Dünyanın süper gücü olmaya namzet ülkemizin “Türkiye Yüzyılı” idealini ilmek ilmek işleyen Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. Allah bu azîz millete ve devletimize zeval vermesin. Recep Tayyip Erdoğan öncesindeki eski Türkiye’de muzdarip olduğumuz konulardan biri, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri’ne hâkim olan “Monşer” zihniyeti idi. Ne yazık ki o dönemde dünya başkentlerinde bizleri temsil eden misyon şefleri, temsil ettikleri Türk halkının milli ve manevi değerlerine yabancı ve bir o kadar da ilgisizdiler. Bir yanda “İslam” kimliğinden utanan kompleksli ezik dışişleri, diğer yandan siyasi kararlılık gösteremeyen güçsüz hükümetler sebebiyle dış politikamız da  -itiraf etmeliyiz ki- tam bağımsız değildi.

Eski Türkiye’de “Kibirli Laik” ve “Kemalist” olmanın getirdiği imtiyazla övünmekten başka hiçbir mahareti olmayan;  sadece batılı değerler üzerinden düşünen, çağdaş/batılı yaşam görüşüne sahip büyükelçilerin hâkim olduğu dönemi geride bıraktık. Galat-ı meşhur olarak Fransız hayranlığını ifade eden “monşer zihniyeti” ülkemizin ayıbıydı. Bu ayıbın giderilmesi bile Recep Tayyip Erdoğan’a nasip oldu.

Büyük Türkiye idealinde göğsümüzü kabartan Dış işleri Bakanı Hakan Fidan’ın uluslararası alandaki temsil gücü; halkın milli ve manevi değerlerine sahip çıkmasından ve tarihten miras aldığı Türk-İslam devlet aklıyla, istihbarat tecrübesini birleştirerek cesur davranmasından kaynaklanıyor. İnanıyorum ki, kadîm Anadolu, “alp-eren” ruhuyla yeniden dirilecektir. İlahi kaidedir: Her şey aslına döner.

Devletimizin kuruluşunda maddi/manevi beslendiği kültür, inanç ve ahlak köklerine ve asırlar boyu hizmetkârı olduğu kutsal misyona –İ’lâ-yi Kelîmetullah- evrilmesi mukadderdir. Ülkemizin Balkanlardaki parlak geleceğinden umutluyum.

***

Priştine Büyükelçisi Sn. Tunç Angılı ile yaklaşık üç ay önce tanışmıştık. Talebim üzerine bendenizi kabul buyurmuş ve Kosova özelinde Balkanları konuşmuştuk. Doğrusunu söylemem gerekirse, Tunç Angılı Bey’in diplomatik temsil kabiliyetinin oldukça yüksek olmasından etkilenmiştim. Kosova’da uyguladığı planlı çalışmalar, stratejik değeri yüksek kritik noktaları ziyaret ederek yapmış olduğu etkili saha çalışmalarından dolayı ülkem adına gurur duymuştum. Büyükelçimizle ikinci kez Vushtrri Çeşme Derneği’nde görüştük.

Önümüzdeki aylarda Kosova’da yapılacak olan halk sayımı sebebiyle Vushtrri’de yaşayan azınlık Türk soydaşlarımızı bir araya getiren Tunç Angılı, soydaşlarımıza bir de müjde verdi.  Arnavut Belediye Başkanı Ferit İdrizi ile kurduğu yakın diyalog sonucunda Vushtrri şehrinde 6. Sınıftan itibaren Türk Dili’nin seçmeli ders olarak okutulması meclis kararıyla onaylanmış.

Büyükelçi Tunç Angılı, toplantıda yaptığı konuşmada soydaşların ortak irade göstermesini, birbiriyle rekabet etmek yerine ortak çıkarlar üzerine olgun hareket etmelerini tavsiye etti. Özellikle: “Etnik beyâna dayalı yapılacak halk sayımında Kosova’da yaşayan Türk Nüfusu sayısı ne çıkarsa çıksın, Türkiye Cumhuriyeti olarak azınlık Türklerin arkasındayız. Dünyanın herhangi bir yöresinde yapılacak olan halk sayımı sonuçlarına göre o ülkede tek bir Türk dahî olsa Türkiye Cumhuriyeti, o Türk’ün arkasındadır” Dedi. Sözleri, gerçekten etkileyiciydi.   

Büyükelçi sıfatıyla makamında oturmak yerine, görev yaptığı Kosova’yı karış karış dolaşıyor. Sadece Türklerle değil, başta Arnavutlar olmak üzere tüm etnik yapılarla kurduğu dostane ilişkiler sebebiyle Kosova’da görüştüğüm kişilerin tamamı Tunç Angılı Bey’i sevgi ve saygıyla takdir ediyordu. Ülkemizin Kosova’daki vitrini olarak PR açısından bundan büyük hizmet olabilir mi?   

Bir büyükelçinin; devletin asil/vakur duruşuyla birlikte azınlık Türk soydaşların tüm sorunlarıyla hiç büyüklenmeden “tevazu” ile ilgilenmesi özlediğimiz yaklaşım tarzıydı. Büyükelçimizin KDTP başta olmak üzere, soydaş STK’lara önderlik etmesi, soydaşlara yol göstermesi ve Arnavutlarla kurduğu samimi ilişkiler yakın gelecekte Kosova’da yaşayan Türklerin sosyal/siyasal pozisyonunu güçlendirecektir.

Büyükelçimizin diplomatik misyonuna ilaveten profesyonel idareci/yönetici vasfıyla Priştine Büyükelçiliği’ne bağlı tüm kurumları Türkiye Yüzyılı hedefinde senkronize etmesi ülkemizin Kosova’ya gösterdiği önemi ve potansiyel gücünü gösteriyor.