Sakaryaspor tarihinde boyu posu, golcülüğü, yolculuğuyla iz bırakan iki çılgın futbolcu vardır…

Hâlâ hayranları özler onları…

Hava toplarına hakimiyeti, hırçınlıkları, hırsları ve her şeyin ötesinde attıkları harika goller bu ilde unutulmak bir yana, yaşatılır gönüllerde biteviye…

Beşiktaş altyapısında yetişip A takıma, oradan Milli Takım’a uzanan başarılı bir yol kat eden, son olarak da Sakaryaspor’a gelen Batuhan Karadeniz için Sakarya spor kamuoyu bölünmüş ikiye…

“Coşkun, Mahir, Erçağ gibi golcü futbolcular varken, her gittiği kulüpte tutunamayıp değerini düşüren ve sorun oluşturacak gözüyle bakılan bir oyuncu nasıl alınabilir” diyenler yanında;  “Bu güçlü ve yetenekli futbolcu, Nezihi ve Baykul gibi  yeşil siyahlı forma altında vitrine çıkıp her şeyi atıp bir kenara, yeniden spor kamuoyunun ve Milli Takım seçicilerinin gözüne ve gönlüne girebilir” görüşünü savunanlar da var…

Biz ikinci görüşe katılıyoruz…

Batuhan artık, Türk futbolunda nice ünlü futbolculara şöhret yolu açmış yeşil siyahlı formanın ve kendinde mevcut yeteneğinin hakkını verecek olgun bir yaşa gelmiş bulunuyor…

Osman Hoca “oynayanın hakkını teslim eden, bu şehrin evladı” bir teknik direktör…

Onu kazanmak ister…

Yeter ki Batuhan, içtiği Çark suyunun kıymetini bilsin ve geleceğini ona göre planlasın…

Bu, onun için son fırsat olabilir…

Tercih onun…

Çalışıp kısa sürede formayı teslim almak elinde…

Baykul ve Nezihi gibi ya girecek sporseverlerin gönlüne ya da kaybolup gidecektir…

O fizikte kaç futbolcu var bugün ülkemizde…

Ona sadece Sakaryaspor’un değil, Milli Takım’ın da ihtiyacı var…

Batuhan’a, bizi mahcup etmeyeceğine inanan Sakaryaspor’un kurucu bir futbolcusu olarak “İlimize hoş geldin” der, başarılar dilerim…