkanlığımıza havale edilen ilgi e-posta, Bimer kapsamında değerlendirilmiştir.

               Ülkemizdeki hac ve umre organizasyonlarının uygulanmasına ilişkin tüm kriterler her yıl Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu kararlarıyla belirlenmektedir.

               Bilindiği gibi 1988 yılında Ürdün'ün Başkenti Amman'da, İslam Ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısında alınan karar uyarınca; Suudi Arabistan Krallığınca her yıl İslam ülkelerine, nüfuslarının binde biri oranında hac kotası uygulanmaktadır. Bu çerçevede ülkemize 2017 yılı için 80.000 hac kotası verilmiş olup, bu yıl hacca gitmek üzere ön kayıt yaptıran ve kayıt yenileten hacı adayı sayısı ise 1.892.724’e ulaşmıştır.

Hacca gitmek isteyen her kardeşimizin sıra beklemeden ve kurasız olarak hacca gidebilmesini arzuluyoruz. Ancak üzülerek belirtmeliyiz ki her isteyeni aynı yıl hacca götürebilme imkânımız bulunmamaktadır. Çünkü dünyadaki Müslümanlardan hacca gitmek isteyenlerin sayısı 25 milyondan fazladır. Buna mukabil kutsal topraklarda fiziki yetersizlik nedeniyle her yıl en fazla 3 milyon insan hac yapabilmektedir.

              Sınırlı sayıdaki hac kotasının kullanımı hususunda dünyada iki farklı sistem uygulanmaktadır. Birincisi başvuru sırasına göre hac yolcularını tespit etmedir ki bu yöntem uygulandığı ülkelerde 30 - 40 yıl beklemelere, hac heyecanı ve özleminin yitirilmesine sebebiyet vermektedir. İkinci sistem ise ülkemizde de uygulanan kat sayılı kura sistemidir.

               Kat sayılı kura sistemi; hacı adayının kayıtlı olduğu yıl sayısının kendisi ile çarpımı neticesi kadar kuraya dâhil olma esasına dayanmakta olup daha önce kayıt yaptıran hacı adaylarına, kesin kayıt hakkı elde etmede nispeten de olsa daha fazla imkân tanımaktadır. Örnek vermek gerekirse; 2008 yılında ön kayıt yaptıran bir hacı adayımızın 2017 hac kurasında kura kat sayısı, aradan geçen 10 yıl sebebiyle 10x10=100'dür. 2017 yılında ön kayıt yaptırıp hac kurasına katılan vatandaşımızın kura kat sayısı ise sadece 1x1=1’dir. Pek çok İslam ülkesinden gelen heyetler Başkanlığımızı ziyaret ederek takdirle karşıladıkları bu sistem hakkında bilgiler almakta, kendi ülkelerinde de bunu uygulamanın yollarını aramaktadırlar.

               2017 yılı için ülkemize tanınan 80.000 kişilik hac kontenjanı dâhilinde hacca gideceklerin belirlenmesi amacıyla 24 Şubat 2017 tarihinde çekilen kura sonucuna göre kesin kayıt hakkı elde edenlerin % 75'ini 2007-2010 yılları arasında, % 24,7'sini 2011-2016 yılları arasında, % 0,3'ünü ise 2017 yılında ön kayıt yaptıran hacı adaylarımız oluşturmuştur.

              İki milyon civarında insan hacca gitmek için beklerken yeni kayıt alınmasının sebebi ise; yeni kayıt alınmadığı takdirde hacca gitmek istediği halde yoğun talep, sıra bekleme, kura ve kota uygulanması sebebiyle bu imkâna kavuşamayan kardeşlerimize niyet ve iradelerini ortaya koyma, Huzur-u İlahi’de bu mazeretlerini arz edebilme imkânı sağlamaktır. Bu kardeşlerimize sorumluluktan kurtulabilme fırsatı da böylece sağlanmaktadır.

              Dolayısıyla, 2017 yılında hacca gidecek vatandaşlarımızın sıralarını belirlemek üzere kamuoyuna açık bir şekilde çekilen kura sonucuna göre kesin kayıt hakkı elde eden ve hacca gitme imkânına kavuşan kardeşimizin sevinci ve heyecanı Allah katında ne kadar değerli ise bu imkâna kavuşamayan kardeşimizin hüznü ve gözyaşı da Allah katında o kadar değerlidir.

                Bu vesileyle hacca gitme imkânına kavuşamayan kardeşlerimiz için duyduğumuz derin üzüntü ve teessürümüzü bildirir, kutsal toprakların aşk ve heyecanını hiç bir zaman yitirmeyerek, önümüzdeki yıllarda hac ibadetine olan hasret ve özlemlerinin son bulmasını Yüce Rabbimden niyaz eder,Bilgilerini rica ederim.”

      Yukarıda verdikleri cevapda da açıkça görüldüğü gibi, sıra sistemini   uygulamama sebebi olarak, “hac heyecan ve özleminin kaybolmaması,” yani “belki çıkar” ümidini canlı tutma, sıra sisteminde ise bunun kaybolacağı gösterilmektedir.

      Sırf ve heyecan için “eşitlik ve adalet ilkesi” ihlal edildiği de, verdikleri 2017 yılı  kura rakamlarından belli olmaktadır.

      Yukarıdaki cevaba  göre  geçen yıl, ilk üç yılda yazılanlardan ( 2007-   2010)   arası gidenlerin oranı % 75. Yani, biz yazılalı 9 yıl olmasına rağmen ve  9’un 9 katı olan 81 defa  kuraya girmemize  rağmen, ilk üç yılda kayıt yaptıranlardan, 80 000x% 75= 600 bin kişi gitmiş, ama  biz 9 yılda gidememiş olduk. Diğer verdikleri  ilginç bir rakam da, 2017’de, yani ilk kez yazılanlardan  % 0.3 giden olduğudur. Bu da  80 000 x %0.3= 2400 kişi  yapmaktadır. Yani, ilk defa yazılan 2400 kişi gittiği halde,  9 yıl bekleyen  bizler gidemedik..  Niçin? M.piyango, tombala,  "şans oyunu" modeli olduğu için. Tam haksız, hukuksuz bir uygulama.  Kuranın  ancak eşitler arasında olabileceği ve aynı yıl yazılanların, kontenjandan fazla ise, onlar arasında kura olabileceği bilindiği halde! 

        “Kura” yerine, hak, hukuk, adalet ve “eşitlik ilkesine” uygun “sıra” sistemine geçilmesi  ve mucbir sebepler halinde “erteleme” talebimizi tekrarlıyor, karar mekanizmasında olan tüm “tepedekilerden” düzeltme talebimizi yineliyoruz.