Almanyada Düsseldorf civarında bir yer olan 250 bin nüfuslu Gelsenkirschen şehri bizim Karabük gibi bir kömür bölgesi içinde ve bütün önemini kömürden kazanmış olup günümüzde kömür madenleri kapatılmış olduğundan işsizler şehri durumundadır.. Belki de şehire bir hareket gelsin diyedir Avrupa maçları sık sık buradaki stad’ta yapılır.. 1980 Avrupa Şampiyonası elemeleri sırasındaki bir Almanya-Türkiye millî maçı bizim de bu şehri görmemize vesile olmuştu.. Sabri Kiraz’ın antrenör ,Şenol Güneş’in kaleci olduğu takımda Trabzon’dan sağbek Turgay,BJK’den Mehmet Ekşi,GS’dan Fatih Terim,Herta’dan (FB’li) Engin Verel,gene FB’li Cem,Liege’den Erhan Önal gibi hatırlayacağınız isimler oynuyordu.. Almanya’nın hocası Derwall olup Bonhof gibi Rummenige gibi önemli oyuncuları vardı..
Bu maç sayesiinde dört kişilik bir arkadaş gurubu olarak Almanya şehirlerinde onbeş günlük gezi yapmıştık.. Kenan Maraşoğlu,Hasan Bayraktar,İsmail Maraşoğlu ve ben,önce Münih’ e, gittik.Orada üç gün kalmamız sırasında , seyahat acentesi çalıştıran Adapazarlı Soyhan’dan maçın biletlerini temin edip uçakla önce bir hafta için Frankfurt,sonra da Düsseldorf’a geçtik.. 30 km. uzaklıkta olan Gelsenkirschen’e trenle gidiliyordu.. Neyse stada girdik, tabii çok sayıda Türk seyirci vardı.. Şenol’un muhteşem oynaması, karşımızdaki Alman futbol makinesi’nin baskısına yetmedi,bir gol birinci, bir de ikinci yarıda atıp maçı kazandılar.. Staddan çıktık, istasyona gidip Düsseldorf’a dönecektik.. Bizim ekipte benim-idare edecek kadar- İngilizcem dışında yabancı dil konuşan yoktu. Başımızda rehber falan da yok,biletlerimiz gidiş dönüştü ama dönüş peronunu bulmamız biraz zaman aldı, trenin vaktine beş dakika olduğu için tempoyu arttırdık, gerçi sık sık sefer vardı ama ekip birbirini kaybetmek istemediği için takipteydi.. İstasyonda o zamanlar yürüyen merdiven falan yok, bizler hayli kiloluyuz,hele Hasan iyice şişmandı.. Ben rehber pozisyonunda en önde hızlı tempo gidiyorum,onlar peşimde, yanlış bir merdiveni çıkıp inerek yorulduk, doğru merdiveni bulduğumuzda iyice yorgunduk, yukarı doğru tüm gayretimizle koşarken arasıra da dönüp arkama bakıyordum,kondisyonu iyi olan Kenan bey ikinci durumda geliyor, arkasında İsmail ve en arkadan da Hasan geliyor iken,merdiven’in en üst basamaklarnda birden Hasan’ı yanımda gördüm.. Nasıl olsa geliyorlar diyerek hızlı koşmaya başladım, arkamdan pat pat Hasan’ın ayak sesleri geldiğinden içim rahattı,vagonun önüne geldiğimde arkaya dönüp bir de ne göreyim, ayak sesleri gelenler bizimkiler değilmiş onlar çok geride kalmışlar..Neyse güç belâ vagona kendimizi atıp yola koyulduk ama halimiz kötüydü.. Biraz soluklanınca espriler başladı.. Kenan bey fabrikadan devamlı kamyon yüklediği için kamyon markalarını iyi biliyordu, “Ben merdivene sardırmış çıkarken birden bire 120 kiloluk Hasan beni geçti” dedi ve bir benzetme yaptı “Hani ufak kasa BMC kamyon rampaya sarmış çıkarken büyük kasa MAN onu sollayıp geçer ya öyle hissettim” deyip Hasan’da “Baktım ki siz gidiyorsunuz ben kalıyorum, vites değiştirip takviyeye taktım” deyince zaten iyice gevşemiş olan asap yayları koyverip öyle bir gülme tuttu ki 30 km.lik yol bittiğinde iki göz iki çeşme halâ gülüyorduk..
Ertesi sabah uçağa gittiğimizde bütün millî takım kafilesini terminalde görünce çok sevindik.Futbolcu ve idareciler yanında spor âleminde tanınan gazeteciler,Dr.Kaya Çilingiroğlu, Ali Şen gibi futbol yöneticileri ile birlikte bindiğimiz jumbo jetle Frankfurt’a döndük,yolda onlarla muhabbet etme imkânı bulduk..Frankfurtta Kenan bey’in arkadaşı olan ve havaalanı kontrol bölümünde çalışan Adapazarlı Yılmaz Peşin bizi otelde buldu, 3-4 gün hem şehrin görülecek yerlerini gösterdi, hem de evinde bir akşam yemeğine davet ederek o zamanlar henüz buraya gelmemiş olan video cihazı ile kaydettiği maçı bir de televizyondan seyrettirdi.. Alman spiker’in Şenol için “kaleci, sinek gibi uçuyor” dediğini hatırlıyoruz.. Eski yıllarda arkadaşlarla geziye gitmeye vesile olan şeyler kimisi için avcılık ,kimisi için de maç gezileriydi.Biz de bir maç sayesinde yukarıda anlattığım güzel anılara sahip olmuştuk.. GS takımı, futbolcusu Hamit’in de doğup büyümüş olduğunu öğrendiğimiz Gelsenkirschende Shalke 04 ile oynayınca bizim de hatıralarımız tazelendi..
Daha önceleri UEFA kupası ve Süper Avrupa Kupası kazanmış olan GS’ın Gelsenkirchende galip gelmesi bizim gibi FB’liler de dahil herkesi çok sevindirdi.Takımda toplamı 50 milyon eden yabancılar varken üç golü de Türk çocukların atması ayrıca mutluluk verdi..