Son yıllarda kliniğime başvuran bireylerin kan tahlillerinde sıkça karşılaştığım ortak bir tablo var: Demir eksikliği. Üstelik bu durum yalnızca kadınları değil, erkekleri ve hatta çocukları bile etkiliyor. Peki neden demir eksikliği bu kadar yaygınlaştı? Günlük hayatımızda farkında olmadan yaptığımız bazı tercihler, bu sessiz ama ciddi sağlık sorununu tetikliyor olabilir.

Demir, vücutta oksijenin taşınmasından bağışıklık sisteminin desteklenmesine kadar birçok temel görevi olan hayati bir mineraldir. Eksikliğinde halsizlik, baş dönmesi, saç dökülmesi, çarpıntı, konsantrasyon bozukluğu gibi pek çok belirti ortaya çıkabilir. Ancak ne yazık ki çoğu zaman bu belirtiler başka nedenlerle karıştırıldığı için demir eksikliği tanısı geç konulur.

Beslenme alışkanlıklarımız son yıllarda büyük bir değişim geçirdi. Et ve et ürünlerinin daha az tüketilmesi, vegan veya vejetaryen beslenmenin yaygınlaşması, hazır gıdalara yönelim, kahve ve çayın öğünlerle birlikte sık tüketilmesi gibi etkenler demir emilimini ciddi şekilde azaltıyor. Özellikle bitkisel kaynaklı demir (non-hem demir), hayvansal kaynaklı demire göre vücut tarafından daha zor emilir. Bu nedenle demir eksikliği riski, özellikle et tüketmeyen bireylerde daha yüksektir.

Bir diğer önemli faktör ise sindirim sistemi sorunları. Çölyak hastalığı, gastrit, ülser gibi mide-bağırsak rahatsızlıkları demir emilimini engelleyebilir. Ayrıca bazı ilaçlar da uzun vadede demir seviyelerini düşürebilir.

Kadınlar için durum daha da hassas. Regl dönemi, hamilelik ve emzirme süreçleri demir ihtiyacını artırırken, yeterli destek alınmadığında eksiklik hızla gelişebiliyor. Aynı şekilde ergenlik dönemindeki çocuklar da büyüme ataklarıyla birlikte daha fazla demire ihtiyaç duyarlar.

Demir eksikliğini önlemek veya tedavi etmek için önce doğru tanı şart. Bu yüzden düzenli kan tahlili yaptırmak çok önemli. Tespit edildiğinde ise sadece takviye almak yeterli olmayabilir; emilimi artıracak beslenme düzeni oluşturmak da gerekir. Örneğin C vitamini, demir emilimini artırırken; çay ve kahve, demirin bağırsakta emilimini azaltır. Bu nedenle demir açısından zengin bir öğünün hemen ardından çay/kahve içmekten kaçınmak gerekir.

Sonuç olarak demir eksikliği, yaygın ama önlenebilir bir halk sağlığı sorunu. Kişiye özel beslenme planlarıyla, yaşam tarzına uygun takviyelerle ve bilinçli tercihlerle bu durumu kontrol altına almak mümkün. Unutmayalım: Vücudumuzun enerjisi, direnci ve sağlığı, demir gibi küçük ama etkili detaylarda saklıdır.