Kur'an'ı Kerimde, "İnsan aldığı gıdalara bir baksın! Biz yağmuru gökten bol bol yağdırdık. Sonra (bitkiler bitsin diye) toprağı nasıl yardık. Kendinize ve hayvanlarınıza bir gıda ve fayda olması için yeryüzünde ekinler, üzüm bağları, yoncalar, zey­tinler, hurmalar, iri ve sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve çayır­lar bitirdik" buyrulur.

Mahallemizde ki “Cuma pazarına” komşu olmak büyük bir nimettir. Yazıyı yazdığım gün hava soğukluğu üç derecedir. İnsanın elleri parayı tutamayacak derecede soğukla karşı karşıyayız. Mahalle pazarları güzellik ve kolaylıktır. Yüzlerce nimet yürüme mesafesindedir. Pazar, eksisi ve artısıyla bir kültür ve medeniyetin göstergesidir.

Evden pazara ya elimizde Pazar arabasıyla gideriz ya da her parmakta bir poşetle eve döneriz. Pazar arabasını yüklemek de maharet ve tecrübe ister. Alt tarafa soğan, patates gibi sert yiyecekler üst tarafa ise ezilebilecekler konur. Pazarda bazen arabalarda birbirine çarpışır. Sohbet eden insanlar, alış veriş için tezgâh önünde bekleyenler ve fiyat kontrolü için tur atanlar. Pazar disiplini belediye ve esnafın gayretiyle düzenlenebilir. Para ve oy menfaati maalesef düzensizliğe kapı aralayabiliyor. Şimdi pazarların çoğunun üstü kapalıdır. Yağmur yoktur. Ya da kendilerinin açtığı çadırların altında satış yapılmaktadır.

Esnafın oturup ısınabileceği bir mekân yoktur. Ayakta dağıtılan çay ile ısınmayı sağlamaktadırlar. Pazar gıda işi olduğundan her yönüyle bozulmaya ve elden geçirilmeye muhtaçtır. Esnafın kimisi gece saat üçte veya en geç beşte yola çıkmalıdır. Kimi önce sebze haline gidip satacaklarını almaktadır. Bu yorgunluk Pazar yerine dahil olarak bazen beş, bazen iki saat devam ederek ürünleri tezgaha yerleştirme ameliyesidir. İşini seven esnaf sanki hiç bozulmayacak ve taşınmayacak kadar güzel bir tanzim yaparlar. Esnaf iş güvenliği ve çalışma saati bakımından çok uzun çalışmaya muhtaçtır.

Şimdi pazara dâhil oluyorum. Köşede patates ve soğan satan beli çuval taşımaktan eğirilmiş düz duramayan ve sağlığını yitirmiş bir esnafla karşı karşıyayız. Tonlarca yükü sırtında taşıyan parmaklarıyla poşete koyup tartan bir hal devam etmektedir. Arkadaşı ise kabakları kesip elektrikli bir aletle soymaktadır. Tam karşısında ise tüm kaliteli meyvelerin çeşitleriyle kurulmuş ışıklı ve zevk veren bir tezgâhla karşı karşıyayız. Esnafın iki özelliği önemlidir. Güleryüz ve bereketli kazanç duasıdır. Hele de balıkçının almasan da “Maşallah” de, sözüdür. Zira Kehf suresinde bahçesine giren kişiden, tevhitten sonra istenen söz maşallahtır. “«Bağına girdiğin zaman Maaşâallah, Allah (ın yardımın) dan başka hiçbir kuvvet yoktur demeli değil miydin?”

Evet, süt ürünleri, yumurta ve yufkayla dost halini görüp zeytinciyi unutmak mümkün müdür. Mantarcı, ıspanakçıya komşu, maydanoz, yeşil soğan, limon gibi ürenler birbiriyle ilgisi nispetinde satışa arz olunmuştur. Pazarda ki tüm ürünleri saymak imkânsızdır. Zaten ayette de buyrulur ki, “O size istediğiniz her şeyi verdi. Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız başa çıkamazsınız. Şu bir gerçek ki insanoğlu çok zalim, çok nankördür!”

Tezgâhların bariz özelliği sattıkları ürünlerin birbiriyle olan münasebetidir.  Bu müşterinin işini kolaylaştırmaktadır. Pazarda canlı para dönüşümü sağlanmaktadır. Eller her ürün için iki kez cebe ve cüzdana girmektedir. Parası az olan, geçimi zor olanların kahır yeridir pazarlar. Dönüp dolaşır sanki alacak bir şey bulamazsın. Belki ucuzluk saatlerini düşünürsün. Evet, ekmeği ve gıdayı zorla alabilen insanların hayattan ümidi ve siyasilerden beklentisi var mıdır? Bir barbunyanın yüz kırk lira olduğu yerde her şey ateş pahasıdır. Bunun sorumlusu tarım işini idare edenlerdir. Satıcı esnafın sorumluluğu en az olanıdır. Maalesef Pazar pahalılığın ötesinde bir durumla karşı karşıyadır. Asgari ücretlinin alabileceği şeyler son derce sınırlıdır.

Pazar esnafı daima göç halindedir. Bu ise onların işini zorlaştırmaktadır. Sermayeden çok sağlık gereklidir. Pazar esnafı neşeli ve bol sohbetlidir. Kendilerine teşekkür ve dualarımızla.

Not. Pazar esnafı çöpünü bir poşete toplayıp akşamüstü belediyenin temin ettiği taşınabilir bir konteynera yüklese daha güzel ve temiz olmaz mı?