Nasıl ki Alija İzzetbegoviç’in yaşamı ve kaderi Bosna halkının kaderiyle kesiştiyse, sizinki de öyle oldu. Samimi gayretinizle Türkiye’nin mâkus talihini değiştirdiniz.
1992-1996 yılları arasındaki asimetrik savaşta Bosna topraklarında yaşayan Sırpları, Sırbistan ve Rusya; Hırvatları da Hırvatistan ve İtalya himaye ederken Bosna’daki Müslümanlara sahip çıkan tek ülke Türkiye olmuştu. İran’ın yardımları Şia menfaati içindi…

BM’nin gözleri önünde yaşanan insanlık ayıbını Avrupa ülkeleri sadece seyretti. Bosna halkına uygulanan insanlık dışı Vandalizm’e karşı Müslüman Boşnak milletini özgür kılabilmek ve Osmanlı’nın gözbebeği Bosna’nın İslam Kimliğini muhafaza etmek için merhum Alija İzzetbegoviç tüm hayatını vakfetti… 

Bosna’daki Ortodoks Sırplar ve Katolik Hırvatlar tarafından saldırıya uğrayan, tabiri caizse nefes borusu Bosna'da, hayatta kalabilmek için “üçüncü bir yol” arayan “Bilge Kral” Alija; ahlaki ve dirayetli liderliğiyle diplomasi, ilim ve hikmetle yıllar boyu mücadele etti Müslüman Boşnak halkı için. 

Silahsız Müslüman Boşnaklara saldıran Radovan Karadziç ve Ratko Mladiç’in askerlerine karşı kazanmaları aklen imkânsız görünen kutlu direnişi başlatan ve savaşarak Saraybosna’ya yaşam alanı açan Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Alija İzzetbegoviç hasta yatağında ülkesi Bosna’yı size emanet etti.

Savaş esnasında Alija’nın eşi Halide İzzetbegoviç Hanımefendi ile görüştüğümde siz İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıydınız. Halide Hanım size emanetti. Halide Hanımın gözyaşları içinde gıyabınızda yaptığı hayır duaları hiç unutmadım.
Yıllardır Balkan ülkelerine gidip gelirim. Bulgaristan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk, Karadağ, Sırbistan ve Bosna Hersek’te defalarca bulundum. İçinde olduğum birçok mecliste yüzlerce insanın sizin şahsınızda Türkiye’mizin selamet ve bekâsı için ellerini açarak topluca dua ettiklerine şahit oldum.

Daha iki hafta önce yaptığınız Bosna – Sırbistan – Hırvatistan ziyaretinizin güçlü “kelebek etkisi” dalga dalga yayılıyor. İkinci etapta yapacağınız Kosova, Makedonya ve Arnavutluk ziyaretinin Balkanlarda ve ülkemizdeki Balkan Göçmenleri tarafından sabırsızlıkla beklendiğini ifade etmek isterim. 

Tam yüz yıldır yetim kalan Balkan Müslümanları içerisinde bulunan azınlık Türkler, Arnavutlar, Boşnaklar, Pomaklar ve Torbeşler’in gönül hicranı ve hasretine şifa oldunuz. Büyük Türkiye’nin nefesi onlara güç verdi. Tayyip Erdoğan’ın varlığı onlara yüzyıllık gözyaşlarını unutturdu desem yeridir…

Varsın size diktatör desinler… Varsın hainler ihanet etsinler. Varsın gafiller gaflet etsinler…

Âlem sahipsiz değildir. Âlemde hiçbir şey kendi kendine olmaz. Âlemler âleminin sahibi olan Allah; sizinle/bizimle oldukça ABD’nin ihtiyar Başkanı Biden, Britanya’nın saray çiçeği kibirli Charles, itibarı yerlerde sürünen Fransa’nın şımarık çocuğu Makron dâhil içeridekilerin altısı değil, topu bir araya gelseler dahi kaybedecekler. Hüsrana uğrayıp pişman olacaklar.

Yeter ki siz mitinglerde hitap ederken: “Arkamda halk var dediğinizde, kalbinizden de arkamda sadece ve sadece HAKK var!” Diye hatırlayınız…

El Hamra’nın duvarlarına nakşedilen “Lâ gâlibe İllallah“ ayeti bizim sığındığımız tek ve son kaledir.  

Mazlumların duası sizinledir. Yetimlerin sevinci sizinledir. Mahzun olmayın, Allah’ın yardımı sizinledir. İnanıyorum ki bu Azîz Türk Milletinin “Anadolu irfan mayası” sizi yarı yolda bırakmayacaktır. 2023 seçimlerinde sandıklar açıldığında “Dünya beşten büyüktür!” dediğiniz Frenk dünyası, Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlenen iradesini ve Tayyip Erdoğan’ın emanete nasıl sahip çıktığını görecektir.

Aman Efendim; teşkilatlarınızda ve milletvekili yapacağınız listelerde bu kutlu davaya sızmış olan, isminizi kullanan, şahsi menfaat peşinde koşan, kibirleriyle “tren yoluna oturan hint öküzleri” gibi şanlı yürüyüşe taş koyanları ayıklayın da bu Azîz Milletin ve Ümmetin ümidini boş çıkarmayıp, yüzünü tekrar güldürün.

Aşk ile ellerinizden öper, arz ederim Efendim.