Halk arasında pek uygulanmasa da, okullarda ve okumuşlarda “1 Nisan şakası” diye bir adet vardır.

             Bu çevrelerde eskiden daha yaygın olarak yapılan bu şaka, son yıllarda epeyce azalmışa benziyor.

             İlk, orta ve lise mektep tahsili yıllarımda hatırlarım; 1 Nisan geldiğinde, arkadaşların kalemi, silgisi istenir.Sonrada” 1Nisan şakası” denilerek geri verilmezdi.Muallimlere de bu şaka yapılır,hoca derse girdiğinde, tahtaya sırtlarını dönerek oturan talebeleri görür ya da tümüyle boş sınıf ile karşılaşırlardı.Hatırlayamadığım başka 1 Nisan numaraları da yapılırdı.

           “1Nisan” ve “şakası” nereden geliyor, ona bir bakalım. Dr. Azmi Koçak “1 Nisan şakası”nın  nerden doğduğunu bakın nasıl anlatıyor:

               “15. yüzyılın sonlarında, Haçlı ordusu İspanya daki Endülüs  Müslümanlarının son kalesini kuşatır. Uzun süren bir kuşatma olmasına rağmen, kış aylarının da etkisiyle, kale korunabilmektedir. Durumun zorluğunu anlayan Haçlı ordusunun komutanı değişik taktikler düşünmektedir.

              En sonunda 31 Mart gecesi kalenin önüne giderek bir elinde Kur’ an bir elinde İncil;  ‘Şu iki kitap üzerine yemin ederim ki, teslim olursanız bu akşam size bir şey yapmayacağım’ der. Gerekli görüşmelerden sonra canlarının kurtarılması karşılığında Müslümanlar kaleyi teslim ederler.

             Ertesi sabah, yani 1 Nisan sabahı, Haçlı ordusu komutanı bütün Müslümanların öldürülmesi için emir verir.

             Bunun üzerine Müslümanlar: Yemin etmiştiniz, bize söz vermiştiniz... dediklerinde, Haçlı ordusu komutanı: Benim sözüm size dün akşam içindi, bugün için size bir sözüm yoktur diye cevap verir ve BÜTÜN MÜSLÜMANLAR ORADA ŞEHİT EDİLİR.

            İşte o gün bugündür 1 Nisan Hristiyanlar arasında “Hile Günü” olarak kutlanmaktadır.” Hilekarların “hile” günü!

            Görüldüğü gibi, yüzlerce, binlerce Müslümanın katliam günü olan 1 Nisan’lar, bir şaka ve eğlence  günü olarak kutlanmakta, “hileyi” yapan ve hala da yapmaya devam eden ecnebilerden, bize de hileye dayalı şaka olarak girmiş bulunmaktadır.

            Bu gün ve bu adet,her halükarda bize ait olmayan, bizim tarihimizden, inanç ve medeniyetimizden, yerli ve milli kültürümüzden neşet etmemiş, dışarıdan ithal edilmiştir.

            Yerli ve milli kültürümüzün, dinimizin,dilimizin, örf, adet ve geleneklerimizin, kişilik ve kimliğimizin  büyük bir erozyonla karşı karşıya olduğu, küresel liberal kapitalizim canavarına yem edildiği asrımızda, her alanda gaflet içinde olduğumuzu, yaptıklarımızı ve kültürümüze sokulanları sorgulamadan uyguladığımızı, 1Nisan şakasında da görüyoruz.

            Ne acıdır ki; ecnebilerin Müslüman kardeşlerimizi aldattığı, hile yaptığı,arkadan vurduğu, kalleşlik ettiği bir günü, biz de yaşatıyor, farkında olmadan bir büyük Müslüman katliam gününü, “1Nisan şakası-hilesi” ile kutlayabiliyor, binlerce şehitimizin olduğu bir gün, bize şaka ve eğlence olarak girebiliyor, yerleşebiliyor.

           Yerli ve milli kültürümüze sahip çıkmak, dışarıdan sokulanları temizlemek, kısaca uyanmak için, ne kadar daha bekleyeceğiz!?

           Din,dil, kültür ve kimlik kırılmasına, ne kadar daha seyirci olacağız!?

           Başta devletin kurumları olmak üzere, fert fert bu konuda mesuliyet altında değilmiyiz!?Üzerimize düşeni yapıyor, bizi biz yapan değerleri yaşatmada, lüzumlu hassasiyet ve çabayı gösteriyormuyuz?